2 Kasım 2020 23:20

Ömer Çapkurt: HDP’nin Kars’ta kazanması tekçi anlayışa vurulan bir darbeydi

İnanç YILDIZ
Diyarbakır

Kars belediyesine kayyum atanma sürecini Evrensel’e değerlendiren Kars Belediyesi HDP’li Meclis Üyesi Avukat Ömer Çapkurt, belediyenin MHP’den HDP’ye geçmesinin hazmedilemediğini, iftira ve karalamalarla kayyum atanması için senaryoların oluşturulduğunu söyledi. Çapkurt, “HDP’nin Kars’ta kazanması tekçi anlayışa vurulan bir darbeydi” dedi.

Kobanê olayları soruşturması kapsamında daha önce tutuklanan Kars Belediyesi Eş Başkanı Ayhan Bilgen hakkında, AYM’den hak ihlaline uğradığına yönelik karar verilmişti. Ancak 25 Eylül’de aynı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Bilgen, 2 Ekim’de tutuklandı. Diğer yandan Kars Belediyesi Eş Başkanı Şevin Alaca ile 4 HDP’li belediye meclis üyesi de gözaltına alınarak tutuklandı. Belediyeye Kars Valisi Türker Öksüz kayyum olarak atandı. Kayyum belediye meclisini feshetti. HDP’li Meclis Üyesi Avukat Ömer Çapkurt ile belediyenin MHP’den HDP’ye geçmesini ve kayyum atanma sürecini konuştuk.

"ASLİ HİZMETLER YERİNE GETİRİLMİYORDU"

Belediye MHP’den nasıl devir alındı?

2014 yerel seçimlerini Kars’ta MHP kazandı. 2014 ile 2019 yılları arasındaki beş yıllık süreçte kamuoyunda çokça konuşulan ve Sayıştay raporlarına da yansıyan birçok hukuka aykırı iş ve işlemler yapıldı. Belediyenin birçok taşınmazı “yandaşlara” peşkeş çekildi. Yeşil alan ve park alanlarında dahi tip ve cins değişikliği yapılarak gerçek kişilere devri sağlandı. “Bankamatik memuru” diye tabir edilen yüzden fazla kişi işe gitmediği halde belediyeden maaş alıyordu.

Evrak üstünde iş yapmış gibi görünen ama aslında ihale yoluyla yüklendiği yolu ve benzeri işi yapmayan birçok kişi ve şirkete haksız ödemeler yapıldı. Birileri, kamu kurumu zarara uğratılarak ihya olurken öte yandan işçiler maaşını alamıyordu. Yol, su, temizlik ve altyapı gibi belediyenin asli görevi olan hizmetler dahi yerine getirilmiyordu.  Bu gibi yolsuzlukların ayyuka çıkması nedeniyle 2018 yılının başında MHP tarafından belediye başkanının istifası istendi ve akabinde MHP’den seçilen belediye başkanı partisinden istifa etmek zorunda kaldı ve seçime kadar görevini bağımsız sürdürdü.

Öte yandan 24 Haziran seçimleri öncesinde bir araya gelerek Cumhur İttifakını kuran MHP ve AKP 2019 yerel seçimlerinde ittifakı sürdüreceğini açıkladı. 24 Haziran Genel seçimlerinde HDP’nin Kars İl merkezinde aldığı yüksek oy oranını gören AKP, aday göstermiş olmasına rağmen seçimi kaybedeceğini anlayınca, adayını geri çekerek MHP’yi destekleme kararı aldı.

Önceki seçimlerde AKP’ye oy veren Kürt seçmenlerin tercihlerini HDP’den yana kullanacağı varsayılsa da bu seçmenler tercihini Kürt aday çıkaran DSP’den yana kullandılar. Yani HDP’ye seçimi kazandıran asıl faktör 24 Haziran seçimlerinde almış olduğu oyu “konsolide edebilme”  başarısıydı. Kaldı ki ilk kez 1999 yerel seçimlerine giren ve kapatılan HDP’nin selefi olan partilerin de her yerel seçimde yükselen bir oy grafiği vardı. Özellikle 2000’li yıllardan sonra ilçelerden ve köylerden Kars merkeze doğru yaşanan göçler şehirdeki demografik ve politik yapıyı değiştirmişti. Bu sosyolojik değişim, HDP tabanının Kars il merkezinde güçlenmesi sonucunu doğurmuştur. İdeolojik saiklerle hareket etmeyip, hizmet beklentisi içinde olan ciddi bir kesim de MHP’nin yukarıda söz ettiğimiz kötü yönetimi nedeniyle tercihini HDP’den yana kullandı.

