Beklenen adalet yine gelmedi, Berkin Elvan davası 9 Aralık'a ertelendi

Berkin Elvan’ın Gezi direnişi sırasında polisin attığı biber gazı kapsülüyle başından vurularak hayatını kaybetmesine ilişkin dava, 17. duruşmasında 9 Aralık'a ertelendi.

23 Eylül 2020 06:52
Son Güncellenme Tarihi: 23 Eylül 2020 11:44
Paylaş

Gezi direnişi sırasında polisin attığı biber gazı kapsülüyle başından vurularak hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüne ilişkin davanın 17. duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesinde 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşma öncesi yapılan basın açıklamasında "Çocuklar bir daha öldürülmesin diye katillerinin yargılanması için ısrarımızı sürdüreceğiz" denildi. Ailenin, avukatların, sanığın ve sanık avukatlarının beyanlarını sundukları duruşmada dava 9 Aralık'a ertelendi.

Mahkeme heyetinin yerini alması sonrası duruşma yapılan kimlik tespitiyle başladı. Bir önceki duruşmada soruşturma aşamasında tanık olarak ifadesi alınan polislerin bu duruşmada dinlenmesi planlanıyordu. Ancak polisler gelmedikleri için daha önceki ifadeleri okundu.

SAMİ ELVAN: 13 YAŞINDAKİ ÇOCUK NASIL TERÖRİST OLABİLİR!

Ardından heyet başkanı, esas hakkındaki beyanlarını almak için sözü taraflara verdi.

Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, çocuğunun özelikle hedef seçildiğini vurgulayarak “Hiçbir olay yokken benim çocuğumu bu ekrandaki katil, tetikçi vurdu. 13 yaşındaki bir çocuk nasıl terörist olabilir! Bunu açıklasınlar. Bir emniyet müdürü, devlet bakanına 'Berkin Elvan'ın illegal fotoğrafları servis edildi' diye mail yolluyor. Ailem 7 yıldır acı çekiyor. Dönemin Başbakanı ailemi yuhalattı. Hangi vicdana sığar bu? 13 yaşındaki bir çocuğun terörist olduğu iddiasını aklamanız gerek. O dönem Abdullah Gül, Devlet Bahçeli arayıp başsağlığı diledi. Bu çocuk teröristse bu insanlar başsağlığı diler miydi? Karar verirken çocuğunuz varsa aklınıza onları getirip verin” dedi.

GÜLSÜM ELVAN: SOFRAYA OTURURKEN HÂLÂ BERKİN’İ ÇAĞIRIYORUM

Ardından söz alan Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan,  “Ben buraya Berkin olarak geldim. 17 duruşmadır bu mahkeme o katili aklamaya çalışıyor. Her şey meydanda. Öldürülen çocukların suçlusu adaleti sağlamayanlardır. Kimseyi öldürmedim, hırsızlık yapmadım, meydanlarda yuhalandım. Hangi acıya yanayım? Çocuğumu o katil aldı benden. Ben yaşamıyorum, nefes alamıyorum. Soruyorum o katile: Çocuğu 'Baba' dediğinde benim çocuğumu hatırlıyor mu? En baştan beri çocuklar ölmesin, analar ağlamasın dedim. ‘Adalet mülkün temelidir’ diyorlar ya, o adalet bize yok. Adalet sağlanmış olsaydı çocuklar ölmeyecekti. Siz öldürün diye doğurmadım ben çocuğumu. Sofraya otururken hâlâ Berkin'i çağırıyorum. Benim çocuğum 14 kilo haliyle sizi yargıladı. Mahkemenize, her şeye isyan ediyorum” diye konuştu.

ÖZGE ELVAN: BU SALONDA BİZ YARGILANIYORUZ

Berkin Elvan’ın kız kardeşi Özge Elvan, “Dokuz ay boyunca neler yaşadığımı anlatsam yetmez. Annemin gözüne her baktığımda evladının acısını yeniden yaşamaması için ona sarılmadım. Bu salonda biz yargılanıyoruz. Berkin'in masumiyetini anlatmaya çalışıyoruz. Bu çok ironik” dedi.

AV. CAN ATALAY: KASIT OLDUĞU AÇIK

Ardından söz alan Elvan’ın avukatı Can Atalay, olay günü polislerin sokağın başındaki hareketlerine ilişkin video kayıtlarının izlendiğini ifade ederek, “Gaz tüfeği kullanan polislerin pusu kurduğu, keşif yaptığı görülüyor. Atış yapan polis, bu toplantı ve gösteri yürüyüşüne usulüyle müdahale etmemeye karar veriyor. 80 metre kala atış yaparak kasten vuruyor Berkin'i. Kasıt olduğu açık. Bilirkişi raporları da atış yapan polisin Fatih Dalgalı olduğunu ortaya koyuyor. Keşif sırasında jandarma ve polis arasındaki kavga nedeniyle jandarma dosyadan çekildi. Bu yüzden keşif raporu yok. Buna rağmen görüntülerle hedef gözeterek atış yapıldığı ortada. Atışın yapıldığı anda o sokakta bir toplantı ve gösteri yürüyüşü yok ama olsa bile Yargıtay içtihatlarına göre polisin önce uyarıda bulunması gerekirdi”  diye konuştu.

