05 Ocak 2021 22:47

Pandeminin bedelini neden çocuklar ödüyor?

Pandeminin çocuklar üzerine etkisini konuştuğumuz akademisyenler okulların kapanması ve uzaktan eğitimin tehlikelerine dikkat çekerek kapanmanın çocuk sağlığına ve gelişimine zarar verdiğini vurguladı

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Sinan DEDELİ
İstanbul

Pandeminin tüm dünyada en fazla etkilediği alanlardan biri kuşkusuz eğitim oldu. Okullar bir açıldı, bir kapandı. 20 yaş altı çocuk ve gençlere sokağa çıkma yasağı getirildi. Parklar ve oyun alanları kapatıldı. Çocuklar evlerde kapalı kaldı. Virüs yetişkinlere göre çocukları daha az etkilese de pandemi süreci çocuklar üzerinde tahmin edilenden daha fazla olumsuz etki bıraktı. Amsterdam VU Üniversitesi’nden Dr. Tomris Cesuroğlu ve Bard College Berlin Üniversitesi’nden Dr. Aysuda Kölemen’le pandemide 20 yaş altı gençlerin ve çocukların yaşadıklarını konuştuk.

"HEM SAĞLIĞINA HEM GELİŞİMİNE CİDDİ ZARAR VERDİ"

Salgının yayılmasıyla dünyada başvurulan ilk önlemlerden birisi okulların kapatılması oldu. Salgın eğitim alanını ve çocukları nasıl etkiledi?

Tomris Cesuroğlu: Vaka görülmeye başlanan çoğu ülkenin ilk refleksi okulları kapatmak oldu. Soğuk algınlığı ve mevsimsel grip virüsleri okullarda oldukça hızlı yayılır ve çocuklardan evlere girip ailelere yayılımı sık görülür. COVID-19’un da benzer bir şekilde yayılacağı varsayıldı ve önlem olarak okullar kapatıldı. Bu o zamanki bilgilere dayanarak makul bir hareketti. Ancak daha sonra dünyadaki veriler incelenince bu varsayımın pek doğru olmadığı görüldü. Başta Batı ve Kuzey Avrupa ve bazı Asya ülkeleri olmak üzere Nisan-Mayıs aylarında okulları kademeli olarak açmaya başladılar. Başta çok sıkı önlemler vardı, zamanla çocukların bulaşmada önemli rol oynamadığı görüldükçe bu önlemler de gevşetildi. Haziran ayına geldiğimizde az çok gelişmiş çoğu ülkede okul öncesi kurumlar ve ilkokullar neredeyse tamamen açılmıştı. Bu aylarda Türkiye ise yasaklarla çocukları eve hapsetti. Bu durum çocukların hem sağlığı hem gelişimine ciddi zarar verdi. Kas ve kemik erimesi, obezitede artış, zeka gelişimlerinde duraklama ve gerileme gibi ciddi sağlık ve gelişim etkileri söz konusu. Çocukların sağlıklı gelişimi ve mutluluğu için temel ihtiyaçlarından biri fiziksel aktivite ve oyun. COVID-19 salgınında yüzeylerden bulaşma belirgin rol oynamıyor araştırmalar bunu gayet net bir şekilde gösterdi. Açık havada yüzeylerden bulaşma imkansız, ama çocuk parkları akıl almaz bir şekilde kapatılıyor. Sonuç olarak, çocukları sadece temel bir hakları olan eğitimden mahrum bırakmıyoruz, üstüne bir de evlere hapsederek gelişimlerine ket vuruyoruz.

Bulaş riskine baktığımızda çocuklarda yetişkinlere göre dağılım nasıl?
 

Tomris Cesuroğlu: Bilimsel veriler şu anda net. 20 yaş altındaki çocuk ve gençlerin hastalığa yakalanma ihtimali yetişkinlerin yarısı kadar. Olumsuz sağlık sonuçlarına uğrama riskleri ise çok düşük. Bulaştırıcılığa gelince, bu konuda çocukları ve gençleri üç gruba ayırabiliriz. Birinci grup okul öncesi dönem, yani 6 yaş altı (72 aydan küçükler). Bu yaş grubunun hastalığa yakalanma ihtimali çok düşük olduğu gibi yakalanırsa yayma ihtimali de düşük. İkinci grup 6-11 yaş; Türkiye’de ilkokul ve kısmen de ortaokula giden çocuklar. Bu çocuklarda bulaştırıcılık ihtimali okul öncesi dönemden biraz daha fazla olsa da yetişkinlere göre hâlâ çok düşük. Üçüncü grup ise 12 yaş ve üzeri. Bu yaş grubu hastalığa daha az yakalansa da artık yetişkinler kadar bulaştırıcı olduğu için yetişkinlerin uyguladığı tüm önlemler onlar için de geçerli.