Ömer Çapkurt

Fotoğraf: Ömer Çapkurt'un arşivinden

"ŞEHRİN KANGRENLEŞEN SORUNU ÇÖZÜME BAĞLANDI"

Neler yaptınız bu süreçte?

Yönetim devralındıktan sonra belediye envanteri ile oynandığını belediyeye ait çok sayıda araç ve demirbaşın kayıp olduğu tespit edildi. Bir önceki dönemde kesin kabulü yapılan ve kesinleşmiş şaibeli alacaklara ilişkin tespitler yapıldı ve bunlara ödeme yapılmayacağına ilişkin açıklama yapıldı, devam eden ödemeler de kesildi. Önceki dönemde özel şahıslara devredilen ve halkın parayla girebildiği park ve bahçeler yeniden halkın ücretsiz kullanımına tahsis edildi. Belediyeyi devraldıktan sonra işçilerin içeride olan maaşları ödendi. Birinci aydan itibaren belediye binasına gelir gider tablosu asıldı. Belediye ilk aydan itibaren kâra geçmeye başladı. Belediyede kadın birimi oluşturuldu. İşe gelmeden maaş alan kişiler tespit edilip iş akitleri sonlandırıldı. İmar revizyon planı yapıldı. 5 partinin temsil edildiği belediye meclisinde alınan kararların büyük çoğunluğu oy birliği ile alınır duruma geldi. Kayyum atanmadan önce kaldırım, yol yapım ve onarım ve asfaltlama çalışması yapılıyordu. Kar yağmadan bu çalışmanın en az yüzde yetmişinin bitirilmesi hedefleniyordu. Şehrin kangren sorunu haline gelen ve önceki dönemlerde kimsenin uğraşmaya cesaret edemediği dolmuş ve ulaşım sorunu ihale yapılarak çözüme bağlandı.

"İFTİRA VE KARALAMALARLA SENARYO OLUŞTURULDU

Bir de zaman zaman belediyenin hedef yapıldığı şeyler yansıdı. Neydi oradaki rahatsızlık?

Belediyenin kazanılmasından sonraki ilk zamanlarda belediye logosunun değiştirileceği ve logoda yer alan Türk bayrağı ve Atatürk şeklinin kaldırılacağına ilişkin söylentiler çıkarıldı. 30’u büyükşehir olmak üzere 81 ilin belediye veya valilik logolarının çok azında Atatürk resmi ve Türk bayrağı yer alıyor. Yani aslında mevzu logo değildi. Bu tartışma üzerinden HDP belediyesini kriminalize etme amacı vardı. Kaldı ki logonun değiştirilmesine ilişkin alınmış herhangi karar da yoktu /alınmadı.

İçişleri Bakanlığının 30 Mart’ta yayımladığı genelgeyle belediyelerin valiliklerden izinsiz yardım toplamasının yasaklanması nedeniyle pandemi sürecinde belediye üzerinden vatandaşlara yardım etmek isteyen hayırsever iş insanlarının gönderdiği yardım kolileri tutanak karşılığında Kars Aile Sosyal İl Müdürlüğüne teslim edildi. Bu olay dahi havuz medyasında “HDP’li belediye örgüt mensuplarının ailelerine yardım ediyor” şeklinde haberlere konu oldu.

