22 Eylül 2020 08:58

Mektup: Sınıfımdaki 23 öğrenciden 7-8'i canlı derslere katılabiliyor

Ankara'dan bir öğretmen yazdı: Sınıfımdaki 23 öğrenciden 7-8'i canlı derslere katılabiliyor. Katılanlar da iki gün katıldıktan sonra arayıp internetlerinin bittiğini söylüyorlar.

Fotoğraf: Özgür Uyaroğlu/AA

Paylaş

Altındağ'dan bir öğretmen

Merhaba Evrensel okurları;

Ankara’nın en yoksul ve emekçi mahallerini kapsayan Altındağ ilçesinde öğretmenlik yapıyorum. Okulumun bulunduğu mahalle ise bu yoksulluğun en fazla yaşandığı ve Suriyeli, Iraklı mülteci ailelerin çoğunlukta olduğu bir mahalle. Katıldığımız seminer ve toplantılarda bu ailelerin mülteci veya sığınmacı statüsünde olmadığı söyleniyor, yani gelecekleri gibi statüleri de belirsiz diyebiliriz. Bizler yani benim çalıştığım gibi okullarda çalışan öğretmenler de ne yapacağımızı bilmez durumdayız. Dayatılan uzaktan eğitim modeli "nasıl yaparsan yap ama yap" modeli. Sınıfımdaki 23 öğrenciden 7-8'i canlı derslere katılabiliyor. Katılanlar da iki gün katıldıktan sonra arayıp internetlerinin bittiğini söylüyorlar. Katılamayanların ya interneti yok ya telefon babada ve baba işte.

Çoğunun evinde televizyon da olmadığı için EBA TV’yi de takip edemiyorlar. Mahallede alt yapı olmadığı için okulda da internet yok, yani Milli Eğitim Bakanlığının sürekli söylediği EBA erişim noktaları bizim mahalleye uğramadı. Öğrencilerimle uzaktan eğitim yaparken zaman zaman görüntülü arama veya telefonla aramayı ve okuma yaptırmayı deniyorum. Okula gittiğim günlerde derslere katılamayan öğrencilerimi çağırıp kitap, çalışma sayfaları dağıtıyorum. Okula çağırdığım öğrencilerimden bazıları ertesi gün maskeli bir şekilde arayıp anne-babasına korona teşhisi konduğunu evde onları karantinaya alacak bir oda olmadığı için (malum gecekondularda ebeveyn banyolu odalar bulunmuyor) evde de maske takmalarının istendiğini söylüyorlar. Bir gün önce okula çağırdığımız öğrenciler yani karantinada olması gereken öğrencilerimiz…

DERSİN YANINDA FİLYASYON ANGARYASI

Tüm bunlarla birlikte sürekli dayatılan, görevimiz olmayan ama görev olarak dayatılmaya çalışılan filyasyon ekiplerine katılmaya zorlanmak, akşam saatlerinde Zoom üzerinden yapılan toplantıların tebliğ edilmesi de rutine dönüştü... Okul müdürlerinin bile şikayet eder hale geldiği karantinadaki ailelerin evlerine gidilerek takip edilmesi meselesi iyice sıkıntılı bir hale geldi. Konuyla ilgisi, bilgisi olmayan bizler görev almaya zorlanıyoruz, ne bir koruyucu ekipman var, ne özel kıyafet ne de araç. Tüm bu kaygılarla birlikte ek derslerimiz kesiliyor, neredeyse performansa dayalı bir ücretlendirme ile tehdit ediliyoruz. Öğrencilerimizin eğitim hakkı için mücadele ederken ve gerçekten daha önce yapmadığımız şekillerde eğitim-öğretimi sürdürmeye çalışırken bu şekilde cezalandırılmak oldukça üzücü.

Okulların açılmasını sanırım en çok öğretmenler istiyordur. Öğrencilerimi görüntülü aradığımda veya telefonda konuştuğumda bunu daha çok hissediyorum. Öğrencilerin ve velilerin risk durumları analiz edilerek ve buna uygun bir düzenleme yapılarak okulları gerçekten birlikte açabilirdik. İmkanı olmayan öğrencilere tablet temin etmek, internet erişimini ücretsiz sağlamak da o kadar zor olmamalı diye düşünüyorum. (Acun Ilıcalı gibi son yıllarda devleşen bir işadamı bu sorumluluğu üstlenebildiğine göre) Okulların temizlik ihtiyaçlarını, öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin hijyen kitlerini bakanlığımız 6 ayda tespit ve temin edebilirdi. Bu saydıklarımız çoğunu da meslek liselerinde öğrencilere yaptırdıklarını düşünürsek gayet mümkün görünüyor. Ancak bunların hiçbirini yapmayan bakanlığımız ve yetkililer sorumluluğu öğretmenlere ve velilere atarak deyim yerindeyse sahanın dışında kalmayı tercih ediyor. Sorunlar ortada ve aslında çözüm de ortada ‘eğitime ve sağlığa bütçe’ ve her ne olursa olsun ‘laik, bilimsel, parasız eğitim’ mücadelesinden vazgeçmemek.

ÖNCEKİ HABER

TTB, destek ziyaretinde bulunan Kılıçdaroğlu'na 'siyah kurdele' taktı

SONRAKİ HABER

K.T. Deri'de bir işçi daha işten atıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...