OKUL ÖNCESİ DÖNEM VE İLKOKULLARIN ACİLEN AÇILMASI GEREKİYOR

Okullar dışındaki sektörlerde hayat uzun süre normal devam etti. AVM’ler ve restoranlar açıkken; düğünlere, açılışlara ve toplantılara devam ederken okullar kapalı kaldı. Sizce doğru olan yöntem nedir, okulların kapatılması mı?

Tomris Cesuroğlu: Türkiye’nin bu açıdan dünyada eşi benzeri yok. Hayatın tüm alanları ve tüm sektörler aşağı yukarı açıkken sadece okulları kapatarak salgını kontrol altına almaya çalışan dünyadaki tek ülke. Eylül ayından beri Dünya Sağlık Örgütü ve UNICEF gibi kurumlar ardı ardına çağrılarda bulunuyor; okulların, özellikle de ilkokulların kapatılmaması, kapalı olanların açılması gerektiğini söylüyor. Çünkü okulların açık olduğu ülkelerde yapılan araştırmalar bize şunu gösteriyor; okulların, özellikle de okul öncesi kurumlar ve ilkokulların kapanması salgını yavaşlatmıyor. Okullarda görülen vakalar toplumda görülen vakaların bir yansıması. Okulların, özellikle de ilkokulların kapanmasının çocuklara ve topluma faydası yok, topluma ise zararı çok. Bu nedenle başta okul öncesi dönem ve ilkokulların acilen açılması ve pandemi süresince açık kalması gerekiyor.

Ancak okullarda alınması gereken önlemlerin devlet tarafından alınmadığı, o nedenle kapalı kalması gerektiği söyleniyor…

Tomris Cesuroğlu: Okul öncesi kurumlar ve ilkokulların açılması için alınması gereken önlemler aslında oldukça basit ve kaynak gerektirmiyor. Öncelikle, yetişkinlerin bir araya geldiği tüm ortamlar ve iş yerleri için alınması gereken önlemler alınmalı. Çünkü okullarda bulaşma en fazla öğretmenler arasında oluyor. Çocuktan çocuğa bulaşma nadir. Diğer tüm iş yerleri ve devlet daireleri gibi okullarda da yetişkinlerin aralarındaki fiziksel mesafeyi korumaları ve maskelerini çıkarmamaları gerekir. Kısacası alınacak tedbirlerin diğer devlet dairelerinde alınan tedbirlerden farkı yok. Avrupa’daki örneklere bakıldığında sınıfların ders sırasında her 20 dakikada bir 3-5 dakika havalandırılması gerekiyor. Ayrıca teneffüs süresince pencereler açılarak sınıflar tam olarak havalandırılmalı. Bunları yapmak için kaynak gerekmiyor. Yine Avrupa örneklerine baktığımızda sınıf mevcutlarının 25-30’un altında tutulması gerekiyor. Bunun mümkün olmadığı ilkokullarda bölünmüş sınıflarda dönüşümlü eğitim yapılabilir.

28 GÜNLÜK BİR KAPANMA GEREKİR

Kapanmak çözüm değil diyorsunuz... Peki nasıl olacak, bilim insanları kapanma çağrısı yaparken okullar açılsın mı diyeceğiz? Nasıl olmalı sizce, yüz yüze eğitime geçilmeli mi, nasıl?

Tomris Cesuroğlu: Öncelikle ‘kapanmadan’ ne kastedildiğine bakmak ve halk sağlığı bakış açısı ile fayda ve zararlarını kefeye koymak gerekir. Bahsettiğinizin 14 gün boyunca tüm ülkeyi kapatın çağrısı olduğunu varsayıyorum. Böyle bir uygulamanın olası faydası çok sınırlı ve geçici olur. Çünkü virüsün hastalık döngüsünü kırmak için 28 günlük bir kapanma gerekir. 14 günün sonunda tüm sektörler normal açık devam ederse hastalık tekrar hızla yayılmaya başlar. Böyle bir kapanmanın en büyük zararı ise en fazla zedelenebilir, dezavantajlı gruplar üzerinde olur. Kapanmadan ziyade toplumda bulaşmanın en fazla olduğu yerler tespit edilmeli ve buna yönelik önlemler alınmalı. Devletin görevi kapsamlı değerlendirmeler ve planlar yaparak salgını en dezavantajlı grupları kollayarak kontrol altına almak. Okulların kapanması konusuna halk sağlığı bakış açısından baktığımızda çocuklara ve topluma fayda ihtimalinin çok düşük, zararının ise çok yüksek olduğunu görüyoruz.