Yaklaşık 20 yıldır yapıl(a)mayan dolmuş ihalesi vardı. Müfettiş raporlarında da belirtildiği üzere kanunen dolmuş ihalesi yapılması zaruriydi. Dolmuş hatları, dönemin belediye başkanı tarafından ihalesiz ve süresiz bir şekilde verilmişti. İhalenin yapılacağı gün şehir içi minibüs taşımacılığı yapan kişiler belediye binasına izinsiz bir şekilde girdi, kargaşa çıkarıp ihale komisyonu üyelerini tartakladı. Bu olay “her türlü toplantı ve gösterinin” valiliklerce pandemi süreci gerekçe gösterilerek yasaklandığı, iki kişinin bile sosyal mesafe kurallarına uymadan yan yana dolaşmasının yasak olduğu bir zamanda yaşandı. Bu gibi iftira ve karalamalar kayyum atanması için oluşturulan senaryoların bir parçasıydı.

"HDP’NİN KARS’I KAZANMASI HAZMEDİLMİYORDU"

Kars Belediyesine kayyum atanma sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

MHP döneminde Kars Kalesi’nin eteğinde bulunan belediyeye ait Namık Kemal Kültür Evi’nin önünde aşıklık geleneğini temsil eden 21 aşığın heykeli yapıldı, yine şehrin başka bir yerinde tarihteki 16 Türk büyük devletini temsilen 16 hükümdarın heykelleri konuldu. Aslında bu heykeller temsil ettikleri değerler bakımından Kars şehrinin bir Türk şehri olduğu vurgusuydu.

HDP’nin Kars’ta seçimi kazandığının açıklanması üzerine MHP’nin somut bir gerekçe göstermeden yaptığı itiraz üzerine yeniden sayım yapıldı. HDP’nin Kars’ta seçimi kazanması MHP kanadında ciddi rahatsızlık yarattı. Her ne kadar HDP’nin Kars’ta yaklaşık 1.5 yıllık süreçteki yönetiminde Kürtlerin kültürel olarak renklerini yansıtacak bir faaliyeti olmamışsa da HDP’nin Kars’ta kazanması tekçi ve egemen anlayışa vurulan bir darbeydi.  Bu durum hazmedilemediğinden dolayı HDP’nin kazandığı ilk günden itibaren MHP’nin Kars Belediyesine kayyum atanması için iktidara baskı yaptığı biliniyordu. Kobanê eylemleri soruşturmasında seçilmiş belediye eş başkanının gözaltına alınması, HDP belediyesine kayyum atanması için kaçırılmayacak bir fırsat oluşturdu.

"KAYYUM ATANMASI CUMA SAATİNE DENK GETİRİLDİ"

Atanan kayyumun belediye önünde namaz kılması çokça konuşuldu belediyenin yanında bulunan caminin dolması sonrası yurttaşların dışarıda namaz kıldığı ama valinin daha önce dışarıda namaz kılmadığı gibi yorumlar yapıldı neydi bu fotoğrafın hikayesi? 

Söz konusu cami belediyenin hemen bitişiğinde yer alıyor. Bildiğiniz gibi Kovid-19 tedbirleri kapsamında 29 mayıstan geçtiğimiz cumaya kadar cuma namazları dışarıda ve saflar aralıklı olacak şekilde kılınabiliyordu. O süreçte belediye binasının önüne kadar vatandaşlar seccade serip namaz kılıyordu. Fakat kayyum olarak atanan valinin o zamana kadar dışarıda namaz kıldığına ilişkin herhangi fotoğraf veya haber bulunmamaktadır. Bu durumun tesadüf olmadığının kayyumun atandığı günün ve saatin özellikle cuma saatine denk getirildiğini düşünüyorum.

Türk İslam devletlerinde savaşla alınan yerdeki sembol olan mabetlerde namaz kılmak egemenliğin ve gücün temsilidir. Tıpkı 1604’te yine aynı topraklarda Alpaslan’ın Ani’yi ele geçirirken “Fetiye Camii” diye ismi değiştirilen Katedral’de cuma namazı kılması gibi.

Belediye binasına güvenlik güçleri ve silahlı korumalarla girip akabinde namaz kılınması, fetihçi anlayışın ve devletin düşman olarak gördüğü bir kesim yurttaşlarına karşı kazandığı bir zaferin(!) temsilidir.

Evrensel'i Takip Et