İki yıldır işsiz gezen işçi: Askıda ekmek değil, ekmeğimi kazanacağım iş istiyorum

Sezgin Çakarcı isimli 48 yaşındaki işsiz yurttaşın söyledikleri milyonlarca işsize ses oluyor: “Biz askıda ekmek istemiyoruz. Ben, eşim ve çocuklarım işsiz. Emekli de etmiyorlar."

01 Kasım 2020 23:40
Son Güncellenme Tarihi: 02 Kasım 2020 08:03
Paylaş

Volkan PEKAL
Seren ELATAŞ
Adana

Sezgin Çakarcı isimli yurttaş iki yıldır işsizlikle boğuşuyor. “Biz askıda ekmek istemiyoruz” diyor, “Bize iş versinler. Biz alnımızın teriyle ekmeğimizi kazanmak istiyoruz.”

TÜİK’in 2020 haziran, temmuz ve ağustos aylarını kapsayan iş gücü istatistiklerine göre istihdam önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 254 bin azalarak 27 milyon 263 bin oldu. DİSK-AR rakamlarına göre ise temmuz ayında geniş tanımlı gerçek işsiz sayısı 9 milyon 800 bine ulaştı.

"YAŞLISIN DİYOR İŞ VERMİYORLAR, AMA EMEKLİ DE ETMİYORLAR"

Sezgin Çakarcı, 48 yaşında, ‘Emeklilikte yaşa takılanlardan’. Yasa geriye işletilince hak ettiği halde emekli olamamış. Çakarcı, yaşından bahane edilerek çok sayıda işten geri çevrilmiş. TÜİK’in işsizlik rakamlarında yer bulamayan Çakarcı, “Umudum yok, yaştan dolayı da almıyorlar. O kadar çok iş arayan var ki ülkede. Üniversite mezunları, öğretmen olup da atanamayan insanlar var. Yaşım 48. ‘Bu yaştan sonra ne işe yararsın’ diyorlar. Ama emekli de etmiyorlar. Hakkımı versinler. Ya da yapabileceğim iş imkanı sağlasınlar” dedi.

"ZAMANINDA EMEKLİ OLSAK, TAZMİNATIMIZDAN DA OLMAYACAKTIK"

Çakarcı ile Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Akkapı Mahallesi’nde görüştük. 20 yıl kadar önce mahalledeki Garip Tavukçuluk’ta çalışmaya başlayan Çakarcı, işçilik hayatına büyük umutlarla başlamış. Eşi ile de orada tanışmış. Birlikte emek verip çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için çalışmışlar, birlikte hayaller kurmuşlar. 20 yılda her krizde işsizlikle karşılaşmış. Fabrika iflas edince ellerinde hâlâ borçlarını ödemeye devam ettikleri evleri ve işsizlik kalmış. Emekli olsalar tazminatlarını alıp bugün emekli maaşları ile geçimlerini sağlıyor olacaklarını anlatan Çakarcı, şimdi hem tazminatını alamadı hem de işsiz. Çakarcı bu süreci şu sözlerle anlattı:

“Garip Tavukçuluk’a ilk girişim 1997’de oldu. 2001 krizine kadar bilfiil çalıştım. 2001 krizinde çıkış giriş yaptılar. Krizden sonra işler açıldı, tekrar devam ettim. İşime devam ettim. 2012 yılına kadar devam etti. O yılda kendi isteğimle işten ayrıldım. 9 ay ara verdikten sonra tekrar başladım. En son 2019 yılında konkordato ilan edildikten sonra eşimle birlikte işsiz kaldım. Eşim de 1995 yılında işe girdi. Eşim doğumlardan dolayı bir iki yıl ara verdi çalışmaya. Ama o da oradan primini tamamladı. O da benim gibi yaşa takıldı. Eski kanun işliyor olsaydı ikimiz de emekliydik. Şimdi ikimiz de yaşı bekliyoruz.” 

"GERÇEKLERİN TÜİK RAKAMLARI İLE ALAKASI YOK"

İşsiz kalınca annesinin evine gittiklerini anlatan Çakarcı, “Annemin emekli maaşı ile aynı tencereden, eşimin ailesinin desteği ile geçindik. Ben çalışmadım. Eşim evlere yaşlı bakımına gidiyor. O şekilde aldığı harçlıklarla çarkımızı döndürdük” dedi.