Uzaktan eğitimin toplum üzerinde nasıl bir olumsuz etkisi olabilir? Çocukların okullardan uzak kalmasının ne gibi zararlarını göreceğiz?

Aysuda Kölemen: Uygulamaya ‘uzaktan eğitim’ adı verilmesi çocukların uzaktan eğitim aldığı anlamına gelmiyor. Örneğin, okul öncesi dönem çocukların dil, zekâ, sembolik oyun oynama, sezgilerle akıl yürütebilme, konsantrasyon, sorun çözme kabiliyetlerinin geliştiği yaşlar. Bunları ‘uzaktan ders’ ile kazandırmanız mümkün değil. İlkokulda ise mantıksal ilişkiler kurarak düşünme, analitik düşünce, sorun çözme becerileri gelişir. Çocuklar dürtülerini kontrol edebilmeye, duygularını yönetebilmeye, ihtiyaçlarını erteleyebilmeye ve daha uzun süre konsantre olabilmeye başlarlar. Beyin gelişimi muhakeme becerisini, etik ve ahlak kurallarını dikkate almayı ve akılcı davranabilmeyi sağlar. Uzaktan ders ile bu becerilerin yeterli düzeyde kazanılması mümkün değil. İşin kötüsü, bu kabiliyetler belirli yaş dönemlerinde yeterince kazanılmadığında daha sonra telafisi yok. Beyin 10 yaş civarında bilişsel fonksiyonlarda kullanılmayanları atma sürecine giriyor. Yani kullanılmayan bağlantı ve yollar yıkılıyor. Bu kritik becerileri bu dönemde kazanmayan çocuklar hayatlarının geri kalanında bu alanlarda hep güçlükle karşılaşıyor. Okuldan ve eğitimden bir yıl uzak kalmak zekâ düzeyi üzerinde 1-5 IQ puanlık kayba yol açıyor.

KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAŞMA ORANI DÜŞTÜ

Peki nasıl sonuçları doğuracak?

Aysuda Kölemen: Pandemide erken dönem eğitiminden mahrum bırakılma süresi arttıkça, özel eğitim gereksinimi olan çocuk oranlarında artış yaşanacak.

Evde kalmanın çocuklar için riskleri ağır ihmal, istismar, işçi olarak çalıştırılma, erken yaşta evlendirilme, örgün eğitimden tamamen kopma... Yıllardır bin bir emekle arttırılan okullaşma oranları, özellikle de kız çocuklarının okullaşma oranları, ne yazık ki düşüşe geçti. Özellikle düşük gelir grubundaki ailelerde kız ve erkek çocuklar çalıştırılıyor. Pandemiden sonra okullar açılsa dahi bu çocukların eğitime dönmesi çok zor. Okulların kapalı kalmasının en ciddi toplumsal bedellerinden biri de kız çocuklarının evlendirilmesi. Okulların özellikle hassas şartlarda yaşayan çocukları koruyan bir işlevi de var. Çocuklar okuldan alınıp eve kapatıldıklarında çocuk istismarı artıyor, buna karşılık istismarı tespit olanağı azalıyor.

Son olarak, bu tablonun toplumsal eşitsizlikleri artıracağını görmek zor değil.

Son alınan kararlarla gördük ki, devlet ana sınıfları kapalı iken özel kurumlarda ana sınıfları açık. Bunu nasıl yorumlamak lazım, devlet okulları mı sorun, ya da sorun nerede?

Tomris Cesuroğlu ve Aysuda Kölemen: Anasınıfı eğitimi çocukların okula hazırlanmaları ve okul hayatı boyunca başarılı olmaları için kritik önem taşıyor.

Hal böyleyken ve özel okulların ana sınıfları açıkken devlet okullarının ana sınıflarının kapalı kalması akıl alır bir uygulama değil. Devlet okulu anasınıfları düşük gelir düzeyinden insanların çocuklarını ilkokula hazırlamaları için ellerindeki tek fırsat. Ancak bu olanak şu andaki uygulama ile ellerinden alınıyor.

ÖNCEKİ HABER

Melih Bulu, kapıya takılan kelepçe için "Kapı kırıkmış tutturmak için takmışlar" dedi

SONRAKİ HABER

Almanya yetersiz aşıyı tartışıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...