30 Eylül 2020 00:32

Kerim Has: İç politikadaki siyasi beka kaygısı gerilimi savaşa çeviriyor

Rusya Uzmanı Kerim Has: "Bakü ile Erivan’ın geniş çapta bir savaşa girişmesi Rusya’nın olaya doğrudan müdahalesini doğurmakla kalmaz, Türkiye’yi de ister istemez yıkıcı bir savaşın içine sokabilir."

Fotoğraf: AA

Paylaş

Azerbaycan ve Ermenistan arasında süren çatışmalarda can kayıpları yaşanırken ateşkes ve müzakere çağrıları sürüyor. Rusya Uzmanı Kerim Has, “Bakü ile Erivan’ın geniş çapta bir savaşa girişmesi Rusya’nın olaya doğrudan müdahalesini doğurmakla kalmaz, Türkiye’yi de ister istemez yıkıcı bir savaşın içine sokabilir” uyarısında bulundu.

Rusya Uzmanı Kerim Has iki ülke arasındaki gerilimin başlangıcını ve bugününü ayrıca Rusya’nın gerilimdeki pozisyonunu Evrensel'e değerlendirdi. Kerim Has, pazar günü başlayan son çatışmaları diğerlerinden ayıran özellik olarak Azarbaycan, Ermenistan ve Türkiye’nin iç politikada yaşadığı sıkışmışlığı ‘bir savaş ile’ yönetmek üzere müdahil olması şeklinde değerlendirdi. Has şöyle anlattı:   

ÇOK ETKENLİ GERİLİM

Son çatışmaların ateşleyici motivasyonu olarak, iki ülkede de özellikle ekonomik sorunların arttığı pandemi döneminde milliyetçiliğin zirve yapmış olması, yine hususiyle Azerbaycan’da Aliyev yönetiminin iktidarını konsolide etme ve düşen petrol fiyatlarıyla iç sorunların üstünü örtme çabası olarak da değerlendirdiği Dağlık Karabağ krizinde savaşı daha güçlü bir seçenek olarak görmesi, savaş ile sonuç alınamayacak ve bölgede taraflar için yıkım artacak olsa da pek tabii işgalin bitmemesinin Azerbaycan halkının ve askeri açıdan Ermenistan’a göre birkaç kat daha güçlü Azerbaycan ordusunun sabrının sınırlarını zorlaması, ekonomik durumu normalde de oldukça zor durumda olan Ermenistan’daki Paşinyan yönetiminin iç siyasi ve güvenlik alanındaki çıkmazları, içeride “siyasi beka” kavgası veren Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin dış politikayı oy devşirme gayesiyle dışarıda güvenlik krizleri üzerine kurması ve Bakü’yü askeri yollarla Azerbaycan topraklarını kontrolü altına alması için olağanüstü teşviki ve yardımı, Rusya’nın göreceli açıdan batı yanlısı olarak gördüğü Paşinyan’ı Bakü eliyle belli ölçüde “terbiye edebileceği” düşüncesi ve Erivan’a Moskova’nın bölgedeki çıkarlarını hatırlatmak istemesi, uluslararası konjonktür açısından bakıldığında ise ABD’nin Trump ile bölgeye azalan ilgi-sinin seçimlerle daha da minimal hale gelmiş olması ve bunun Bakü’nün işine yaraması, Minsk Grubu eş başkanlarından Fransa’nın da ilgisinin son dönemde daha ziyade Libya ve Doğu Akdeniz’e kaymış olması gibi birçok etken var.

Ermenistan’ın Rusya’ya askeri-stratejik bağımlılığı, ekonomik açıdan coğrafi çıkmaza sahip bir konumda yer alması, komşuları Türkiye ve Azerbaycan’la yaşadığı husumet Moskova’ya bölgede olağanüstü alan açtığına dikkat çeken Kerim Has, “Rusya’nın Gürcistan’la 2008’de kanlı bıçaklı hale gelmiş olması bile Ermenistan üzerinden Kafkasya’da sağladığı nüfuzu kaybetmesine yol açmadı” dedi.

Türkiye’nin Azerbaycan-Ermenistan ihtilafından ve bu ihtilafın bir sıcak savaşa dönüşmesinden çıkar sağlayabileceğini söylemenin mümkün olmadığına işaret eden Has, “Bakü ile Erivan’ın geniş çapta bir savaşa girişmesi Rusya’nın olaya doğrudan müdahalesini doğurmakla kalmaz, Türkiye’yi de ister istemez yıkıcı bir savaşın içine sokabilir. Türkiye’nin kendi sınırları dışında patlak veren çatışmalara müdahalesiyle büyüyen bir savaşta NATO’nun desteğini alması ise Ankara’daki mevcut iktidarla pek de öyle kolay gözükmüyor” dedi.

‘CİHATÇI EKSPRESİNİN’ YENİ DURAĞI RUSYA’YI RAHATSIZ EDER

Kerim Has Moskova’nın Azerbaycan-Ermenistan arasındaki son gerilimle birlikte şu üç hususu söyledi:

"Birincisi, Türkiye’nin mevcut iktidardaki islamcı-milliyetçi-ulusalcı ittifakının Kafkasya’daki ihtilaflara eski zamanlara nazaran daha fazla müdahil olmak isteyebileceği ve bunun da Rusya’nın kendisini ev sahibi ve asıl patronu olarak görüp 'arka bahçesi' diye nitelediği bölgedeki çıkarlarına ve nüfuzuna zarar verebileceğini daha yakından test etmiş olması. İkincisi, birinciyle ilişkili olarak, Erdoğan iktidarı ve bileşenlerinin özellikle Suriye-Libya-Doğu Akdeniz üzerinden yürüttükleri son derece agresif ve askeri güç projeksiyonu politikalarının Kafkasya’ya da doğrudan negatif yansımalarının olabileceği ve bunun da Ankara ile bölgesel sorunlardaki pazarlıklarda Moskova’nın elini zayıflatabileceği gerçeği. Üçüncüsü, Suriye ile Libya arasında Ankara’nın Türkiye üzerinden hatlarını döşediği 'cihatçı ekspresinin' Kafkasya’yı da yeni durağı olarak hayata geçirme ihtimali ve tehlikesi pek muhtemel ki şu sıralar Kremlin’in uykularını kaçırıyordur." (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Şehir Tiyatroları oyuncularının tepkisi üzerine maaşlarının bir bölümü yatırıldı

SONRAKİ HABER

Türkiye'de Kovid-19 nedeniyle 68 kişi daha hayatını kaybetti, 1427 yeni tanı kondu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...