24 Kasım 2020 22:19

Çocuk istismarına karşı dayanışmayla güçlenen kadınlar…

Yıllar boyu , istismara uğrayan A.Y, boşanma sürecinde çocuklarının babaları tarafından istismar edildiğini öğrenen Papatya... Onlar bu cendereden dayanışmayla, örgütlenmeyle çıktılar.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Sevil ARACI
Adana

 

            Ne kadınlar tanıdım, yıkılmadılar,

            Böyle bir güçlenmek görülmemiştir…

25 Kasım Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde şiddete karşı mücadele ederken nice zorluklara göğüs geren, nice darbeden sonra dahi ayağa kalkabilen, elinden tutan kız kardeşleri ile birlikte güçlenen kadınları anmazsak, anlatmazsak olmaz… Ben de sıklıkla bu hikayelerin isimsiz kahramanları ile karşılaşıyorum. O yüzden de aslında nereden başlasam, kimden bahsetsem seçmekte zorlanıyorum.

Eskilerden başlayalım madem. Henüz 11 yaşında iken babasının görevli olarak çalıştığı apartmanda, yöneticilik yapan 60 yaşındaki adamın istismarına maruz kalan, bunu anlatmaya korkan, susan, yıllarca süren istismardan sonra ilkin ablasının, sonra diğer kadınların elinden tutması ile istismarcıyı mahkum ettirmek için hukuk savaşına girişen A.Y’den ve ablası B.Y’den bahsedelim. A.Y. istismarı anlatıp şikayetçi olduğunda neler yaşadığını Ekmek ve Gül’e yazdığı bir mektupla anlatmış; komşuların “Deden gibi sevmiştir” yorumunu; karşı taraf zengin, güçlü bir kişi, istismara uğrayan ise “kapıcının kızı” olduğunda terazinin nasıl yanlış tarttığını söylemişti. “Suçlu ben değildim, benim yıllarca uykusuz geçirdiğim gecelerimin hesabını vermesi gerekiyordu, göl manzaralı evinde tatil yapmak yerine” diyerek dile getirmişti isyanını. O davada yüzlerce uykusuz geçirilen gece oldu. Çünkü sadece A.Y. değil, onunla birlikte davayı takip eden tüm kadınlar adalet yerini bulsun diye dert edindi bu meseleyi.

A.Y. henüz lise öğrencisi olan bir kız çocuğu idi davası başladığında, şimdi üniversite sınavlarına hazırlanıyor, bir yandan da çalışıyor. Kendini daha güçlü hissediyor, çünkü artık mücadele edebildiği ne çok şey olduğunun farkında. Şiddete, istismara susmamayı öğrendi, hatta sadece kendisi için değil tüm hemcinsleri için haykırabilecek öz güvene sahip şimdi. Onun bu yola çıkmasına önayak olan, kendisi de o dönem üniversiteyi yeni kazanmış olan ablası B.Y de hem okuyup hem çalıştı bu süre zarfında. En çok kadınlara destek olma hayali ile tercih ettiği psikoloji bölümünü bitirmek üzere. Belki bir kadın sığınmaevinde uzman olarak göreceğiz onu ileride. O da yaşadığı onca zorluğa, travmaya rağmen tekrar tekrar ayağa kalkmayı başarabilen bir genç kadın, benimse canım kız kardeşlerimden biri şimdi.

Davaya ne oldu derseniz, sonuçta istismarcıya ödül gibi de olsa bir ceza verilmişti. Ancak istinaf mahkemesi, bir kısım sözde eksiklikleri gerekçe göstererek kararı bozdu. Dosya yine yerel mahkemenin önüne geldi. 11 Şubat’ta duruşması görülecek olan davada biz Adanalı kadınlar yine A.Y. ile birlikte orada olacak, istismarcının cezasız kalmaması için elimizden ne gelirse yapacağız.

G.D’NİN YAŞADIĞI ZORLUKLARDAN MÜCADELE VE DAYANIŞMAYA YOLU

Çocukları kuzenleri tarafından taciz edilen bir anne olan G.D’nin de benzer bir hikayesi var. G.D. 6 yaşındaki kızı tarafından anlatılan tacizi dinlerken kulaklarına inanamayan, ne yapacağını şaşıran bir anne. Tacizcinin eşi tarafından kuzen olması nedeni ile şikayetçi olduğunda eşinden destek göremeyince “Böyle eş olmaz olsun” diyerek boşanma davası da açmak zorunda kaldı. Yargı süreci devam ediyor. Önümüzdeki duruşma 12 Ocak tarihinde olacak.

Yıllardır evden işe, işten eve bir hayat süren G.D, bu süreçte kadınlarla birlikte mücadele etmenin ne kadar önemli ve güçlendirici olduğunu fark edenlerden. Artık kadın eylemlerimizin olmazsa olmazlarından biri olan G.D. geçen sene Ekmek ve Gül Korosuna da katıldı. 8 Mart için, saz çalanlardan koro şefine, koristlerden sunucuya tüm üyeleri kadın olan bir etkinlik hazırladılar hep birlikte.

YILLARCA SUSAN BİR PAPATYA YOK ARTIK!

Bir de çocukları, babaları tarafından istismar edilen bir annenin hikayesi var. Onu Ekmek ve Gül okurları “papatya” olarak biliyor. Papatya, bu yola çıkmadan önce evinde yıllarca şiddet görmüş ve susmuş bir kadındı. Önce evlilik içinde yaşadığı şiddete dur demek üzere adım atmıştı. Sonrasında daha büyük bir savaş vermek zorunda kaldı. Çocuklarını kurtarmak üzere verdiği savaşta kadınlarla el ele vermeyi başardı, istismarcı babanın 35 yıl ceza aldığını gördü ve çok daha güçlü devam etti/edecek yoluna. Ben ona “papatya” demiştim. Sadece “papatya gibi beyaz ve ince” olduğu için değil, aynı zamanda onun gibi dirençli ve güzel olduğu için, en zor anlarda kendi gibi niceleri ile buluşup beyaza kestiği için bulunduğu ortamı, tek başına güçsüzmüş gibi görünürken, kendi gibilerle el ele tutuşunca muhteşem manzaralar yaratabildiği için. İşte o yüzden yine diyorum ki, papatyalarımız çok olsun, tarlalarımız, bahçelerimiz hep beyaza kessin…

ÖNCEKİ HABER

Urfa'da M.N adlı kadına işkence yapan faile 34 yıla kadar hapis istemi

SONRAKİ HABER

Annesiyle birlikte yürüyen 12 yaşındaki çocuğu taciz eden kişi tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...