25 Kasım 2012 12:48

Altın içmeye doymadılar

Elif Görgü

PETROL BULUNDU HER ŞEY DEĞİŞTİ

Dünyanın öbür ucunda İspanyolca’ya çevrilmiş bir Nazım Hikmet şiiriyle karşılanmak da varmış. Amazonya hayal kırıklığımı, Ekvadorlu şair Antonio Guerrero Domeq’in bu jesti tamir ediyor. Tena’daki rehberim oluyor ve kapitalizmin 20. yüzyılda Amazonya’yı işgalini de ondan öğreniyorum: “Tam olarak 16 Şubat 1972’de Amazonlardan petrol çıkartılmaya başlandı. Amazonlar böylece tamamen değişti. Otoyollar açıldı, petrol kuyuları kazıldı ama Amazonların sosyal geri kalmışlığı devam etti. İçme suyu gibi temel hizmetler gerektiği gibi ulaşmadı, halk bu ihtiyacını yağmur sularından karşılamaya sürdürdü. Ama Amazonya halkları, zaman zaman şehirlerde ya da bölgesel genişlikte ayaklandılar; Moreleana'da, Lago Agrio'da ve Napo'da; yol yapımında, alt yapı hizmetlerinin inşasında çalışan yerliler ayaklandılar, iş bıraktılar ve emeklerinin karşılığını istediler. Petrol kuyuları ile çevreye de çok büyük bir zarar verildi. Bir enerji şirketi 17 milyon dolar tazminat cezasına çarptırılmıştı; çevreye, nehirler, hayvanlara ve Amazon kabilelerine verdiği muazzam zarar nedeniyle...”


ALIN SİZE ALTIN!

BUNDAN  400 yıl kadar önce Hollandalı korsanları engellemek için Pasifik limanını kapatan ve iç bölgelere yönelen İspanyollar, böylece Amazonların sömürüsünü de başlatıyor. Direnmeden teslim olmuyor halklar. 1599 yılında tarihi direniş gösteren Shuar yerlilerinin, “altın mı istiyorsunuz alın size altın” diyerek İspanyol Valiye kent meydanında sıvı altın içirttiği günleri görüyor bölge. Shuar halkı bugüne kadar ayakta kalmayı başarıyor, ama altına doymayan beyaz adamın para hırsı da... 400 yılda bitirilemeyen zenginlikteki doğal kaynakların vatanı Amazonya, hâlâ uluslararası şirketlerin iştahını kabartıyor. Asıl önemli olan ise Ekvador halklarının da bir kez daha altını zenginlerin burnundan getirip getirmeyeceği!...


CORREA KAZANIRSA PETROLCÜLER GELİR

YASUNİ Milli Parkı, Amazonya’da 10 bin kilometrekare büyüklüğünde değerli bir alan. Antonio Guerrero Domeq, hükümetin Yasuni planlarını anlatıyor: “Dev bir petrol yatağı olduğu ortaya çıktı ve Correa, önümüzdeki devlet başkanlığı seçimlerini kazanırsa burada yeni bir sömürü dönemi başlayacak. Yasuni, biyoçeşitlilik açısından eşi benzeri görülmemiş bir yer ve doğal yaşamlarını korumayı başarmış yerli kabileler var. Bu doğayı korumak ve tahrip edilmiş olanı da yeniden diriltmek zorundayız, bu yüzden  bugün Yasuni'nin geleceği için de mücadele veriyoruz. Bir başka önemli sorun, Zamora’da Mirador bölgesinin Çin petrol şirketleri tarafından sömürülmesidir. Emperyalist Çin'e 8 milyon 260 bin dolar borç karşılığında 25 yıl boyunca buradaki bakır ve bulacakları diğer yer altı ürünlerini -örneğin burada uranyum olduğu söyleniyor- çıkarma hakkı verildi ki Mirador bölgesi de biyoçeşitlilik açısından değerli bir bölgedir. Dışarıdan bakanlar Correa'nın devrimci olduğunu sanıyorlar fakat Correa gerçek yüzünü gizleyerek seçildi. Bugün Çokuluslu Sol Koordinasyon ve seçimler aracılığıyla gerçek yurtsever, demokratik ve devrimci bir hükümet kurmak için mücadele veriyoruz.”


İHRACATININ yüzde 40'ını petrol oluştursa da Ekvador aynı zamanda dünyanın birinci muz ihracatcısı ve sekizinci kakao üreticisi. Nüfusunun yüzde 37’si kırsal bölgelerde yaşıyor, çiftçilik ya da tarım işçiliği yapıyor. Onların yaşamı konusunda durağımız Afrika kökenli Ekvadorluların eyaleti Esmeraldas. Karides, muz, kakao, kahve ve tütün yetiştirilen Esmeraldas’ta bulunan rafineride, ülkenin petrolü işleniyor. Esmeraldas’da Tüm Sosyal Sigortalı Çiftçiler Federasyonu (FEUNASSC) Genel Başkanı Byron Garces ile buluşuyoruz. Garces hükümetten yana dertli. “Yoksul köylülerin derdine derman olacağını söyleyen tüm hükümetlerin tek yaptığı demogoji oldu. Fakat tüm zorluklara rağmen hâlâ ülkenin domates, soğan, sarımsak, pirinç, muz, süt ve yumurta gibi ürünlerni sağlayan bizleriz.

Talepleriniz nedir?

