13 Ağustos 2020 11:23

İranlı tutsak kadın aktivistler İsveç Parlamentosunun gündeminde

İran rejiminin eşitlik ve özgürlük istedikleri için cezaevine attığı kadın aktivistlerin durumu üç ayrı soru önergesiyle İsveç Parlamentosunun gündemine getirildi.

Fotoğraf: Amineh Kakabaveh (solda), Wikimedia Commons | Leila Qaraee (sağda), Murat Kuseyri/Evrensel 

Paylaş

Murat KUSEYRİ
Stockholm

“Ne Fahişe Ne Boyun Eğen” adlı feminist kadın örgütünün başkanlığı görevini yürüten Sosyalist Milletvekili Amineh Kakabaveh, verdiği 3 ayrı soru önergesiyle İran’daki tutsak kadın aktivistlere yönelik baskı, saldırı ve tutuklamaları İsveç Parlamentosu’nun gündemine getirdi. Amineh Kakabaveh ile İsveç Kadınlar Arası İletişim Ağı Başkanı Leila Qaraee, İran’daki kadınların sorunları ve İsveç devletinin tutumu hakkında Evrensel’e açıklamalar yaptı.

Sosyalist Milletvekili Amineh Kakabaveh verdiği soru önergesiyle Dışişleri Bakanı Ann Linde’den tutsak kadınların serbest bırakılmaları ve İran’da idamların durdurulması için Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’de girişimde bulunmasını talep etti.

Kakabaveh, “Kürt Çocuklarının ana dillerinde eğitim hakları” başlıklı önergesinde bu yılın mayıs ayında tutuklanan Kürtçe anadil öğretmeni Zara Mihemed’e verilen 10 yıl hapis cezası ile Kürt dili üzerindeki baskılar hakkında açıklamalarda bulundu.

KAKABAVEH: ANADİL EĞİTİMİ TEMEL BİR HAKTIR

İran’da anayasanın ana dilde eğitime izin verdiğini hatırlatan Kakabaveh, “Ama mahkemeler İran Anayasasına uygun olarak karar vermiyor. Anadil eğitimi temel bir haktır. Zara Mihemed’e için verilen mahkeme kararı ülkenin kendi anayasasıyla çeliştiği için geçersiz ilan edilmeli ve Mihemed’i derhal serbest bırakılmalı” dedi.

Kakabaveh, diğer önegelerinde açlık grevindeki Zeynep Calaliyan ile Nasrin Sotoudeh ve idam cezasına çartırılan İsveç vatandaşı Ahmad Reza Jalali durumlarını da gündeme getirdi. 

Uluslararası Af Örgütü’nün Zara ile insan hakları aktivisti ve Avukat Nasrin Sotoudeh ve İran cezaevinde tutulanların serbest bırakılmalarını istediğini belirten Kakabaveh, Mihemed’in Kovid-19 virüsüne yakalandığı bilgisinin bulunduğunu ve Birleşmiş Milletler uzmanlarının Nasrin Sotoudeh, Zeynep Calalian ve diğer kadın aktivistlerin koronavirüsüne yakalanmalarından kaygı duyduklarını belirtip derhal serbest bırakılmalarını talep ettiklerini hatırlattı. 

LİNDE: KONUYU İKİLİ TOPLANTILARDA, AB VE BM’DE GÜNDEME GETİRİYORUZ

Dün önergeleri yanıtlayan Dışişleri Bakanı Ann Linde, İsveç’in 2019 yılının aralık ayında yayınladığı insan hakları raporunda İran’a hukuk devletinin genel ilkeleri, hukuk güvenliği, kadın ve halka yöneklik hak ihlalleri nedeniyle sert eleştiriler yönelttiklerini belirtti.

İran cezaevlerinde tutsaklara yapılan işkenceleri de eleştirdiklerini söyleyen Linde, ülkedeki ihlalleri İran hükümeti yetkilileriyle bir araya geldiklerinde, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’de düzenlenen toplantılarda gündeme getirdiklerini söyledi. 

