30 Eylül 2020 23:45

Altıparmakoğlu: Vedat Türkali’nin ideolojisi ve sanatı iç içe geçmişti

“Vedat Türkali 100 Yaşında” kitabını hazırlayan Sebahat Altıparmakoğlu'la kitabın hazırlık çalışmalarını, Türkali’nin onun yaşamındaki yerini konuştuk.

Sağda: Vedat Türkali, Solda: Sebahat Altıparmakoğlu / Fotoğraf: Sebahat Altıparmakoğlu kişisel arşivi 

Paylaş

Soner SERT

Uzun yıllar Vedat Türkali’nin asistanlığını yapan Sebahat Altıparmakoğlu, yazarın yaşamını, çalışmalarını konu alan bir kitap kaleme aldı. Dostlarının ağzından tanıyıp, okuyabileceğimiz “Vedat Türkali 100 Yaşında” kitabı bir yazar ve düşün insanının yaşamına odaklanıyor. Altıparmakoğlu ile bir araya geldik ve kitabın hazırlık çalışmalarını, neyi hedeflediğini ve Türkali’nin onun yaşamındaki yerini konuştuk.

Uzun bir süre Vedat Türkali’nin asistanlığı yapmışsınız. Bu süre içerisinde kendinize dair keşfettiğiniz bir dolu şey olduğuna eminiz. Onunla, bu kadar süre birlikte olmayı, çalışma biçiminizden söz etmenizi istesek nasıl olur? Anlatır mısınız biraz?

Aslında onunla çalışmaya başlarken bu kadar uzun süreceğini düşünmemiştim. Tanışıp birlikte çalışmaya başladığımızda 84 yaşındaydı, Kayıp Romanlar’ı yazmaya yeni başlamıştı ve temel gereksinimi öncelikle bu romanın yazımında ona destek olacak bir yardımcıydı. 84 yaşındaki bir yazarın yeni başladığı romanını bitirip ardından başka eserler yaratacağına ilk başladığımda çok ihtimal vermiyordum. O yıl hayatı boyunca yaşamadığı kadar sağlık sorunu yaşadı, bir yılda beş kere ameliyat oldu desem yoğunluğunu anlatabilmiş olurum sanırım. Roman üzerine birlikte çalışmaya yeni adapte olmuşken araya bu sorunlar girince süreç ile birlikte ilişkimiz de başka bir hale doğru evirilmeye başladı. Çalışma biçimimiz çok çeşitlendi.

Çalışma yöntemimizi bir örnek ile anlatayım: Benden ilk istediği iş, Kılıç Ali Paşa Camisi hakkında araştırma yapmam oldu. Hem ayrıntılı fotoğraflarını çektim hem de tarihi hakkında edinebileceğim kadar bilgi edindim. Kapsamlı bir dosya hazırlayıp ona verdim. Dikkatle okudu ve romanda, ilgili yere yalnızca bir cümle ekledi. O kadar emek boşa gitmiş gibi hissedip biraz bozulmuştum açıkçası. Meğer işin doğası böyleymiş.

Romanların yazımı için teorik ve pratik bilgileri toparlarken, pratik bilgiler kısmını sağlığı elverdiği müddetçe birlikte yaptık. Mesela romanda yer alacak bir evi gidip seçer, etrafında dolaşır, mümkünse içine girerdik. Aynı yere birkaç kez gittiğimiz de olurdu. Vedat Türkali ile birlikte konferanslara, festivallere, eylemlere, toplantılara, tiyatrolara, konserlere, sinemalara, bankalara, hastanelere, tatillere, ev ziyaretlerine gittik.

Kendime dair keşfettiğim şey ise onun “Vedat Türkali” olduğunu hiç unutmadan, o yaştaki bir insanla arkadaş olabilmem oldu.

Kitapta pek çok kişi Türkali’yi anlatıyor. İsimleri neye göre ve nasıl belirlediniz? Süreci paylaşır mısınız?

Bu kitabı ilkin onun 85. yaşına armağan olarak hazırlamıştık. O zaman kişileri Vedat Türkali ile birlikte seçmiştik. Kişi seçiminde Vedat Bey şöyle bir yol izlemişti; eserleri hakkında yazanlar, yaşamında önemli yeri olanlar ve siyasi duruş ya da eylemde yan yana geldiği kişiler, uzun yıllar ya da önemli dönemeçlerde birlikte olduğu kişiler arasından seçim yapma.

