Şok sözler ve o ‘zevat’!
Değersizleştirme kampanyacıları için bu önemli mi? Değil. Gerçi, bazıları “insaf sınırlarını aşmayalım” diye düşünmüş olacak ki, haberin sonuna “sesin Üçer’e ait olup olmadığı tam anlaşılamadı” diye not düşmüşler. Örneğin Vatan.
Vatan internet sitesindeki haberde bunu yapmış. Yapmış ama dayağın hasını attıktan sonra. Şöyle ki; üst başlık: Flaş! BDP’li vekil halka öyle bir çağrı yaptı ki… Haber başlığı: Bu ses kaydı ortalığı karıştıracak! Neymiş ortalığı karıştıracak çağrı diye haberin üzerini tıkladığınızda, “halka silahlanın çağrısı yaptı” başlığı ile karşılaşıyorsunuz. Bildiğimiz terörist cenazesi vs. klişeleri ile anlatıldıktan sonra haber, şöyle devam ediyor: “… güvenlik güçlerinin müdahalesini yanındakilere “Arkadaşlar çeper durun, Savcı bey resmi yazı getirsin ondan sonra, çeper kurun” diyerek engellemeye çalışan Üçer, kendisini görüntülemeye çalışan kameramana “Kapat, kapat, terbiyesiz” diye müdahalede bulunurken, o sırada “ Haber ver herkes silahlansın herkes telefon etsin böyle şey olur mu” diye bir ses duyuldu. Ancak bu sözlerin Özdal Üçer’e mi yoksa başka birine mi ait olduğu anlaşılamadı.”
E, madem anlaşılamadı, madem “deliliniz” yok, neden “silahlanın çağrısı yaptı”, “vekilin sözleri ortalığı karıştıracak” diyorsunuz? Bu başlıkları attıktan, haberi öyle verdikten sonra “anlaşılmadı” demek nasıl bir iştir?
HABERİN ETKİSİ
Daha da çoğaltılabilir soruları bir yana bırakıp, Esenboğa Havaalanı’na, Bakanlar Kurulu sonrasında İspanya’ya gitmek üzere havaalanına gelen Erdoğan’ın basın toplantısına gidelim. Patriotlar, Rusya’nın açıklaması vs. konulu ilk soruların ardından önce Beyaz TV muhabirinin (özetle) “efendim, bugün BDP Van Milletvekili Özdal Üçer’in halka silahlanma çağrısı yaptığı bir ses kaydı yayınlandı, ne diyeceksiniz” sorusu işitildi. Erdoğan soruyu (özetle) “fezlekeler meclise geldiğinde alışılmışın dışında bir karar vermeyi düşünüyoruz” diye yanıtladı ve soru almayı sürdürdü. Yargı paketi ile ilgili başka bir sorunun ardından el kaldıran STV muhabiri, Başbakan’ın yanıtından tatmin olmamış olacak ki, şu soruyu yöneltti: “biraz önce arkadaşım sordu ama Sayın Başbakanım, daha önce Sebahat Tuncel’in, Aysel Tuğluk’un, son olarak Kışanak’ın güvenlik güçlerine yönelik tutumları var. Ne söyleyeceksiniz?” Başbakan tabii ki, “demin cevabını verdim ya, niye bi daha soruyorsunuz” demedi. Şöyle dedi: “Dokunulmazlık zırhına bürünen bu zevatla ilgili kararımızı dokunulmazlıklarını kaldırılmak suretiyle vereceğiz. Ondan sonrası artık yargıya ait.”
Böylece amaç hasıl oluyor. Başbakan’ın bu sözleri söylemesinden sadece beş dakika sonra, haber kanalları son dakika gelişmesi diye, dokunulmazlıkla ilgili sözleri vermeye başlıyor. Sabah gazete ve internet sitelerine düşen haber, akşamına Erdoğan’ın “zevat” lafı için dolgu malzemesi oluyor. Nitekim fezlekeler de öğleni bulmadan meclise gelmiş oldu. Evet, BDP’li vekilleri aşağılama, değersizleştirme, küçük düşürme oyunları bitmiyor. Bitmiyor da ne oluyor? Şok sözler, şok görüntüler dönüp dolaşıp bu görüntüleri servis edenleri ve yayınlayanları itibarsızlaştırıyor. Tabii, itibar kaldıysa!
Evrensel'i Takip Et