Amineh Kakabaveh ile İsveç Kadınlar Arası İletişim Ağı Başkanı Leila Qaraee, İran’daki kadınların sorunları ve İsveç devletinin tutumu hakkında Evrensel’e açıklamalar yaptı. Kakabaveh, Ann Linde’nin önergesine verdiği yanıtta geleneksel tutumun sürdüğünü söyledi, Linde ve İsveç Hükümeti’ni İslam rejimine karşı kadın haklarını gerçek anlamda savunan bir tutum almaktan kaçınmakla eleştirdi.

QARAEE: KADINLAR ÖRGÜTLENMEZSE BİR ŞEY YAPAMAZLAR

İsveç Kadınlar Arası İletişim Ağı Başkanı Leila Qaraee ise, 1970-80’li yıllar ile şu andaki İran kadın hareketinde çok büyük farklılıklar olduğuna dikkat çekti. İran’da devrim gerçekleşmeden önce ve hemen sonra değişik örgütlere bağlı kadınların birlikte militanca mücadele ettiklerini hatırlattı. İran’da son yıllarda kadınlara yönelik baskıların korkunç boyutlara ulaştığını ancak kadın hareketindeki bölünmeden dolayı kadınların İran rejimine karşı güçlü ve eşzamanlı bir direniş sergileyemediklerini belirterek şunları kaydetti:

“İranda kadınlar geçmişte bizim mücadele ettiğimiz yöntemlerden çok daha farklı yöntemlere başvuruyorlar. Gerçek anlamda örgütlenmeyi başaramadıkları için kadınlara yönelik rejimin baskıları daha da arttı. Ama kadın ve işçi hareketinin bazı yerleşim birimlerinde yakınlaşmasını ve birlikte eylem yapmasını önemsiyorum.”

İran’da erkek arkadaşlarıyla birlikte sokağa çıkan kadınların büyük sorunlarla karşı karşıya kaldıklarına dikkat çeken Qaraee, ”Kadın hareketi dağınık olduğu, illegal olarak örgütlenemediği ve güçlü olmadığı için rejim kadın eylemlerini bastırıyor. Kadın ve erkeklerin sokaklarda birlikte gezmesine bile izin vermiyor. Bu korkunç bir şey ve kadınlara yönelik baskıların boyutlarını gösteriyor. Kadınlar rejime karşı teker teker savaşamaz. Eğer kadınlar örgütlenmezlerse bir şey yapamazlar” dedi.

“İSLAM DEVRİMİNDEN SONRA TUTUKLANAN İLK GRUP İÇİNDEYDİM”

Hükümetin 5 veya 6 kadının bile bir araya gelip taleplerde bulunmasını tehlikeli olarak gördüğünü söyleyen Qaraee, ”Benim kızım yakında 40 yaşında girecek. İslam rejiminin cezaeevlerine giren ilk çocuktu. Ben İran İslam devriminden sonra tutuklanan ilk grup içindeydim. Kızımı da benimle birlikte cezaevine aldılar. O zamanlar İran’ın en büyük devrimci örgütlerinden Halkın Fedaileri’nin üyesiydim. Devrimden önce Şah rejimine karşı güçlü bir direniş gösterdik. İslam rejimi geldikten sonra da gösterilerimizi sürdürdüğümüz için tutuklandık ve işkencelerden geçirildik” şeklinde konuştu.

Qaraee, “Kızım şu anda 40 yaşında ve İran kadın hareketinin bir parçası. İsveç’de İran rejimini protesto amacıyla yapılan eylemlere katılıyor” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Kuşadası Kadın Platformu: İstanbul Sözleşmesi yaşatır

SONRAKİ HABER

Datça'da kamp alanları dışında çadır kuranlara ağır para cezaları uygulanacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...