29 Ekim 2020 00:01

KHK ile kapatılan kültür sanat kurumları soruyor: Bu ışık söndü mü?

Evrensel Basım Yayın, Evrensel Kültür ve Tîroj dergisinin KHK ile kapatılmasının üzerinden 4 yıl geçti. Kurumlar, bu süreçte yaşananları Evrensel'e anlattı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

İsmail AFACAN 
İstanbul 

Evrensel Basım Yayın, Evrensel Kültür ve Tîroj dergisi 29 Ekim 2016’da Kanun Hükmünde Kararname’yle kapatıldı. Üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen birçok yayınevi ve kültür sanat dergisinin mağduriyeti devam ediyor. Evrensel Basım Yayın Genel Yayın Yönetmeni Cavit Nacitarhan, Tîroj Dergisi Yazı İşleri Müdürü Bülent Ulus ve Evrensel Kültür Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Aydın Çubukçu; iktidarın kültür sanat kurumlarına olan yaklaşımını ve bu süreçte yaşananları Evrensel'e anlattı.  

"SİZ DE PES EDİN ARTIK DİYORLAR BİZE!"

Evrensel Basım Yayın Genel Yayın Yönetmeni Cavit Nacitarhan: Onlarca özel timin zırhlı araçlarla kapımıza dayanıp ablukaya aldıkları, kapımıza mühür vurup 30 yıllık birikimimize el koydukları ve tüm yayınevi emekçilerinin sokağa atılıp işsiz bırakıldığı, haklarının gasbedildiği günler yaşadık. 675 sayılı KHK ile kapatıldığımız güne dek, telif ve çeviri eserler olmak üzere milyonlarca baskı yapmış 700 yüz başlık kitap yayınlamış ve kültür sanat dergileri çıkartmış muhalif bir yayınevi olarak, hukuksuzluğun ve zorbalığın hüküm sürdüğü coğrafyada namuslu bir yayıncılık yapmanın karşılığı oldu kapatılmak. 

Yanlış hatırlamıyorsam KHK ile 30 civarında yayınevi kapatıldı. Ve bu kadar yayınevi içinde ilgili kurumlara başvuran, tüm hukuksal kanalları zorlayıp takip eden tek yayıneviyiz diyebilirim. Çünkü haklıyız. Zaten onları rahatsız eden durum da budur. “Herkes bu durumu kabullendi siz de pes edin artık diyorlar” bize. Göstermelik de olsa açılan ve online sorgulama yapabildiğimiz tek yer “OHAL Komisyonu Başvuru Takip Sistemi”dir. Düzenli bir şekilde ziyaret ettiğimiz bu adrese girdiğimizde “İnceleme devam ediyor” uyarısıyla karşılaşıyoruz. Onların inceleme dediği şey “Kılıf arıyoruz” demekten başka bir anlama gelmiyor. Dosyamız OHAL inceleme komisyonunda bekletildiği gibi Anayasa Mahkemesi tarafından da beklemeye alınmıştır. Avukatlarımızın her iki kuruma yaptığı başvuru sonuçlandığında ve iç hukuk yolları tükendiğinde AİHM yolu açılacaktır. 

Bu süreç başladığında ülkemizde yayınlama özgürlüğünü savunan basın yayın kuruluşları ve uluslararası kuruluşlar ihtiyaç duyduğumuz dayanışmayı göstereceklerdir. Yayınlama özgürlüğünü savunan kurumlar tarafından izlendiğimizi bilmek bizleri umutlu kılıyor. Şimdilerde ne mi yapıyoruz? Mitolojideki Antaeus gibi gücünü topraktan alan ve karanlıktan aydınlığa uzanan bu yolda bıkmadan usanmadan yürüdüğümüzü dosta ve düşmana göstermenin keyfini yaşıyoruz.

"TÎROJ BİR IŞIK HUZMESİ OLARAK KALACAKTIR"

Tîroj Dergisi Yazı İşleri Müdürü Bülent Ulus: Darbe denince akla ilk gelen askerlerin sivil yönetimi zor (silah) kullanarak alaşağı etmesi, yasal durumu askıya alarak iktidara el koymasıdır. Sivil darbe de aslında yasalarla, yönetmeliklerle, KHK’lerle hukuku askıya almak ve bu hukuk dışı uygulamaları yine kolluk kuvveti zoruyla yürütmeden öte bir şey değildir. 

15 Temmuz 2016’da Fettullah Gülen destekli bir askerî darbe girişimi yaşandı. Kısa süre sonra AKP iktidarı, olağanüstü hal ilan ederek hızla devreye koydu.  AKP âdeta önceden hazırlığı yapılmış bir “yol haritasıyla”, mücadele tarihleri boyunca Gülen hareketinin karşısında bulunan, darbenin her türüne itiraz edebilecek sol-sosyalist-muhalif kesimlere yöneldi. Tîroj da bu yönelme de kapatılan ilk kültür sanat dergilerinden biri oldu. Oysa bu dergi AKP’nin iktidarda olduğu 2003 Newroz’unda yayın hayatına başlamış ve kapatıldığı 29 Ekim 2016’ya kadar aralıksız 82 sayı yayınını sürdürmüştü. Bu süre içinde ne toplatılan bir sayısı ne de ceza alan bir yazısı olmuştu. Ancak kapatılan diğer birçok dergi, gazete, ajans gibi Tîroj’un da AKP’nin politikalarına muhalif olması kapatılması için yeterli bir gerekçe oluşturdu. 

