10 Ağustos 2020 11:24

Meral Beştaş'tan Davutoğlu’na: Popülist politikalarla Kürt meselesi çözülmez

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Ahmet Davutuğlu'ya "Rojbaş diyerek Kürtlerin oyunu alabileceğini sanıyor. Kürt halkının buna karnı tok" diye seslendi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır’da Kürtçe “Rojbaş” diye seslenişine "Kürt meselesi popülist politikalarla çözülmez. Rojbaş diyerek Kürtlerin oyunu alabileceğini sanıyor. Kürt halkının buna karnı tok" diye cevap verdi. CHP’nin Kürt Raporu hazırlığı için de “89’da başlamışlardı. Türkiye’de çözüm adresinin Meclis olarak gösterilmesi konusunda daha önce yayınlanan raporların güncellenmiş bir haliyle karşı karşıyayız. Yine de Kürt sorununda gösterilen tüm çabaları çok önemsiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

"SAMİMİ ÇABALARI ÖNEMSİYORUZ"

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Basında çıkan CHP’nin Kürt raporu haberleri üzerine konuşan Meral Danış Beştaş “89’da başlamışlardı. Basından takip ettiğimize göre, toplumsal mutabakat komisyonu, ortak akıl heyeti ve gerçekleri araştırma komisyonunun kurulmasının sağlanması, Türkiye’de çözüm adresinin Meclis olarak gösterilmesi konusunda daha önce yayınlanan raporların güncellenmiş bir haliyle karşı karşıyayız” ifadesini kullandı.

Kürt sorununda gösterilen tüm çabaları önemsediklerini söyleyen Beştaş, “CHP bugüne kadar Kürt halkına karşı uygulanan baskı politikalarına karşı hiçbir zaman net tavır almamıştır. Partimize yapılan siyasi soykırım operasyonlarında yeterli bir duruş göstermekten kaçınmıştır. Yine de bu girişimi anlamlı buluyoruz” dedi.

"DEMOKRASİNİN KOŞULU KÜRT SORUNUNUN DEMOKRATİK ÇÖZÜMÜDÜR"

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Partisinin Diyarbakır il kongresindeki konuşmasının başında Kürtçe “Rojbaş” diyerek selam vermesi ve “Diyarbakır’a gelmek benim için sılaya gelmek gibidir” ifadelerini kullanması da Beştaş’ın gündemindeydi. Önümüzdeki dönemde Diyarbakır'da görüldüğü üzere birçok partinin güzel laflarla Kürtlerin oyuna talip olacağını söyleyen Beştaş şöyle devam etti: "Bu ülkede demokrasinin yeşermesinin tek koşulu Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesidir. Kürt sorunu Türkiye'nin meselesidir. Sadece Kürtlerin sorunu değildir. Kürt meselesini çözülmemesinden bütün Türkiye zarar görüyor. Sadece Diyarbakır’a giderek 'Rojbaş' diyerek güzel sözler söyleyerek Kürt meselesi popülist politikalarla çözülmez. Davutoğlu’da Diyarbakır’a gitmiş rojbaş diyerek birkaç güzel cümle sarf ederek Kürtlerin oyunu alabileceğini sanıyor. Ama Kürt halkının buna karnı tok." 

Kürt sorununu çözeceklerini söyleyen muhalefet partilerine seslenen HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “AKP ve MHP iktidarının inkâr politikalarına karşısında, Kürt halkının yanında tavır almaya çağırıyoruz” dedi.

CPT RAPORU

Açıklamasında Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) 5 Ağustos’da açıkladığı rapora da değinen Beştaş, CPT’nin raporunda vahim tespitler olduğunu kaydederek “CPT raporuna göre Türkiye cezaevlerinde kapasite fazlalığı, işkence, kötü muamele, tecrit resmi olarak uluslararası olarak CPT’nin raporu olarak kamuoyuna yansıdı” dedi.

