13 Ağustos 2020 04:21

Prof. Dr. Serhat Güvenç: Taraflar şiddetli bir çatışma istemiyor, amaç iç politika

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Serhat Güvenç: Erdoğan iktidarı şiddetli bir çatışma istemediğini ifade ediyor. Erdoğan’ın asıl arzusu da ‘Akraba ideolojiye sahip Libya.’

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Türkiye, Yunanistan’ın Mısır’la yaptığı deniz yetki sınırlandırma anlaşmasının ardından Oruç Reis Araştırma Gemisi’nin sismik çalışmalar için Akdeniz’e yollanması ve Nevteks ilan edilmesi ile artan gerilim Yunan ve Türk yetkilileri tarafından yapılan karşılıklı açıklamalarla tırmandı. Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının cuma günü olağanüstü toplanması beklenirken İsrail de Yunanistan’a destek açıklaması yaptı.

Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının paylaşımı konusunda uzun zamandır gündemde olan gerilim kısa vadede ne yöne gider? Bir çatışma durumu söz konusu olabilir mi?

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Serhat Güvenç, Erdoğan iktidarının şiddetli bir çatışmayı istemediğini ifade ediyor. Güvenç’e göre Erdoğan’ın asıl arzusu da ‘Akraba ideolojiye sahip Libya.’ Serhat Güvenç, yıllarca Ege Akdeniz gibi denizler konusunun ulusalcı çevrelerin gündeminde olduğunu, Erdoğan’ın bu konuya Libya’ya müdahaleyi de ekleyerek aslında daha geniş bir tabandan seçmen kitlesi istediğini ifade ediyor. 

Herhangi bir ‘yüksek dozda’ çatışma olasılığı görmediğini ifade eden Prof. Dr. Serhat Güvenç, böyle bir durumda ABD-Almanya gibi tarafların da çatışmayı dindirmek için ara bulucu olacağını söylüyor.

TÜRKİYENİN ÖNCELİKLİ DERDİ DOĞU AKDENİZ DEĞİL

Evrensel’e Doğu Akdeniz krizini değerlendiren Serhat Güvenç şöyle diyor:

"Türkiye’nin hedefi ilan ettiği Navteks’in 23 Ağustos’a kadar yeni bir müzakere sonucu çıkıp çıkmadığını görmek olacak. Daha önceki müdahalede anımsarsanız Almanya devreye girmişti. Hatta anımsarsanız bir ölçüde Amerika devreye girmişti. Bu kez kamuoyu ile paylaşılan üçüncü bir tarafın olduğuna dair bir işaret yok.

Benim şahsi görüşüm, her iki ülke, kamuoyuna gerilimi hararet heyecanla milliyetçilik dozu yüksek bir biçimde izlediği için; kamuoyu önünde geri adım sayılacak hamle yapamazlar. Yer yer küçük gerginlik yaşasa da iki tarafın krizleri yönetme biçiminde hem becerileri hem de deneyimleri var.

Bence, Türkiye veya Yunanistan’ın işi tırmandırma iradesi olmadığı sürece büyük çatışmaya dönüştürme ihtimali düşük. Geçmişte de ufak tefek krizlerin çatışmaya dönüşme ihtimali engellendi.

Yunanistan kamuoyu, Türk kamuoyundan daha fazla bu konuyla yatıp kalkıyor. Aslında Türk kamuoyunun daha fazla öncelikleri var Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim öncelikli meselesi değil. Yunanistan’da devletin de körüklediği kamuoyunu dahil etmeye çalıştığı bir durum var. Biz SYRIZA hükümeti döneminde Yunan hükümetinin bu politikalardan büyük ölçüde uzaklaştığını görmüştük ama Miçotakis hükümeti daha geleneksellerin tepkilerini açığa çıkaracak yöntemler kullanıyorlar.

Bir çatışma çıkarsa 3. ülkelerin dahil olmak isteyeceğini sanmıyorum. Böyle bir çatışma durumunda uzamaması için devreye gireceklerdir. Burada da Almanya ve Amerika öne çıkıyor. AB Komisyonu zaten tarafını belli ediyor. ABD ise henüz net yanıt vermedi. En azından Trump’ın açıklaması yok.

Zaten Türkiye’nin ilan ettiği Navteks asıl olarak, Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimini rahatsız edecek nitelikte. Yunanistan Mısır anlaşmasının bu gerilimi tetiklediğini düşündüğümüzde belki Mısır’ın dahil olup olamayacağı gibi bir soru akla gelir.  Mısır açısından söz konusu olan riskli çıkarlar Yunanistan’ınki kadar hayati değil."

ERDOĞAN İKTİDARININ AMACI: SEÇMEN DESTEĞİ

Erdoğan bu sorunda bazen yüksek dozda bazen de diyalog çağrıları yapıyor. Türkiye’nin amacı için de Güvenç “Seçmen desteğini artırmak” diye tarif ediyor. Erdoğan için  asıl meselenin Libya olduğunu ifade eden Güvenç’in bu konudaki değerlendirmesi de şu şekilde: "Orada ideolojik olarak akraba olduğu bir hükümet var. Türkiye’nin Libya sorununu askeri olarak müdahil olmasını meşrulaştıracak bir şey bu. Deniz sorunları ise yıllardır Türkiye’de ulusalcı diye nitelenen kesimlerin savunduğu bir mesele. Dolayısıyla Libya ve Akdeniz’i bağlantılayarak geniş tabanlı desteğe sahip olmayı istiyor.

Erdoğan iktidarı kasım 2019’da net bir tutum almaktan kaçındı ama 2019 kasımından sonra hem Libya’daki gelişmeler hem de Yunanistan’daki yeni iktidarın deniz sınırlarını 12 mile çıkarabileceği kaygıları Türkiye’yi Libya konusunda itti.

Geri adım sayılabilecek dozu düşürmeye dönük müzakere eğiliminden aslında bu konuda Erdoğan iktidarının kafasında net bir siyaset olduğunu söylemek mümkün değil. Yön değiştirebiliyor ama çatışmak Erdoğan iktidarının da isteyebileceği bir şey değil." (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Elazığ Cezaevi raporunda işkence iddiası

SONRAKİ HABER

Albayrak'tan "Endişelenmeli miyiz" sorusuna yanıt: Dolarla mı maaş alıyorsunuz?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...