20 Kasım 2020 23:34

Dr. Halis Yerlikaya: Yoğun bakıma dönüştürülen servisler de yetersiz kalıyor

TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Halis Yerlikaya, önlemlerin yetersizliğinden dolayı sağlık emekçilerinin üzerindeki iş yükünün daha da arttığını söyledi.

Diyarbakır Sağlık Platformu'nun eylemi | Fotoğraf: MA

Paylaş

Fırat TOPAL
Diyarbakır

Dünyayı etkisi altında alan koronavirüs salgınında, Türkiye’de hastalığa yakalananların sayısı her geçen gün artıyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Dr. Halis Yerlikaya, hükümetin aldığı önlemlerin yetersizliğine vurgu yaptı. Önlemlerin yetersizliğinden dolayı artan hasta sayısıyla birlikte sağlık emekçilerinin üzerindeki iş yükünün daha da arttığını belirten Yerlikaya, “Şu anda da çok daha kaygılıyız. Diyarbakır’da ortalama 2 bin-2 bin 500 test yapılıyor ve bunun 850-950 arasında pozitif çıkıyor.” Diyarbakır’da yoğun bakımda yatan sayısında ciddi artışların olduğunu belirten Yerlikaya, yoğun bakıma dönüştürülen servislerin yetersiz olduğunu ifade ederek, “Acil servislerde hasta yatıracak durumda değiliz yoğunluk açısından ama bu artış hızı ileriki günlerde ciddi yoğun bakım sıkıntısı olacağını gösteriyor” dedi.  

"HÜKÜMETİN PANDEMİYE KARŞI YÜRÜTTÜĞÜ POLİTİKALAR BAŞARISIZ"

Diyarbakır’da pandemiyle ilgili gelişmeleri TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Halis Yerlikaya ile konuştuk. Salgının başlangıcından bu yana yaptıkları uyarıların dikkate alınmadığını ifade eden Yerlikaya, şeffaf ve toplumsal katılımın olduğu bir sürecinin yürütülmediğini söyledi. Verilerin ortaya konmadan bu sürece karşı başarılı olunamayacağını anlatan Yerlikaya, “Hükümetin pandemiye karşı yürüttüğü politikalar başarısız olmuştur. Bunun kabul edilmesi gerekiyor. Bizim uyarılarımız dikkate alınmadı. Süreç akılcı, bilimsel yürütülmedi. Yapılması gerekenler yapılmadı. Ortak akılla yürütülmeliydi bilim insanlarının, meslek örgütlerinin, sendikaların dahil edildiği bir süreç yürütülmeliydi, yürütülmedi” ifadelerini kullandı.

DİYARBAKIR’DA GÜNLÜK ORTALAMA 900 POZİTİF VAKA

Sağlık Bakanlığı tarafından getirilen kısmi kısıtlamaların yetersiz olduğunu belirten Yerlikaya, şunları söyledi: “Bizim önerimiz sokağa çıkma yasağı değil toplumsal hareketlilik kısıtlanmalı. Bunu yaparken de işçilerin, yoksul halk kesimlerine gerekli sosyal desteğin sağlanması gerektiğini söylüyoruz. Belediye olanakları halka sağlanmalı, hijyen malzemeleri sağlanmalı bu şekilde öneride bulunmuştuk. Zorunlu olmayan işyerleri kapatılmalı ve bunlara gerekli desteğin sağlanması lazım.” Sürecin sadece hastanelerdeki doluluk üzerinden değerlendirilmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Yerlikaya, Diyarbakır’daki vaka artışlarına da değindi. Yerlikaya, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de algı yönetmeye yönelik bir süreç yönetimi var. Ekonomik kaygıların çok daha fazla olduğunu süreç içerisinde gözlemledik. Bütün bunlar bir araya gelince de pandeminin yıkıcı etkisi halk üzerinde çok daha fazla oldu. Şu anda da çok daha kaygılıyız. Diyarbakır’da ortalama 2 bin-2 bin 500 test yapılıyor ve 850-950 arasında pozitif çıkıyor. Diyarbakır’da yoğun bakımda yatan sayısında ciddi artışlar var, testi pozitif olan hasta sayısında çok fazla artış var. Bu yoğun bakım olarak dönüştürülen servislerde vakalar olarak baktığımızda yoğun nitelik olarak yoğun bakım denilemeyecek yataklar olduğunu söyleyebilirim. Acil servislerde hasta yatıracak durumda değiliz yoğunluk açısından ama bu artış hızı ileriki günlerde ciddi yoğun bakım sıkıntısı olacağını gösteriyor.”

"SAĞLIK ÇALIŞANLARI YORULDU, TÜKENDİ"

Sağlık emekçilerinin durumuna dikkat çeken Yerlikaya, şu değerlendirmede bulundu: “Sağlık çalışanları artık yoruldu, tükendi. Bu sürecin de daha ne kadar süreceğini bilmiyoruz. 1 Kasım’dan itibaren 1600’den fazla insan yaşamını yitirdi, bu sadece resmi açıklanan veriler. Açıklanan veriler üzerinde bir sayının olduğunu biliyoruz. 164 sağlık çalışanı bunların yarısı hekim olmak üzere yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren sağlık çalışanları için meslek hastalığı talebi hâlâ kabul edilmiyor. Bulaşı hâlâ hızla artıyor. Güvenlikçi politikalar yerine sosyal devlet olanaklarının toplum yararına kullanıldığı bir biçimde uygulanmadıkça vaka artışlarına yönelik çabalar da yetersiz kalacak. Halk sağlığını önemseyen kurumların sürece dahil olması gerekiyor. Ancak Türkiye’de Bilim Danışma Kurulu var ama alınan kararların şeffaf olmadığını biliyoruz. Bu alınan kararların ne kadarının yaşama geçirildiğine ilişkin de elimizde veri yok. Bütün bunlar düşünüldüğünde de Türkiye’de çok kötü bir süreç yönetimi var.”

"SADECE HALKIN MASKE VE MESAFE KURALINA UYMASI YETERLİ DEĞİL"

Pandeminin yıkıcı etkisiyle devam ettiğini aktaran Yerlikaya, yeterli önlemlerin alınması noktasında gerekli adımların atılmasını söyledi. Halis Yerlikaya şu uyarılarda bulundu: “Kamu çalışanlarının maaşlarının ödendiği, yoksul halk kesimlerine bütçe desteğinin sağlandığı, kalabalık ailelerdeki hastaların izolasyon koşullarının sağlandığı, kalacak yerlerin sağlandığı geniş yelpazede yapılacak işler var aslında. Ama Türkiye’de bu işleri akılcı ve bilimin gerektirdiği şekilde yönetecek bir siyasi irade yok. Sadece halkın maske ve mesafe kuralına uyması yeterli değil. Gerekli ciddiyetle önlem alınmalı. Bu mesele ciddi mesele, aşı tartışmaları var ama ne zaman geleceğini bilmiyoruz. Kısa zamanda pandemi gündemimizden çıkacak gibi görünmüyor. Bu açıdan yurttaşların da gerekli önlemler almaya çaba sarf etmeleri gerekiyor.”

ÖNCEKİ HABER

Aşı tüm insanlığa ücretsiz dağıtılmalı

SONRAKİ HABER

Prof. Dr. Menderes Çınar: Erdoğan, Albayrak'a kayyum atadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...