19 Ekim 2020 23:45

Gazeteci Pınar Gayıp: Yapmak istedikleri, mesleği kriminalize etmek

ETHA Muhabiri Pınar Gayıp gözaltına alınma sürecini ve muhalif basın üzerindeki baskıları değerlendirdi: Engellemek adına her şeyi kendilerine mübah sayıyorlar.

Pınar Gayıp | Fotoğraf: Kişisel arşiv

Paylaş

Eylem NAZLIER 
İstanbul 

Etkin Haber Ajansı (ETHA) Muhabiri Pınar Gayıp gözaltına alınma sürecini ve muhalif basın üzerindeki baskıları Evrensel'e değerlendirdi. Üç gün gözaltında kalan Gayıp, gece yarısı özel harekat polisleri tarafından kapısının kırıldığını aktararak, “Yere yatmaya zorlandım, başımıza silah dayandı. Yapmak istedikleri mesleğimizi kriminalize etmek. Yaşadığım muhite ‘bakın bu terörist’ mesajı vermek” dedi. Gayıp, tutuklu bulunan gazetecilere de değinerek, “Onlara sözümüz olsun kalemleri bize emanet; gerçekleri ortaya çıkarmaktan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. 

"KAPIMIZ KIRILDI, KAFAMIZA SİLAH DAYANDI"

7 yıldır ETHA’da çalıştığını söyleyen Pınar Gayıp her gün alanlarda olduğunu, sürekli GBT kontrolüne maruz kaldığını, haber için sürekli adliyede olduğunu ve ifadeye çağırsalar gidebileceğini aktararak “Bunun yerine gece yarısı özel harekat polisleri eşliğinde kapım kırıldı, yere yatmaya zorlandım, başımıza silah dayandı. Daha sonra komşularımdan öğrendim ki zemin kattaki evlerin de camları yumruklanmış. Yapmak istedikleri gözdağının ötesinde, mesleği kriminalize etmek. Yaşadığım muhite ‘bakın bu terörist’ mesajı vermek. Yerinden, yurdundan etmeye çalışmak” dedi. 

"5-6 POLİS ÜZERİME ÇULLANDI"

Gözaltı sürecinde yasal olarak hakları olmadığı halde DNA testi için tükürük almak istediklerini ancak daha önce de gözaltına alınıp 14 ay tutuklu kaldığı için zaten bilgilerinin emniyette olduğunu aktaran Gayıp, “Emniyet’te kimliğime ilişkin tüm bilgiler var. Bu nedenlerden tükürük örneği vermedim. Bu esnada 5-6 polis üzerime çullandı. Ellerimde plastik kelepçe vardı ve sonuna kadar sıkılıydı, o nedenle kelepçe sol ön kolumdan derimin altına kadar girmişti ve kanamıştı. İki gün boyunca şişlik ve morluk inmedi, uyuştuğu için kolumu hareket ettirememiştim.” diye anlattı yaşadıklarını.

"SAĞLIK ÇALIŞANLARI TEHDİT EDİLDİ"

Sağlık kontrolleri için götürdükleri Çapa’da kendileriyle ilgilenen sağlık çalışanlarının polis tarafından tehdit edildiğini aktaran Gayıp “Muayene odasına girmeye çalıştılar, ‘Bir muayene bu kadar uzun mu sürer, check-up mı yaşıyorsun, bak geç’ diye defalarca azarladılar. Sağlık çalışanları arkadaşlarımıza o tehditlere rağmen dik durdukları için minnetimi buradan sizin vasıtanız ile iletmiş olayım” diye konuştu. 

"SOKAKTA ÇALIŞAN GAZETECİLER HEDEF DURUMUNDA"

“Bir kere onların gözünde gazeteci değilsin. Çünkü sarı ya da turkuaz basın kartın yok” diyen Gayıp, her türlü engelle karşılaştıklarını, kameraların alınıp yerlere atıldığını, kayıt esnasında görüntünün engellendiğini, “Buradan gitmezsen farklı yaklaşırım” tehditleri yaşadıklarını anlattı ve şöyle devam etti: “Sokakta çalışan bizler, biraz daha ‘hedef’ durumundayız. Çünkü her an onların saldırısına maruz kalıyoruz. Dediğim gibi bizi gazeteci olarak görmüyorlar bu yüzden engellemek adına her şeyi kendilerine mübah sayıyorlar.”

"İNATLA GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARACAĞIZ" 

Van’da 2 vatandaşın helikopterden atıldığı iddialarını haberleştiren gazetecilerin tutuklanmasına da değinen Gayıp, “Gazetecilik tanımının yahut nasıl yapılması gerektiğinin tekrar tartışıldığı günlerde Van’daki meslektaşlarımız bu işin nasıl yapılacağını büyük cesaretle ortaya serdi. Arkadaşlarımız bu haber karşılığı bedel ödeyeceklerini bilerek yazdılar, söylediler” dedi.

Devletin gazetecileri gözaltına almasıyla diğer tüm gazetecilere bir mesaj verdiğini aktaran Gayıp, “Çünkü dünyanın her yerinde egemenler gazetecilere şunu dayatıyor: Ya benim verdiğim bilgilerle istediğim haberi yaparsın ya da inatla gerçekleri haberleştirirsin ben de sana bunun bedelini ödetirim. Bizler gazeteciliği gerçekleri ortaya çıkarmak ve halkın haber alma hakkını savunmak için yapıyoruz dolayısıyla bize de, geri adım atamadığımız takdirde ‘tutuklama’ ile karşılaşacağımız mesajını veriyor” diye belirtti.

Gayıp şöyle devam etti: “Biz de verilen mesajı almış olalım çünkü özgür basın geleneğini sürdürme iddiasıyla hareket eden bir avuç gazeteciyiz. Bunun ne kadar büyük bir iddia olduğunu biliyoruz. Ayyuka çıkmış devlet suçları silsilesi var, işkence, kaçırma, ajanlık dayatması, gözaltında kaybetme tehdidi... Bu suçların üstünün örtülmek istenmesine karşın inatla ortaya çıkaracağız. Çünkü bizim gücümüz, inadımız halkın haber alma hakkını savunan ve gerçekleri yazmak için bedel ödemekten bir adım geri atmayan Musa Anter’den Metin Göktepe’den Kadri Bağdu’dan Hrant Dink’ten ve adını sayamadığım basın şehitlerinden geliyor.”

ÖNCEKİ HABER

KKTC Cumhurbaşkanı seçilen Tatar, Kıbrıs Cumhuriyeti lideri ile ilk kez görüşecek

SONRAKİ HABER

Nijerya'da polis şiddetine karşı protesto eylemlerinde 15 kişi yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...