Türkiye’de gerek askerî gerekse sivil iktidarlar eliyle yaratılan zorbaca dayatmalar, uygulamalar halkın, gerçeğin sesi olan muhalif basını susturamamıştır. Tîroj da 82 sayı boyunca sayfalarına taşıdığı yazılarla, dosyalarla Kürt kültürüne, sanatına, edebiyatına, diline sunduğu katkılarla bu mücadelenin bir ışık huzmesi olarak kalacaktır.

KARANLIĞI GÖMMEK İÇİN!

Evrensel Kültür Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Aydın Çubukçu: Evrensel Kültür dergisi, bir “Kararname” ile kapatıldı. Her sözü kanun olan bir kurumun hükmüydü bu, takvimler 29 Ekim 2016’yı gösteriyordu. O günlerde dergi, 300. sayısıyla 25. yaşını kutlamaya hazırlanıyordu.

Kapımıza kilit vurulduğu andan başlayarak aydın ve sanatçılar, yazarlar, dergiler ve gazeteler hem bu kararı protesto ettiler hem de dergi ve yayıneviyle, gerçekten takdirle ve saygıyla anılması gereken büyük bir dayanışma gösterdiler. Başta derginin okuyucuları ve o güne kadar belki dergimizin birkaç sayısını ya da ilgilerini çeken birkaç yazısını okumuş olanlar da dâhil olmak üzere her çevreden, her meslekten insan sesini yükseltti.  O ağır koşullarda, dergiyi sahiplenmelerinin nedeni, düşüncelerini, yayın çizgisini benimsemek değil, bir sesin susturulmak istenmesine karşı koymayı ödev bilmeleriydi. İster örgütlü olarak, isterse bireysel olarak, binlerce insan baskıya karşı durmak, özgürlükleri savunmak için dergiye destek oldular. 

25 yıl önce dergiyi çıkarırken biliyor ve ilan ediyorduk ki, bizim dayanağımız sermayedarların kasaları değil kültür ve sanatı her türden gericiliğe karşı bir barikat olarak gören emekçiler ve emekten yana olan herkesti. 

Yayın hayatına başladığı andan itibaren yazarak, çalışarak dergiye katılan, Can Yücel’in, Sennur Sezer’in, Adnan Özyalçıner’in, Asım Bezirci’nin, Yaşar Kemal’in, Şükran Kurdakul’un, Kemal Özer’in, Ahmet Say’ın ve daha nicelerinin mücadele heyecanını ve umudunu temsil ediyordu ve bunu dergiyi bilen herkese biliyordu.

Evrensel Kültür, 25 yıl boyunca yalnızca bir sanat-edebiyat dergisi değil, bir “aydınlanma ansiklopedisi” gibi olmaya gayret etti. Doğa bilimleri, müzik, felsefe, tarih, arkeoloji, matematik gibi alanlardan gelen ışığı da okuyucusuna iletmeye çalıştı. Her ay yayımladığı dosyalarla güncel ve teorik sanat-edebiyat sorunlarını tartıştı. En az iki kuşaktan genci kültür ve sanatın bir mücadele alanı olduğuna ikna etti. 

Bugün “kendi” kültürünü bir türlü “hâkim kılamamaktan” yakınan reislerin yenilgiyi kabul ettikleri bir meydanda Evrensel Kültür, gururla binlerce yıllık insanlık kültürünün ışığını yükseltti. 

Dergi kapatıldı da bu ışık söndü mü? 

Voltaire’in bir sözünü biraz değiştirerek, bütün yayın hayatımız boyunca kendimize rehber edinmiştik: “(insanlığın bütün eski birikimini yanımıza) çağıralım, bütün savaşlar düşleyen monarşilerin önünde, insanın yaşam hakkını, vicdanın özgürlük hakkını, aklın emeğini, emeğin kutsallığını, barışın iyiliğini ilan etsinler; ve taçlardan karanlık çıktığına göre, mezarlardan da aydınlık çıksın!”

Biliyorduk ki “mezarlardan ışık çıkarmak” için kazmayı bilerek vurmak gerekir. Şimdi, hem bir kazıcı, hem bir yapıcı olarak, Evrensel Kültür’ün yolunda kültür sanat yayıncılığımız devam ediyor. Mezardan çıkardığımız ışığın yerine, daha derinden kazarak karanlığı gömmek için! 

ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır’da hemşire olan Leyla Çiçek Kovid-19 sonucu yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Fransa’da Kovid-19 nedeniyle ülke genelinde karantina ilan edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...