20 Eylül 2020 13:27

11. İstanbul Opera Festivali '7 Soprano' konseri ile başladı

11. İstanbul Opera Festivali, 19 Eylül akşamı İstanbul Arkeoloji Müzelerinin bahçesinde ‘7 Soprano’ konseriyle başladı. Salı akşamı ‘Barok Konser’ seyircileri ile buluşacak.

Fotoğraf: İstanbul Devlet Opera ve Balesi

Paylaş

Özlem ERTAN

İstanbul Arkeoloji Müzelerinin asırlık ağaçlar ve güzel yapılarla çevrili bahçesinde opera izlemenin ne büyük bir keyif olduğunu ancak yaşayanlar bilir. Koronavirüs salgınının pençesinde olduğumuz şu günlerde 11. İstanbul Opera Festivali’nin açılış konserini bu kadim müzenin, akşam esintilerinin eksik olmadığı avlusunda izlemek umut ve ferahlık verdi sanatseverlere. Müziğin ve genel anlamda sanatın sağaltıcı gücünü anımsattı.

Geçtiğimiz yıllarda uluslararası düzeyde organize edilen İstanbul Opera Festivali, 2020’nin özel durumundan dolayı bu kez ulusal çapta yapıldı. Ancak açılış konserinde dinlemek fırsatını bulduğumuz Türkiye’nin farklı opera kurumlarından yedi soprano, o kadar güzel bir akşam yaşattı ki bize festivalin uluslararası olmaması eksiklik olarak görünmedi gözümüze.  

İstanbul Devlet Opera Balesi Genel Müdür ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan, Devlet Opera Balesi Genel Müdürü Murat Karahan ve Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz’un da izleyici olarak iştirak ettiği yaklaşık iki saatlik konserde mesafeli yerleştirilmiş sandalyelerine oturan maskeli sanatseverler, ağırlıklı olarak İtalyan ve Fransız opera repertuvarının sevilen örneklerini dinlediler.

VERDİ’DEN MASSENET’YE…

Şef Zdravko Lazarov yönetimindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrasının eşlik ettiği yedi sopranodan ve konser repertuvarından bahsetmek isterim biraz da. İki bölümden oluşan konserde her solist ikişer arya seslendirdi. Seçilen eserler soprano ses için yazılan en güzel örnekler arasından seçilmişti.  

Konserin ilk aryası Verdi’nin ‘La Forza del Destino’ (Kaderin Gücü) operasından ‘Pace Pace’ydi. Soprano Evren Ekşi, seslendirdi bu aryayı. Güçlü sesi ve başarılı icrasıyla konsere güzel bir giriş yaptı Evren Ekşi. İkinci yarıda ise Puccini’nin ‘Tosca’ operasından ‘Vissi d’Arte’ dinledik sanatçıdan.

Nurdan Küçükekmekçi, Verdi’nin ‘Aida’ operasından ‘O Patria Mia’ ile çıktı sahneye ve dinleyiciyi kendine hayran bıraktı. Sesinin gücü, parlaklığı, piyano ile forte tonlar arasındaki ustalıklı geçişleri unutulmazdı. İkinci yarı için seçtiği Dvorak’ın ‘Rusalka’ operasından ‘Ay’a Şarkı’, lirizm yüklü çok güzel bir soprano aryası ve sanatçının yorumu kesinlikle bu parçaya layıktı.

İstanbul Devlet Opera ve Balesinin en güçlü seslerinden Soprano Perihan N. Artan iki Verdi aryası seslendirdi. ‘Don Carlo’ operasından ‘Tu che la vanita’ ile ‘Macbeth’ten ‘Nel di della vittoria’… Sanatçı, dramatik ve gümbür gümbür sesiyle farkını yine ortaya koydu. Perihan N. Artan, Wagner operalarını rahatlıkla seslendirebilecek kadar güçlü ve dramatik karakteri olan bir sese sahip. Keşke en azından konserlerde ondan Wagner dinleyebilsek.

Soprano Eylem Demirhan Duru, Verdi’nin ‘La Traviata’ operasından ‘E Strano… Sempre Libera’ ile Daniel Auber’in ‘Manon Lescaut’ operasından ‘C’est l’histoire amoureuse’i yorumladı. Tizlerde çok rahat, pırıl pırıl söylüyor Eylem Demirhan Duru. Ajiliteleri de özellikle kulak dolduruyor.

Uluslararası alanda tanınan, dünyanın önemli opera sahnelerinde sahne alan Soprano Burcu Uyar da konserin solistlerinden biriydi ve iyi ki öyleydi. Hem lirik hem de koloratur soprano rollerini başarıyla icra eden Burcu Uyar’ın da pırıl pırıl ve tam da yerinde tınlayan bir sesi var. Açılış akşamında Catalani’nin ‘La Wally’ operasından ‘Ebben? Ne andro lontana’ ile Massenet’nin ‘Manon’ operasından ‘Suis-je gentille ainsi? Je marche’ söyledi Burcu Uyar ve Manon yorumunda artistik yeteneğini de konuşturdu.

Soprano Sevinç Karadağ da güçlü, dolu dolu bir sese sahip. Verdi’nin ‘Un Ballo Maschera’ (Maskeli Balo) operasından ‘Morro, ma prima in grazia’ ile Puccini’nin ‘Manon Lescaut’ operasından ‘Sola perdutta, abbandonata’yı dinledik ondan.

Spinto Lirik Soprano Mine Kurtoğlu da zor bir repertuvarı ustalıkla yorumladı. Sanatçıdan önce Verdi’nin ‘Macbeth’ operasından ‘La luce langue’yi sonra da Puccini’nin ‘Turandot’undan ‘In questa reggia’yı dinledik.  

Konserin sonunda Verdi’nin ‘I Vespri Siciliani’ operasından ‘Mercé, dilette amici’yi tüm solistler birlikte seslendirdi.

DÜNYA ÇAPINDA SESLER

Uzun lafın kestirmesi, 11. İstanbul Opera Festivali’nin açılış akşamı tam bir ses şöleniydi. Şunu bir kez daha gördük ki Türk operasının yorumcu sıkıntısı yok. Dünya çapında harika sesler var bu ülkede. Eksik olan uluslararası alanda kabul görecek, evrensel nitelikte eserler.

11. İstanbul Opera Festivali kapsamında 22 Eylül akşamı ‘Barok Gecesi Konseri’ düzenlenecek, 26 ve 27 Eylül akşamları ise Mozart’ın ‘Saraydan Kız Kaçırma’ operası sahnelenecek. Mekan yine İstanbul Arkeoloji Müzelerinin bahçesi olacak.

ÖNCEKİ HABER

MEB'den fotoğraf çekim taleplerine dair açıklama: Okul binalarına kimse alınamayacak

SONRAKİ HABER

Altın Koza'da, Ercan Kesal'ın "Nasipse Adayız" filmi ödülleri topladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...