İş bulma ümidini kaybetmiş milyonlarca gençten biri de benim!
"Türkiye’de iş bulma ümidini kaybetmiş milyonlarca gençten biri de benim. Ne derslerimi takip edebiliyorum ne de düzenli olarak bir işte çalışabiliyorum."

Fotoğraf: DHA
Çalışmak zorunda olan işsiz bir üniversite öğrencisi
Kocaeli
Merhaba Evrensel okurları. Geçen günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eski Türkiye’de yaşamamış gençlerimize kazanımlarının önemini anlatmakta zorlanıyoruz” şeklinde bir ifade kullanmıştı. Günümüz Türkiye’sinde ise yapılan bir ankete göre gençlerin yüzde 73’ü iş bulma ümidini yitirmiş durumda... Ben de iş bulma ümidini yitirmiş bir genç olarak Erdoğan’ın bu sözlerini nesnel gerçeklikten uzak buluyorum.
Üniversite ikinci sınıf öğrencisiyim. Pandemiyle beraber okulların uzaktan eğitime geçmesiyle, memleketim Manisa’ya akrabalarımın evine dönmek zorunda kaldım. Uzaktan eğitim başladığında henüz bir bilgisayarım yoktu ve vizeler başlayana dek derslere giremedim. Yaz aylarında sezonluk bir fabrikada işe girdim, sezon kapanınca çıkışımı verdiler. Bir süre işsiz kaldıktan sonra tekrardan bir gıda fabrikasında iş buldum. Çalışma koşulları oldukça zordu ve bir gün mesai saatleri içerisinde tuvalete gittiğim için işten çıkışım verildi, tekrardan işsiz kaldım.
Uzun bir süre yaşadığım yerde iş bulamadım. Manisa’dan ayrılıp İstanbul’da bir şantiyede peyzaj işçisi olarak bir süre çalıştım. Şantiyede çalışma koşulları berbattı, hiçbir pandemi önlemi alınmamıştı. Konteyner koğuşlarda altışar kişi kalıyorduk. İşçilere maske, dezenfektan vb. hiçbir şey verilmiyordu. Sahaya indiğimizde dip dibe çalışıyorduk. Memleketlerini bırakıp İstanbul’a gelen işçiler adeta açlık ve ölüm arasında bir tercih yapmaya zorlanmıştı. Şantiyede çalışırken derslere ve sınavlara katılacak ne zamanım ne de imkanım vardı. Vizeler başladığında ben sahada el arabasıyla toprak taşıyordum...
İstanbul’da bir süre çalıştıktan sonra Kocaeli’ye geldim. Burada uzun uğraşlar sonucunda bir gıda fabrikasında yükleme elemanı olarak işe başladım. Yaptığımız iş tamamen beden işiydi ve çıkış saatimiz hiçbir zaman belli olmuyordu. Sabah karanlıkta işe girip akşam karanlıkta işten çıkıyorduk. Yemekhanede hiçbir zaman doğru düzgün yemek çıkmıyordu ve günün büyük bir çoğunluğunu aç bir şekilde geçiriyorduk. Çoğu zaman mola süremiz bitmeden vardiya amirleri ısrarla işe başlamamızı söylüyordu. Eve geldiğimde çoğu zaman ağrıdan, yorgunluktan uyumakta güçlük çekiyordum. İşçiler bu koşullarda çalışmaktan memnun değillerdi ama işten kovulmaktan, işsiz kalmaktan korktukları için kimse sesini çıkaramıyordu. Burada da bir süre çalıştım. İşin ağırlığına dayanamadım ve hasta oldum, daha sonra işi bırakmak zorunda kaldım. İşe devam etseydim muhtemelen sakat kalacaktım…
Sonuçta uzun zamandır işsizim. Birçok fabrikaya, işletmeye iş başvurusunda bulundum ve hiçbirinden olumlu dönüş alamadım. KYK kredisi alıyorum ama bu para geçimimi sağlayacak düzeyde değil. Temel gıda ürünlerini almakta bile zorlanıyorum. Türkiye’de iş bulma ümidini kaybetmiş milyonlarca gençten biri de benim. Ne derslerimi takip edebiliyorum ne de düzenli olarak bir işte çalışabiliyorum. Erdoğan’ın gençlik için bahsettiği kazanımlar kocaman bir yalandan ibaret. Erdoğan başkanlığındaki Türkiye’de gençler eğitim alamıyor, gençler işsiz, gençler intihara sürükleniyor. Üniversite okuyan ve tatillerde yaşamak için çalışan bir genç olarak, bugün yaşadığım sorunların farkındayım. Bu sorunların çözümünün ise mücadele etmekten geçtiğini biliyorum. Benim gibi milyonlarca genç bu kötü yaşam koşullarını her gün tecrübe ediyor. Gençlik bu şartları kabul etmeyip, değiştirecektir elbette. Kader ve alın yazısı olarak gösterilen bu yaşam şartlarının değişmesi umuduyla…
Evrensel'i Takip Et