AV. ÇİĞDEN AKBULUT: ARTAN BİR POLİS ŞİDDETİ VARDI

Avukat Çiğdem Akbulut da soruşturma aşamasında dosyaya giren delillerin, tutuklu olduğu veya hayatta olmadığı için salonda bulunmayan meslektaşları tarafından toplandığını söyleyerek, şunları ifade etti:

“Barışçıl eylemlere karşı artan bir polis şiddeti vardı o dönem. Yapılması gereken her bir olay için ayrı bir soruşturma açılmasıydı ancak Berkin'in vurulmasıyla ilgili dosya yüzlerce dosyayla birleştirilmişti ilk başta. Etkin soruşturmanın önündeki bir engeldi bu. Emniyet uzunca bir süre yanlış gün ve yanlış saatlerde Okmeydanı'nda görev yapan polislerin listesini gönderdi. Dosyanın eski savcılarından biri emniyete yazdığı yazıda olayla ilgili olmayan polislerin listesi gelmesi nedeniyle adeta isyan etti. Emniyet, görevli polis listesini göndermeyerek kasıtlı olarak dosyayı sürüncemede bıraktı. Olayın yaşandığı sokakta MOBESE kamerası olmasına rağmen kamera olmadığını bile yazdılar. Soruşturma savcısı keşif talep ettiğinde Sulh Ceza Hakimliği talebi 'şu aşamada gerekli olmadığı ve bu talebin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı’ gibi akıllara zarar gerekçelerle reddetti. Şüpheliler vekili meslektaşlar soruşturma aşamasında dosyadaki işlemleri takip edebilirken bizim için gizlilik kararı getirildi. Savcının olayla ilgili ismine ulaşılan ilk polisin nerede görev yaptığına ilişkin sorusuna bile bir yıl sonra yanıt verildi. Görüntülerde ismine ulaşılamamış bir ZET'çi (gaz fişeği tüfeği) polis daha var. Sanık Fatih Dalgalı'ya ve diğer polise atış emri veren bir amir var. Gezi eylemlerinde polisi kışkırtan bir siyasi iktidar var. Bu isimler soruşturulmadı."

"DEVLETİN OTORİTESİ SARSILIR DİYE DÜŞÜNÜYORLAR"

"Berkin Elvan'ın cebinden maytap çıktı diyerek onun masumiyetini karalayamazsınız. Bunu gerekçe yaparak hiç kimseyi öldüremezsiniz" ifadelerini kullanan Akbulut, şöyle devam etti:

"Berkin Elvan davası kamuya malolmuş bir davadır. Bu dava kamunun adil yargılanma talebidir. Siz sanığı hiç görmediniz. Soru sorulduğunda nasıl tepki verdiğini hiçbirimiz göremedik, siz de göremediniz. Sanık Fatih Dalgalı'nın duruşmaya katıldığı ekranda gözlük ve bıyık taktığını gördük. Çünkü teşhis yapılacaktı. Küçücük ekranda gördüğünüz yüzünü bir de bu aksesuarlarla kapattı. Sanığın cep telefonu sinyallerine ulaşıldı. Berkin'in vurulduğu anda Fatih Dalgalı'nın telefonu atış yapılan yerden sinyal verdi. 14 yaşında bir çocuğu polis tüfeğiyle vurdular. Dosyaya sürekli müdahale ediliyor. Delilleri karartmak istiyorlar çünkü öldürülen bir halk çocuğuysa, öldüren devletin imkanlarını kullananlarsa karşılaştığımız hep cezasızlık oldu. Kolluğun öldürdüğü çocuklar için adalet sağlanmadığından çocuklar öldürülmeye devam ediyor. Bir polisten hesap sorulursa diğer polislerden de hesap sorulur ve devletin otoritesi sarsılır diye düşünüyorlar.”

AV. AKÇAY TAŞÇI: OLASI KAST ORTADAN KALMIŞTIR

Avukat Akçay Taşçı, ZET silahının kullanımıyla ilgili teknik bilgileri hatırlatarak, "Bu silahın öldürücü olmadığına ilişkin raporların bir hükmü yoktur. Bu silah pek çok olayda kafa travmalarına neden oldu ve eğer iyi kullanılırsa birini de öldürebilir. Bu kadar hedef alınarak yapılan atış kasti olarak yapılmıştır. Olası kast ortadan kalkmıştır. Sanık doğrudan kastla karar vererek Berkin'i öldürmüştür" dedi.