"CEZAEVLERİNDEKİ KISITLAMALAR KALDIRILSIN"

Cezaevlerindeki kısıtlamaların kabul edilemez olduğunu ve önlem alınarak, tutukluların haklarından yararlanması çağrısında bulunan Beştaş, “Adalet Bakanlığı bir an önce cezaevlerindeki izolasyonu aileleri görüşmelerini yaptırma sürecini başlatmalıdır. İnfaz koruma memurlarından, yemekhanelerden tutukluları korumazken, Kovid-19 ile baş başa bırakırken, ayda bir tek bir kişi ile görüş yapılmasını izah edemezler. AVM’ler açıkken, sahiller tıklım tıklım doluyken, insanlar Kovid-19 ile baş başa bırakılırken cezaevlerinde görüş yaptırmamak ve biz tutukluları düşünüyoruz demek büyük ikiyüzlülüktür” diye belirtti.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Beştaş, İstanbul Sözleşmesi’nden kadınların vazgeçmeyeceğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınlar susturulmaya çalışılıyor. Tek bir amaç var; kadınlar sussun. Kadının adını silmeye, aile içine hapsetmeye ve sadece aile olarak tanımlama dönük bir politika var. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddetin önlenmesini devlet politikası haline gelmesini ve bunu engellemesini hüküm altına alıyor ve zorunlu kılıyor. Bununda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sağlanması ile mümkün olacağını söylüyor. İlk dönemlerde AKP iktidarı sözleşmeyi imzalamakla çok övünüyordu, şimdi algı operasyonu ile çekilmeyi tartışıyorlar. Toplumun talebi bu, aile düzenini bozuluyor gerekçelerini ifade ediyorlar. Öyle bir aşamaya geldik ki, kadınların mücadele ile kazanan ve kadınları kâğıt üzerinde de olsa eşit hak sahibi olmasına yönelik düzenlemelere tahammülleri yok.”

"SÖZLEŞME TÜRKÇEDİR"

“Sözleşme dış güçlerce hazırlanmış” sözlerine de tepki gösteren Beştaş, “Bunu okurken dehşete düştüm. Çünkü ben sözleşmenin iskeletini oluşturan Nahide Opuz davasının başvurucu avukatıyım. Nahide Opuz davasının nasıl bir süreçten geçtiğini gayet iyi biliyorum. Türkiye kadına yönelik ayrımcılıktan mahkum edildi. İlk defa AİHM 'bu ülkede kadın olduğu için bir kadına ayrımcılık var' dedi. Türkiye bu sözleşmenin kurucu üyesidir. Türkçe yazılmıştır, İstanbul’da hazırlanmıştır. Kurucu ülke Türkiye, ilk imzalayan Türkiye, dava Türkiye davası ve diyorlar ki dış güçlerle hazırlanmıştır. Bu kadar büyük bir yalanı kime yutturacaklar. İnanmak mümkün değil. O dönem de Mevlüt Çavuşoğlu bu sürecin takipçisiydi” şeklinde konuştu.

"EKONOMİDE ÇAKILDINIZ"

Ekonomide yaşanan sorunlara ilişkinde konuşan Beştaş, hükümete şu sözlerle yüklendi:

“Ekonomide uçuş modunda değiliz, çakıldık. Uçuş modu neymiş. Erdoğan ‘uçuş moduna geçtik’ diyor ama bunun adı uçuş modu değil bunu adı çakılmak. TL hızla dibe gidiyor. 5 yıldır ilan edilmeyen devalüasyonlar yaşanıyor, döviz her birim yükseldiğinde bütün bunlar halklarına enflasyon, borç olarak, işsizlik olarak dönüyor. İktidar ise power point sunumu yapmaktan başka bir şey yapamıyor. Bu iktidar istemediği için değil, yapamadığı için olumlu adım atmıyor ve sorumlusu kendisidir. Sofralar eksilen yiyeceklerin sorumlusu AKP iktidarıdır. Tek dertleri var; kendi iktidarları, gelecekleri ve bekaları. Enflasyon, dolar, işsizlik yoksulluk AKP iktidarı düşmeden düşmez. Gidişat onu gösteriyor. 18 yılın acı gerçeği bu."

"ÜLKENİN DEĞİL AİLENİN HAZİNESİ"

"Halkın hakkını kursağına girecek ekmeğin parasını savaşa harcıyor. Diyor ki merminin fiyatı nedir. Bu kadar büyük bir cesaret var. Bu boğazından kesilen paranın mermiye gittiğini bilmiyorum demesin kimse. Kürt meselesi çözülmeden savaş devam ediyor. Ekonominin uçuş moduna geçmeyi bıraktık normal bir seyirde izlemesi bile mümkün değil. Hazine bir ülkenin değil bir ailenin hazinesine dönüşmüş durumda. Hazine damatlara gidiyor. Ne kadar kötü yönetildiğini halk gayet iyi biliyor."