Ben de bu kitabı 100. yaşı için güncellerken aynı yöntemi benimseyerek seçim yaptım. Genellikle 85. yaşı ile 97. yaşı arasında hayatına dahil olan kişiler arasında ilişki sürekliliği olanlardan yazı rica ettim. Kitapta yazısı olanların bazıları dostları, bazıları birlikte iş yaptığı bazıları da hayatına dahil olabilen kişilerdir. Ama tabii bu kapsamda olup yazısı yer alamayanlar da oldu. “Vedat Türkali 100 Yaşında”, önceki kitabın genişletilmiş bir baskısı oldu.

Kitapta, Vedat Türkali’nin politik yönünü de es geçmemişsiniz. Onun sanatçılığını ve politik yönünü ele alan yazıları nasıl dengelediniz. Bahseder misiniz?

Bunun için özel bir çalışma yapmadım çünkü Vedat Türkali yaptığı hiçbir işte, attığı hiçbir adımda bunu es geçmedi. Vedat Türkali’nin benimsediği perspektif, sorunları ya da durumları tespit etmeye değil onları değiştirmeye yönelik olduğundan onun ideolojisi ve sanatı iç içe geçip birbirine karışmış yeterince. Bu denge kendiliğinden kurulmuş oldu.

Türkali’nin yaşamı, aynı zamanda Türkiye tarihidir de… Onun bir asırlık yaşamı üzerine bir kitap hazırlarken, bu ülkeye dair keşfettiğiniz şey ne oldu?

Bu zor bir soru. Keşfettiğim ya da öyle zannettiğim çok şey var aslında. Benim için en önemlisi, Kemalizmin Türkiye solunu kuşaklar boyu nasıl etkilediğini görmek oldu.

Ona en yakın kişilerden biriydiniz. Tamamlayamadığı, yapmayı çok istediği bir kitap yahut bir proje var mıydı?

Bir borçluluk duygusu ile yazmaya başladığı “Bataklıkta Dağ Güneşleri” adlı romanı ne yazık ki tamamlayamadı. Borçluluğu Kürt halkınaydı ancak yaşasaydı da tamamlayamazdı. Özellikle son yıl roman yazmak için hem enerjisi yoktu hem de dikkatini uzun süre herhangi bir şeye veremiyordu. Bir de dünyadaki sol hareketleri, komünist partileri anlatmak istediği “Kızıl Merdivenler” adında bir roman yazmak istiyordu.

Büyük bir romancıyla uzun bir süre birlikte çalıştınız. Siz bir roman yazmayı düşünüyor musunuz?

Normalde onunla çalıştığım yıllar boyunca roman yazma niyetim olmadı hiç. Yalnızca “Bataklıkta Dağ Güneşleri” yarım kalınca tamamlamak (Belki konuyu da bildiğimden) için bir heves duydum. Vedat Türkali’nin dili ile kaldığımız yerden sürdürmeye çalıştım ancak bunun doğru bir yol olmadığını ortaya çıkan romanda gördüm. Bu romanı Vedat Türkali’nin yazma tarzına benzetmeden, kendi dilimde yazmayı bir kez daha denemeyi düşünüyorum.

Günleriniz nasıl geçiyor? Hazırladığınız yeni bir çalışma var mı?

Vedat Türkali’siz günlerimi soruyor olmalısınız. Onun yokluğunda hayat başlangıçta büyük bir boşluk içinde ama romanı tamamlama çabası karmaşasında geçti. Hemen her konuda sorular sorabildiğim, uzun uzun konuşabildiğim, müthiş donanımlı bir arkadaşımı, yoldaşımı, dedemi kaybettim ben. Her ne kadar iş yüküm hafiflemiş olsa da her geçen gün onun yokluğunun bir başka ağırlığı ile karşılaşıyorum. “Yeni bir çalışma” sorunuza gelecek olursam; önümüzdeki günlerde Vedat Türkali’nin arşivini kalıcılaştırmak için bir şeyler yapmak istiyorum. 

ÖNCEKİ HABER

TL eridi milyoner sayısı arttı | Bir yılda 74 bin yeni milyoner

SONRAKİ HABER

CHP’li Tanal amatör futbolcuların sorunlarını Meclis gündemine taşıdı 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...