Avukat Can Atalay tekrar söz aldı ve Ulusal Kriminal Büro raporunda sanığın boyunun uzunluğuna kadar bilgi verildiğine dikkat çekti. Atalay, "Fatih Dalgalı kasıtlı olarak tetiği çekmiştir. Berkin Elvan'ın inancı ve ailesinin kökeni nedeniyle delil karartıldı bu dosyada. Berkin Elvan'ı kasten öldürdüğü için sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz. Sorumluluğu bulunan tüm sıralı amirlerle ilgili suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz. Yetmez, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve İçişleri Bakanı Muammer Güler hakkında da suç duyurusunda bulunulmalıdır. Yetmez, 'Emri ben verdim' diyen dönemin Başbakanı Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunulmalıdır" dedi.

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezinden avukat Ayşenur Demirkale de sanığın cezalandırılmasını ve soruşturmanın derinleştirilmesini talep etti.

SANIK POLİS, İLGİSİNİN OLMADIĞINI SAVUNDU

Sanık polis Fatih Dalgalı ise "Baştan beri karşı tarafın avukatlarının söyledikleri standarttır. Konuştukları varsayım ve hayalidir. Keşif esnasında polis ve jandarmanın kavga ettiğini söylüyorlar. Bunu da ispat edemiyorlar. Kimsenin yaralanmasıyla bir ilgim yok" dedi.

Sanık polisin avukatları da Elvan ailesinin avukatlarının beyanlarına itiraz ettiklerini söyledi. Eski dilekçelerini tekrar ettiler.

DAVA 9 ARALIK'A ERTELENDİ

Duruşmaya ara verildi. Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti dosyayı, esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için savcılığa göndererek duruşmayı 9 Aralık’a erteledi.

Duruşma sonrası tekrar adliye önünde bir araya gelen aile ve avukatlar açıklama yaptı.

"ÇOCUĞUMU ÖLDÜREN KİŞİ ARKASINDAKİ GÜCE GÜVENİYOR"

Burada konuşan Elvan’ın babası Sami Elvan, hukuka ve adalete aç olduklarını belirterek, “Çocuğumu öldüren kişi ekranlara çıkarak suçsuz olduğunu anlatıyor. Çünkü arkasındaki güce güveniyor. Ancak bütün deliller onun katil olduğunu gösteriyor. Çocuğumun katili 'Emri ben verdim. Benim polisim destan yazmıştır’ diyendir” diye konuştu.

"KARDEŞÇE YAŞAMAK İSTİYORUZ"

Anne Gülsüm Elvan da adalet taleplerinden vazgeçmeyeceklerini belirterek, “Adalet Ebru Timtik ile mezara gömüldü. Ama biz o adaleti oradan çıkartırız. Bu devran böyle gitmez. Halen çocuklar öldürülüyor. Van’da iki kişi helikopterden atıldı. Yeter artık diyoruz. Biz kardeşçe yaşamak istiyoruz” şeklinde konuştu.

SEZGİN TANRIKULU: ADALETSİZLİK VE VİCDANSIZLIĞI YAŞIYORUZ

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da "Türkiye'de adaletsizlik ve vicdansızlığı yaşıyoruz. Bu adaletsizliği ve vicdansızlığı yaratanları bir gün mutlaka yargılayacağımız günler yakındır" dedi.


DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA: "ADALET TALEBİMİZ REDDEDİLDİ"

Duruşma öncesi adliye önünde Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya Elvan Ailesi ve avukatları, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros ve birçok yurttaş katıldı.

Burada konuşan Gezi Dayanışmasından Akif Burak Atlar, Berkin Elvan'ın öldürülmesine ilişkin davanın sonlara yaklaştığını söyledi. Atlar, "Bugüne kadar davanın her aşamasında çelişkili beyanlarla, karşılığı olmayan ifadelerle, karartılan delillerle, tarafsızlığı şüpheli raporlarla dolu duruşmalar birbirini izledi. Tutuklama taleplerimiz reddedildi, adalet talebimiz engellendi" dedi.

Davanın esas hakkında beyan aşamasına gelinen 17. duruşma öncesinde de ilk duruşmada olduğu gibi, adalet istediklerini vurgulayan Atlar, "Katillerin, faillerin korunduğu, gerçeklerin karartılmaya çalışıldığı her davada olduğu gibi akıl dışı ithamlarla karalanmaya, lekelenmeye çalışılan ancak haklılığı ikinci kez ispat edilen Gezi direnişinin ilk günündeki gibi adalet istiyoruz" dedi.

"ISRARIMIZI SÜRDÜRECEĞİZ"

Gezi'de yaşamını yitirenler ve aileleri için adalet istediklerinin altını çizen Atlar, "Biz Taksim Dayanışması ve Elvan Ailesi olarak, ölüme karşı yaşamı savunmaya inatla ve ısrarla devam gelecek edeceğiz. Çocuklar bir daha öldürülmesin diye katillerinin yargılanması için ısrarımızı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. (İstanbul/EVRENSEL)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Bir yılda elektrik fiyatı yüzde 32,3; doğal gaz fiyatı yüzde 34,7 arttı

SONRAKİ HABER

Demirtaş: Mesajlarımda ittifak bulmaya çalışanların teorilerini ciddiye almıyorum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...