09 Kasım 2020 09:33

Mimarlar Odasından Zeytinci: Kentsel dönüşüm, sermayeye rant aracı olarak kullanıldı

Mimarlar Odası Genel Başkan Yardımcısı Cüneyt Zeytinci: Kentsel dönüşüm, kentleri, kimliği olan toplumsal yaşam alanları olmaktan çıkarıp sermayenin rant yaratma alanları haline getirmiştir.

Fotoğraf: Cüneyt Zeytinci'nin kişisel arşivi

Paylaş

Hilmi MIYNAT
Denizli

Her yaşanan depremin ardından olduğu alınmayan önlemler, fay yasası tartışmaları İzmir depremin ardından gündemde yer bulmaya başladı. Deprem ülkesi olan Türkiye’de yoğun fay hatlarının geçtiği illerden birisi de Denizli. Mimarlar Odası Genel Başkan Yardımcısı Cüneyt Zeytinci ile fay yasasının içeriğini, kentsel dönüşüm yasasını ve Denizli’de neler yapılması gerektiğini konuştuk. 

Deprem tehlikesine karşı yasal düzenlemelerin acilen yapılması uyarısında bulunan Zeytinci, Kentsel Dönüşüm Yasası’nın da amacı dışına çıkarak kentlerin sermaye gruplarına rant yaratma alanları haline getirildiğini ifade etti.

Denizli’de yaşanan 20 Mart 2019 Acıpayam depremi ve 8 Ağustos 2019 Bozkurt depremlerine ilişkin konuşan Zeytinci, “Acıpayam’da meydana gelen 5.5 büyüklüğündeki depremde ağır hasarlı 1246, toplam 2.309 adet hasarlı bina tespit edilmişti. Depreminin ardından geçen 18 aylık sürede Acıpayam depremzedelerinin kalıcı barınma sorunları daha yeni çözülüyor” diye konuştu.

Fay hattı geçen kentlerde, afet riskini en aza indirmek, insanların can ve mal güvenliğinin sağlanması için gündeme gelen 'Fay Yasası' ile aktif fay hatları üzerinde yapılaşmaların önüne geçilmesinin hedeflendiğini söyleyen Zeytinci, mevcutta var olan yapılaşmaların ise kentsel dönüşümle yıkılarak vatandaşların daha güvenli bölgelere taşınmasının planlandığını söyledi. 

“YASAL DÜZENLEMELER ACİLEN YAPILMALI”

“Farklı ülkelerde ‘Depreme Dayanıklı Yapı Yönetmelikleri’ uygulanmakta ve bu yönetmelikler, diri ve potansiyel diri faylar civarında ‘tampon bölgeler’ oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır” diyen Zeytinci sözlerini şöyle sürdürdü; “Yasa gereği diri faylar üzerinde proje (yerleşim amaçlı, yapı) olarak; tanımlanan insan barınması için gerekli hiçbir yapıya izin verilmez. Birinci derecede deprem ülkesi olan Türkiye’de diri faylar etrafında tampon, bölgelerin oluşturulması ve bununla ilgili yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerekmektedir.”

KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI VE UYGULAMA

Kentsel Dönüşüm yasasının öncelikle kentlerdeki depreme dayanıksız, riskli yapı stoklarının yenilenmesi amacıyla ile çıkarıldığını hatırlatan Zeytinci, “Ancak, Türkiye’de kentsel dönüşüm projeleri ‘deprem, gecekondulaşma, niteliksiz konut, sağlıksız çevre, tarihsel ve kentsel dokunun bozulması’ gibi gerekçelerle kentleri, özgün belleği ve kimliği olan toplumsal yaşam alanları olmaktan çıkarıp sermaye gruplarının yeni yatırım ve birikim araçları, rant yaratma alanları haline getirmiştir” sözleriyle bugünkü tabloya tepkisini dile getirdi. 

2000’li yıllardan itibaren gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projelerinde gerçek sahiplerinin yaşam alanlarından farklı mekanizmalar aracılığı ile tahliye edildiklerini ifade eden Zeytinci, “Bu alanların gerçek sahiplerinin her yeni kentsel dönüşüm projesinin gündeme gelişiyle ‘yerinden edilme’ konusunda daha fazla tedirgin. Her geçen gün mülksüzleşme ve yoksullaşma ile toplumsal dışlanmışlıkların arttığı görülmektedir” dedi. 

“KURUMSAL ÖLÇEKTEKİ BİLGİLER SON DERECE YETERSİZ”

Denizli’deki mimarinin depreme dayanıklılığını değerlendiren Zeytinci, “6.8 - 7.0 büyüklüğünde bir depremin vereceği zarar açısından Denizli’yi incelediğimizde, kent merkezinde eski ve güvensiz yapı stoku yoğunluktadır. 1990 öncesi, 1975 yönetmeliği ile yapılan binalarda hazır beton ve nervürlü demir kullanılmadığı için beton dayanımları beklenen nitelikte değildir. Bu dönem yapılarının kesinlikle incelenmesi ve güçlendirilmesi gereklidir. Ancak Denizli de riskli bina tespiti ve binaların güçlendirilmesine ilişkin yeterli ve kurumsal ölçekteki bilgiler son derece yetersizdir. Esas olan afet olmadan hayat kurtarıcı önlemleri almaktır” sözleriyle afet öncesi önlemlere dikkat çekti.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN SÜRECE KATILIMI SAĞLANMALIDIR”

Belediyelerin planlama sürecinde belirleyici konumda olduğunu dile getiren Zeytinci, “Ülkemizde yaşanan büyük boyutlarda can ve mal kaybına yol açan afetler, kurumlar arası işbirliğinin olamadığını açık bir şekilde göstermektedir. Toplumun afetler karşısında bilinçlendirilmesi, güvenlik kültürünün yaygınlaştırılması, sosyal yapının bütün afetlere hazır hale getirilmesi amacıyla sivil toplum örgütleri gibi çeşitli aktörlerin bu sürece katılımı sağlanmalıdır” dedi.

Denizli kent merkezindeki dar sokakların olası depremde enkazla kapanacağı uyarısında bulunan Zeytinci bu olumsuzlukları önlemek amacıyla her binanın toplanma alanlarına ulaşımını sağlayan tahliye koridorlarının mutlaka belirlenmesi gerektiğini söyledi.

“MEDYA MAHREMİYET VE KİŞİLİK HAKLARINA SAYGI GÖSTERMELİ”

“Medya, afetlerin oluşum ve gelişim süreçlerinde yaptığı tahminlerle, toplumun farkındalığının artmasında ve onların ilgili her konuda bilgi sahibi olmasında, önemli bir role sahiptir” diye konuşan Zeytinci son olarak şunları söyledi; “Bu nedenle medya, afet mağdurlarına büyük bir hassasiyetle yaklaşmalı ve onların mahremiyetine ve kişilik haklarına ileri seviyede saygı göstermelidir. Basının toplumu doğru, güvenilir şekilde bilgilendirilmesi kamuoyunun sağlıklı oluşması açısından önem taşımaktadır.”

ÖNCEKİ HABER

Berat Albayrak'ın istifası sonrası ilk kez konuşan Erdoğan istifaya değinmedi

SONRAKİ HABER

İzmir Büyükşehir Belediyesi Uzundere’deki 224 daireyi depremzedelere açtı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...