29 Kasım 2020 22:52

Emek Gençliği: Amaç eğitim hakkı için bir araya gelişe ivme kazandırmak

Emek Gençliği eğitimde derinleşen eşitsizliğe karşı “Eğitimde eşitlik yoksa dayanışma var” kampanyası başlattı. Kampanyanın detaylarını İstanbul Emek Gençliği Yöneticisi Murat Batı ile konuştuk.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Zehra ÖZÖCAL
İstanbul

Pandemi önlemleri çerçevesinde MEB tarafından alınan okullarda uzaktan eğitim kararı ile birlikte EBA’nın altyapı yetersizliği ve yoksul ailelerin çocuklarına bilgisayar ve internete erişimi imkanları sağlayamaması nedeniyle var olan eğitim eşitsizliği daha da derinleşti. Eğitim Sen’in verdiği rakamlara göre 6 milyon öğrencinin uzaktan eğitimden yararlanamadığı ortaya çıktı. Emek Gençliği eğitimde derinleşen eşitsizliğe karşı “Eğitimde eşitlik yoksa dayanışma var” kampanyası başlattı. Emek Gençliği tarafından kampanya ile ilgili yapılan açıklamada eğitimde özelleştirme politikalarının bir sonucu olan eşitsizliğe karşı dayanışmayı örgütlemek ve parasız, bilimsel, demokratik eğitim talebi etrafında birlikte mücadele için adım atma hedefi taşınıldığı ifade edildi. Kampanyanın detaylarını İstanbul Emek Gençliği Yöneticisi Murat Batı ile konuştuk.

İstanbul Emek Gençliği, geçtiğimiz günlerde “Eğitimde eşitlik yoksa dayanışma var” sloganı etrafında bir kampanya duyurusu yaptı. Kampanyanın çıkış noktasını açabilir misiniz?
“Eğitimde eşitlik yoksa dayanışma var” diyoruz. Çünkü giderek yoksullaşan emekçi halkın çocuklarının eğitime katılmasının önündeki engelleri aşmak için dayanışmamızı güçlendirmemiz gerekiyor. Bu duvarı örenler ise biz gençlerden birbirimizin üzerine basmamızı istiyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Eğitim ile aramıza konulan duvarları aşmak istiyorsak bu engelleri büyütmenin çabasında olan hükümetin karşısına dayanışma ile çıkmamız gerekiyor.
Kısaca bu kampanyanın çıkış noktası; emekçi halkın çocukları için, eğitime erişim hakkının giderek zorlaşması ve pandeminin bahane edilerek bu gidişatın normalleştirilmesine dayanışmayla karşı çıkma ihtiyacı diyebiliriz. Tüm liselilerin önüne üniversiteyi temel bir hedef olarak koymasının neredeyse zorunlu olduğu bir gerçek. Fakat özel okula gitme imkanınız yoksa “bu yarışa” epey geriden başlamanız gerekiyor. Üniversiteye hazırlanmak için gereken kaynak kitapların fiyatlarının 50 liradan aşağı olmaması da eşitsiz denklemin içindedir.

Nasıl örgütlenecek bu kampanya?
Eşitsizliğe karşı harekete geçmek isteyen herkesi, kampanya altında sıraladığımız talepler için, bir araya geldiğimiz her yerde yapabileceklerimizi birlikte şekillendirmeye, bu zorlu süreci dayanışma ve mücadeleyle göğüslemeye çağırıyoruz. Tüm gücümüzü seferber ettiğimiz ölçüde bu sürecin üstesinden gelebileceğimizi düşünüyoruz. Bulunduğumuz her yerin özgün koşullarını gözeterek talepler ve pratikte atılacak adımlar farklılaşabilir. Dikkat çekilmesi gereken en önemli husus ise bu dayanışma çağrısının bütünlükten kopuk sadece bir “hayır” olarak kalmayacağıdır. Yoksul halkın çocuklarının neden bu durumda olduğunu, sistemin çarklarının nasıl ve kim için döndüğünü, tartışırken bir dayanışma inşa etmemiz ve bu eksende parasız, bilimsel ve demokratik eğitim talebini güçlendirmemiz gerekiyor.

Peki nasıl bir eşitlik vurgusunu öne çıkarmak istiyorsunuz?
Parasız eğitim denilince ders kitaplarının devlet tarafından temin edildiği veya okula para verilmediği durumlar algılanabiliyor. Bu iki başlıkta bile parasız eğitim hakkının kapitalist sistemin çarkları arasında ezilmeye çalışıldığını görüyoruz. Velilerden fon oluşturma çabası, velisinin ekonomik durumu iyi olmayanlara okulda normalden çok daha düşük ücretli çalışma teklif edilmesi veya üniversiteye hazırlanmak için alınması gereken kitaplara bile yüzlerce lira verilmesi zorunluluğu, eğitime erişmek için internete ödenen bedelden, yine burada kullanılacak cihazın satın alınmasına kadar veya fırsat eşitliği ilkesinin önündeki en büyük engel olan “Ne kadar para o kadar eğitim” anlayışının ve onun vücut bulduğu özel okulların kaldırılması parasız eğitim talebinin hayata geçeceği noktalar olarak karşımıza çıkıyor.
Sadece bir dayanışma kampanyası eşitsiz düzeni çözebilir mi? İstanbul gençliğine yaptığınız çağrının kapsamı nedir?
Bu soruyu tam tersine çevirmek durumu daha anlaşılabilir kılacaktır. Türkiye gençliğinin üzerine gelen, sermayedarların çıkarı uğruna haklarımızı her adımıyla gasbeden AKP hükümeti ile vücut bulmuş bu yapıya karşı eğitim hakkımızı savunmanın yolu birlikte mücadele etmek dışında bir yerden geçiyor mu? O zaman kampanya bu noktada çok önemli bir yere sahip. Bir araya gelmeli ve hakkımız olanı, eşit bir eğitimi, alana kadar mücadele etmeliyiz. Temel amaç da başlatılan kampanyayla bir araya gelişimize bir ivme kazandırmak.
Bu gidişata seyirci kalmak istemeyen, eğitim hakkına sahip çıkmak isteyen herkese bu çağrımız. Lise öğrencileri ile dayanışmak isteyen üniversitelilere, öğrencilerle semtlerde bir araya gelmek için tüm eğitim emekçilerinedir. Kimi yerde ders çalışma alanları oluşturmak için bir araya geleceğiz; internet, kitap, çay, maske vb. sağlamak için dayanışma ağları kuracağız. Kimi yerde de üniversitelilerle liselileri buluşturacağız. Bu süreçte dayanışmayı büyütürken bizi buna iten sistemi ve çözüm yollarını da birlikte tartışacağız. Gençliğimizi ve geleceğimizi kötü eğitimle, işsizlikle, eşitsizlikle ve adaletsizlikle karartmak isteyenlerin karşısına ancak birlikte çıkabiliriz.

ÖNCEKİ HABER

CHP’li Ayhan Barut: Katar'la imzalanan su anlaşmasının içeriğini açıklayın

SONRAKİ HABER

BİMEKS işçisi Dilek Aslan: Her sabah fabrika önlerinde çay simit satıyorum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa