29 Ekim 2020 00:50

İşçi mektubu: Biz patronun giderlerini azalttık, o bizim ücretlerimizi...

"İşin ağırlığı ve zorluğunda bir iyileştirme yokken yemek parası ve internet parasının kesilmesi çalışanın şartlarını zorlaştırmaktan başka bir şey değildir.”

Fotoğraf: Unsplash

Paylaş

Mayen Çağrı Merkezi çalışanı
Adana

Merhaba Evrensel okurları

Ben eski adı Arvato olan çağrı merkezinde 2019 yılının kasım ayında İŞKUR’un işbaşı eğitim programıyla çalışmaya başladım. Size nasıl işsizlikle haklarımızın yok edilmesi arasında bırakıldığımızı anlatacağım.

19 günlük eğitim sonrasında D-Smart projesinde müşteri temsilcisi olarak çağrı almaya başladım. 28 Eylül'de yapılan toplantıda D-Smart’ın sözleşmeyi feshedeceği bilgisi verildi. Bize söylediklerine göre yerleştirebilecekleri proje olursa işe devam edecektik, ancak proje olmazsa ücretsiz izin verilecekti.  Aynı toplantıda Vodafone projesi için asgari ücret artı prim seçeneğiyle çalışıp çalışamayacağımıza o an karar vermemiz istendi.

D-Smart projesinde; asgari ücret maaşımıza ek olarak çalışma başarımıza göre prim veriliyor, evden çalıştığımız için artı internet faturamız ve çalıştığımız günler için 10 TL yemek parası veriliyordu. Vodafone projesinde aynı işi yapmamıza rağmen şartları değiştirdiler. Yemek ve internet parası kesildi. Bizler evden çalışarak işverenin maddi yükümlülüğünü azalttık. Örneğin hijyen için yapmış olduğu tüm harcamaları düşünelim. Lokasyonda kimse olmadığı için temizlik malzemesi giderleri artık yok. Mutfak, su ve çalışanları eve bırakmak için anlaştığı servis firmasından yaptığı kârı söylemiyorum bile.

"BİZE PEK ŞANS TANIMADILAR"

Bizlere sadece o an, kısa bir süre içerisinde karar verme hakkı tanıdılar. Pandemide önlem diye yapılanlara bakınca pek şans da tanımadılar aslında. Çünkü ücretsiz izin işsizliğin süslenmiş ismi demekti. Pandemi sürecinde ekonomi kötüye giderken ve ülkenin kanayan yarası olan işsizlik varken başka çaremiz kalmadığı için kabul ettik. Çalışma şartlarında herhangi bir iyileştirme bulunmazken (haftanın 6 günü 8.5 saat) hakkımız olan birçok ücretimiz kesildi. İşin ağırlığı ve zorluğunda bir iyileştirme yokken yemek parası ve internet parasının kesilmesi çalışanın şartlarını zorlaştırmaktan başka bir şey değildir. Çalışanın birçok hakkı yenilirken, işverenin bizden beklediği performans kriteri değişmemektedir. Çalıştığım yer kurumsal olduğu için 8.5 saat çalışıyoruz. Fazla mesai olduğunda mesai paramızı alıyoruz. Fakat çağrı merkezi işi meslek olarak zor bir iş hatta dünyada en zor ikinci meslek seçilmiştir. Hem çağrıyı yönetmelisin hem kendin işlem yapıyorsun sorunun çözülmesi için. Aynı zamanda müşteriyi memnun bırakmalısın. İşsiz kalmak istemiyorum ve çalışmak zorundayım, borçlarım var.

ÖNCEKİ HABER

Denizli Tabip Odası: Kovid-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi zorunludur

SONRAKİ HABER

CHP Milletvekili Ayhan Barut: Çiftçinin borcu 18 yılda 40 kat arttı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...