FEUNASSC ve UCAE (Ekvador Çiftçi Birliği) olarak birlikte yeni ve derinlikli bir tarım reformu için Toprak Yasası taslağı hazırladık. Bu tasarı ile sadece topraksız ya da az toprağı olan köylüye toprak verilmesini değil, yaşam koşullarının da etkili bir düzeyde iyileştirilmesi için hayata geçirilmesi gereken bir dizi politikayı planladık. Mecliste, toprak sorunu ile ilgili 5 yasa tasarısı bekliyor. Bunlardan biri bizim tasarımız. Diğer 4 tasarı Ekvador’da topak sahiplği sorununa çözüm içeren tasarılar değil, tam tersine hükümetin çıkarına düzenleyen yasalar. Bu hükümet Ekvador'un zenginleriyle sözleşmiş bir hükümet ve kesinlikle toprak dağılımında br değişiklik olsun istemiyorlar; köylüler ellerindeki neyse onunla devam etsin istiyorlar. Bu durumun değişmesi gerekiyor.

Eğer köylülerin toprağı yoksa bu toprağın sahibi kim o zaman?

Muz üretiminde tek bir toprak sahibinin 10 bin hektar toprağı olduğunu görüyoruz, Noboa'lar, Febres-Cordero Grubu ya da Eljuri Grubu'nun (büyük aile şirketleri) elinde toprak. Yani köylüler ellerindeki azıcık toprakla kalıyorlar ki o da genel olarak verimsiz, az üretim yapılabilen bir toprak parçası oluyor. Bu sırada çok toprağa sahip olan zenginler ise topraklarından geçen nehirleri de kullanıyorlar. Bir nehir bir muz plantasyonundan geçiyorsa artık ordan çıkamıyor! Nehir de bu toprak sahibinin malı haline geliyor ve zengin çiftçinin, zengin tarım ihracatçısının toprağının sulanması için kullanılıyor.

Büyük toprak sahipleri varsa tarım işçiliği de vardır, tarım işçilerinin durumu nedir?

Sağlıksız koşullarda; patronun ihtiyacına göre dönemsel çalışıyorlar ve kazandıkları sosyal güvenliğe yetmiyor. Çok sayıda kimyasal madde kullanmaları gerekiyor ve çoğu kez bunu korumasız yapıyorlar. Ciddi hastalıklar ortaya çıkabiliyor. Bu yüzden sadece üretim yapacak bir toprak sahibi olmak için değil, sağlık hakkımız, eğitim hakkımız ve barınma hakkımız için de mücadele veriyoruz. Bu mücadelede Federasyonumuz, çiftçilerin politikaya katıldığı önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Köylüler olarak seçimlere kendi adaylarımızla katıldık ve Mecliste bir kaç sandalye ele geçirdik, her ne kadar bu sandalyeler etkili olmayı pek başaramamış olsalar da birleşmemizin önemini gösteren süreçler oldu. Gerçek bir halk iktidarı kurabilmek, emekçiler için politika yapacak hükümetler için köylüler olarak, işçilerle hatta ev kadınlarıyla dahi birleşmemiz, kendi hükümetimizi kurmamız gerekiyor. Çünkü bugün yürütülen politikalar bizim değil ülkenin zenginlerinin çıkarına politikalardır


'KORKU DÖNEMİ SONA ERDİ'

Başkanlık seçimleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Seçim dönemleri politikalarımızı en geniş biçimde tartışmamız için alan yaratan dönemler. Kırsal bölgeler olarak, halkın, köylülerin kafasını karıştırmak için gömlek değiştirenlerin maskesini düşürmek istiyoruz.  MPD ve Pachakutik ile de ittifak halindeyiz ve son süreçte önemli zaferler elde ettik. 8-22 Mart arasında Amazonlardan başkent Quito'ya kadar bir insan nehri oluşturduk ve iktidarın koyduğu engelleri aşarak yürüdük. Böylece iktidara ve Ekvador halkına korkunun sona erdiğini göstermiş olduk. Bugüne kadar birlik olarak iki defa seçimleri kazandık ve kendi adaylarımızı iktidara taşıdık. Lucio Gutierrez ve Rafael Correa, ikisi de bu sol birliğin adayları olarak kazandılar. Fakat ne yazık ki ikisi de bize, Ekvador halkına ihanet etti.


ŞUBAT 2013’te yapılacak olan devlet başkanlığı seçimleri Amanozya bölgesinde de politikayı hareketlendirmiş durumda. Antonio Guerrero Domeq, bölgenin siyasi yapısı hakkında bilgi de veriyor: “1972-1980 yılları arasındaki Rodriguez Larios askeri diktatörlüğünün devrilmesinden ve parlamentonun yeniden açılmasından bu yana 25 yıldır süren ‘temsili demokrasi’ hükümetleri sürecini yaşıyoruz. 1978 yılında Demokratik Halk Hareketi (MPD), Ekvador Marksist Leninist Komunist Partisi (PCEML) desteğiyle ve Jaime Hurtado’nun liderliğinde yasal bir parti olarak kuruldu. MPD dışında son yıllarda kurulan başka partiler de oldu. Örneğin Alianza Pais (Ülke İttifakı) popülist bir parti olarak Rafael Correa önderliğinde kuruldu. Bugün ise Amazonya bölgesinde bir önceki devlet başkanı Gutierrez’in etkisi var çünkü Gutierrez, Amazonya’nın yerli ailelerinden geliyor. Napo’nun Tena kentinde doğdu. Burada Katolik okullarında eğitim gördü ve bu yüzden ciddi bir oy potansiyeli var ve yerel seçimleri onun partisi kazanıyor. Öte yandan yerli partisi Pachakutik’in de önemli bir gücü var, özellkle Morona Santiago ve Amazonya’nın genelinde de bir etkileri var. Yine sol birlik olarak da olması gerektiği kadar değilse de bir etkimiz olduğunu söyleyebiliriz. Daha önceki seçimlere baktığımızda yüzde 10-12 arasında oy aldığımızı görüyoruz. Birliği sağlamak konusunda daha çok çalışmamız gerekiyor.”

-BİTTİ-