Geçinemediklerini ifade eden Çakarcı, “İşsizlik aldı başını gidiyor. ‘Ülkede işsizlik yok’ deniyor ama büyüklerimiz gelsin, görsün. TV’lerin TÜİK’in verdiği rakamlarla hiç alakası olmayan bir işsizlik patlaması var. Her şey güllük gülistanlık gösteriliyor ama maalesef öyle değil. Bugün bir tüp 120-130 lira, elektrik faturası 200-250 lira, gıdasıydı, giyimiydi, çocukların masrafı… Halkın içine inmeleri gerekiyor. İnsanlarla birebir konuşmaları gerekiyor” diye konuştu.

"ALIN TERİ İLE ÇALIŞANLARIN VERGİLERİ BÜYÜK PATRONLARA GİDİYOR"

Askıda ekmek tartışmalarına dair konuşan Çakarcı, şunları söyledi: “Gerçekten ekmek bekleyen insanlar var. İnsanlar gerçekten muhtaç ki, ittifak ortağı öyle diyor. Alay eder gibi keyif çayı veriyorlar. İnsanın aklıyla alay ediyorlar. Ben işsizim. Bana iş bulsun, ekmek vermesin, ben eşimle çalışmak istiyorum. Çocuğuma iş bulsunlar, 20’li yaşlarda boş geziyor. Bana iş versinler, ben ekmek istemiyorum. Ben alnımın teriyle para kazanmak ve çocuklarımla paylaşmak istiyorum.”

Alın teriyle çalışanların verdiği vergilerin yandaşlara, büyük patronlara gittiğini dile getiren Çakarcı, “Dürüst, namusuyla çalışan insanların bu ülkede yeri yok. Eşimin de benim de 9 yıllık 75 bin lira tazminat alacağımız var. O günün 75 bin lirası bugünün 40 bin lirası oldu. Paramız o kadar değer kaybetti. Dolar 8 lirayı geçti, avro 10 liraya dayandı. O zaman ben 75 bin lirayla dolar alsam bugün o para 130-140 bin lira olacaktı. Tamamıyla öldü gözüyle bakıyoruz. O paradan da umudumuz kalmadı. Bu kadar holding sahibinin vergilerini sıfırlayacak kadar cesaretliyseler insanlara da baksınlar” dedi.

"PATRON BÜYÜDÜ, BİZ SADECE GÜNÜ KURTARDIK"

Çakarcı, fabrikanın konkordato ilan edeceğine, iflas edeceğine inanmadığını anlattı. Fabrikanın ihracatta Adana’da birinci Türkiye’de 5’inci durumda olduğunu anlatan Çakarcı, şunları söyledi:

“Çalışma yaşamıma asgari ücretle başladım, asgari ücretle noktalandı. Hiçbir ilerleme olmadı. Sadece geçimimizi sağladık. Sadece yedik, ihtiyaçlarımızı karşıladık. Ama patron çok büyüdü. Canla başla çalıştık, tabii ki işçilerin sayesinde büyüdü. 12-13 bin hayvan kesiyorduk, 120 bin kesime kadar çıktık. 30 işçi çalışırken 300-350’ye çıktı. 40-45 yıla yakın bir mazisi olan bir şirket. Gerçekten inanılacak gibi değil. Ben bile böyle bir şirketin iflas edeceğine inanmadım. 20 yıllık işçilikten elimde kalan bir bu evim var. Onu da borçla, harçla zor bela yaptık. 4 sene kredi çekmiştim, 18 aylık borç hâlâ duruyor”

"BÖYLE GİDERSE GELECEĞE DAİR UMUDUMUZ YOK"

Yasaların bankalardan yana olduğunu ifade eden Çakarcı, “Bankalar alacağını alacak, şirketin mal varlığı satılacak, bu pay edilecek dediler ama 2 yıla yakın süredir tek kuruş hesabımıza yatırılmadı. Bir tazminatla ayağa kalkamayacağız. Ama belki bir açığımızı kapatacak. Bu şekilde giderse geleceğe dair umudumuz yok, çocukların geleceği yok. Bu kadar holdinglerin vergileri sıfırlanıyor. Gerçekten istihdam sağlıyorlarsa başım gözüm üstüne ama o da yok. Kimse çağırmıyor. Pandemide işsizlik daha fazla arttı. Maliyetler yükseldiği için ülkede işçi kıyımı oldu. 300 işçi çalıştıran 100 kişiye düştü. Ben kendime, çocuklarıma, eşime iş istiyorum. Kimsenin kapıma ekmek asmasını istemiyorum. Çok şükür sağlığım yerinde çalışmak istiyorum” dedi.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Adana Tabip Odası: Uyarılara uyulmadığı için; salgından en çok biz etkilendik

SONRAKİ HABER

Bakandan, çürük raporu verilen iki binayla ilgili açıklama: Riskli bina başvurusu yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...