18 Şubat 2011 03:36

Testesteron tedavisi yada testereli çözüm

Geçtiğimiz yıllara oranla tecavüz ve cinsel istismarın artması ile kadın örgütleri başta olmak üzere hiçbir kurum ve örgüt bu gidişata sesiz kalamıyor. Geçen sene çocuk istismarcılarına karşı ceza olarak AKP milletvekillerinin gündeme getirdiği kimyasal kastırasyon kadınların tüm itirazlarına rağmen bu sefer t

Testesteron tedavisi  yada testereli çözüm
Paylaş
Başak Sopacı

Geçtiğimiz yıllara oranla tecavüz ve cinsel istismarın artması ile kadın örgütleri başta olmak üzere hiçbir kurum ve örgüt bu gidişata sesiz kalamıyor. Geçen sene çocuk istismarcılarına karşı ceza olarak AKP milletvekillerinin gündeme getirdiği kimyasal kastırasyon kadınların tüm itirazlarına rağmen bu sefer testosteron tedavisi olarak yasa metni halinde tekrar önümüze geldi. Peki, tecavüze ve çocuğun cinsel istismarına ağır cezalar içerdiği iddi edilen buram buram şeriat kokan bu yasa bu yaraya merhem olur mu? Öncelikle tecavüz ve cinsel saldırıda ceza süresinin arttırmanın suçları bir nebze olsun engelleyici bir önleme dönüşebilmesi için bu suçu işleyen kişilerin tespit edilip yargılanması ve bu yargılama sonunda ceza alması gereklidir. Günümüzde tecavüz olaylarının %96’lık kısmı kadının yaşadığı travma, şok utanç duygusu, ispatlayamama korkusu ve aile, toplum baskısı sebebiyle bildirilmiyor. Kamu davası açılması gerektiren, bildirilmiş cinsel saldırı olaylarının çoğunda kadının beyanı esas alınmıyor, etkin soruşturma geçekleştirilmiyor ve ancak yarısına dava açılıyor. Açılan davaların 1/3 ünde ancak tecavüzcü-eğer alt sınıftan bir erkekse- ceza alıyor. Yani mevcut cezaları arttırmak soruna bir çözüm sunmuyor. Yasada önerilenlerden biri de ikincil travmaları engellemek için adli tıp raporuna ihtiyaç duyulmaması. Yasada ensest, cinsel saldırı, ilaç tecavüzleri ve saldırganın meni vb fiziksel delil bırakmaması gibi somut bulgunun olmadığı yada çeşitli sebeplerle elde edilemediği durumları yok sayılıyor. Aslında bu sebeple her tecavüzün travmaya neden olacağı bilgisiyle bir üniversite hastanesinde uzman psikiyatrist muayenesi ile raporlanacak -tüm dünyada tecavüzün kanıtı olarak kabul gören- travma sonrası stres bozukluğu tanısının tecavüz olayının gerçekleştiği konusunda tek delil olarak yeterli sayılması gerekiyor. Şeriat hukukunda kadının şahitliğinin ancak erkeğin şahitliğinin yarısı kadar itimat edildiği yasalar misali, kadın mücadelesinin en büyük talerlerinden olan tecavüz olaylarında kadının beyanın esas alınması bu yasa tasarısında da söz konusu dahi edilmiyor.     Bugün çoğunluğun insan hakkı ihlali hümanizmi ya da şeriat yasalarına uygunluk çerçevesinde tartıştığı testosteron tedavisi mevzunda durum daha vahim. Yasa çocuk istismarından ceza alan Şahin Öğüt gibi seri tecavüzcülerin ‘tövbe’ edip testosteron tedavisine razı gelerek salıverilmesine olanak tanıyor. İşkence tecavüzlerinde cisim kullanımını ve istismarda penitrasyon(sokma) olmadığı durumların varlığını bir kenara bırakalım. Tecavüzün testosteron tedavisi ile engelleneceğini düşünmek tecavüzün ‘dürtü denetim bozukluğu’ olarak kabul edip bir hastalık olarak algılanması ve tecavüzcülerin hastalanmış ‘mağdurlar’ olarak görülmesi anlamına geliyor. Oysa biz kadınlar biliyoruz ki tecavüz ve tecavüz tehdidi, erkek egemen kapitalist sitemin kadın bedeni ve varlığını denetleme ve ehlileştirme araçlarından biri, bir şiddet biçimidir. AKP’nin tecavüzün devlet ve kapitalist sistemle bağını inkâr etmek için hazırladığı bu yeni yasasına karşı kadın mücadelesinde yılardır tekrarladığımız taleplerimizi bir kez daha hatırlatmakta fayda var. jÜniversite hastaneleri içerisinde cinsel şiddet kriz merkezleri kurulsun. Bu kurumlar bilirkişi kabul edilsin. jTecavüz davalarında darp ve meni gibi somut delillerin aranmasından vazgeçilsin. Bu davlarda psikolojik durum raporu tek delil olarak yeterli sayılsın. jTecavüz davalarında adli tıp kurumunun bilirkişilik tekeli kaldırılsın. Bilirkişilik üniversite hastanelerine-cinsel şiddet kriz merkezlerine- devredilsin. jTecavüz davası savcıların insafına bırakılmasın dava açılması için kadının beyanı yeterli sayılsın. jÖzellikle ensest davaları için zaman aşımı ortadan kaldırılsın. jTCK’ da ensestin tanımı yeniden yapılsın. Öğretmeni, aile dostu gibi çocuğun güven ilişkisini kötüye kullanan istismarcılar ensest kapsamında değerlendirilsin.Tüm bu taleplerimizi hiçe sayarak hazırlanmış bu yasa tasarısı tecavüzün kapitalizm ve erkek egemenlik ile olan bağını fülulaştırıp biz kadınların başına yeni bir ‘torba’ geçirmeye hazırlanıyor. Biz kadınlar hiçbir torbaya girmeyeceğimizi haykırmak için 8 Martta yine alanlarda olacağız.

ÖNCEKİ HABER

Örgütlü mücadelenin öğrettikleri

SONRAKİ HABER

İçmeden de sarhoş olunabiliyormuş!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...