"SARAY’DA HAFTA 3 KEZ TEST YAPILIYORMUŞ"

Kovid-19 salgınıyla mücadele de insanların salgınla baş başa bırakıldığını söyleyen Beştaş, ekledi: “Şeffaflıktan eser yok. Her şey gizleniyor. En son yoğun bakım ve entübe hasta sayısı gizlenmeye başlandı. Bazı illeri arıyorum. Topluyorum 4 il bin ediyor, ediyor ama 81 ili açıklıyorlar, bin etmiyor. Niye yalan söylüyorsunuz. Siz halkı ölüme terk ediyorsunuz. Hastanelerle altyapılarla övünüyorlar. Şunu çok iyi biliyorum hastanelerde kaldırımlarda insanlar yatıyor. Siirt’e geçen hafta gittim, test yapılmıyor. Geçen hafta bir olay yaşandı skandal denildi, Hatay milletvekili bir ayda 8 test yaptırmış, 8'incide pozitif çıkmış. Cumhurbaşkanlığı sarayında haftada 3 kez test yapılıyormuş.”

"BÖLGE İLLERİNDE TABLO DAHA DA VAHİM"

Pandeminin Türkiye’nin tamamında vahim bir tablo taşıdığını ancak Kürt illerinde bu tablonun daha da vahim olduğunun altını çizen Beştaş, “Kürtler bir kez daha ayrımcılığa mahkum edilmiş. Oralarda testi yapılmıyor. Sağlıkçıların test yapamadığı bir ortamda bir milletvekilinin 8 test yaptırması korkunç bir durumdur, Cumhurbaşkanı sarayında haftada 3 kez test yapılması korkunç bir durumdur. Diyarbakır, Mardin, Siirt, Batman vs. bu tablonun sorumlusu iktidardır. Dün beni aradılar annesi hasta gidip para talep etmişler. Sağlık Bakanlığı para talep edilmeyecek diyor ama her yerde istiyorlar. Sağlık Bakanı’na sorarsınız AKP mücadele ediyor. Ama mücadele edilmiyor, AKP Kovid-19 ile işbirliği yapıyor” dedi.

"SARAY İÇTÜZÜĞÜ HAZIRLANIYOR"

Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un yeni iç tüzük çalışmalarına başlandığına ilişkin açıklamalarını da Beştaş, “1920’den beri TBMM işlerine bu kadar müdahalenin olduğu bir başka dönem olmamıştı. Bu meclise yapılabilecek en büyük kötülüktür. Alelacele sosyal medya susturulmak istendi, susturamayacaklar. Şimdi bu iç tüzük çalışması meclisi susturma, muhalefeti susturma çabasıdır. Bunun arkasında ne var muhalefetten rahatsızlar. Çünkü biz meclis kürsüsünden gerçekleri her fırsatta açıklıyoruz ve bundan rahatsızlar. Saray yasası tek değil şimdi de saray iç tüzüğü yapılmak isteniyor. Anayasa yerine saray yasası, iç tüzük yerine Saray tüzüğü hazırlanacak. İşte tek adam yönetimi dediğimiz tam da budur. Kendimize haksızlık etmek istemem çok büyük bir emek veriyoruz. HDP ve muhalefet olarak çok büyük bir çaba içindeyiz emek veriyoruz. Ama iktidar ve ortağı tarafından, saraydan hazırlanan taslak komisyondan virgülü değişmeden geçiyor ve genel kurula geliyor oradan da değişmeden geçiyor. İktidar kendi vekillerini noter gibi görüyor. Konuşmayın, tartışmayın sadece oy verin diyorlar. Bu kanun tekliflerinin muhalefet dışında iktidar gibi onlar da verilen talimat gereği içinde ne olduğunu bilmiyorlar. Ertesi gün komisyona bir taslak geliyor ve onaylanıyor. Bu içtüzük muhalefeti susturmaya yöneliktir. 3 dakikalık konuşma süreleri daha da düşürülmek isteniyor çünkü konuşulmaya tahammülleri yok. Biz konuşmaya devam edeceğiz” şeklinde değerlendirdi.  (HABER MERKEZİ)

 

ÖNCEKİ HABER

İskender Bayhan: Ekonomide, Erdoğan ve yandaşları yukarı, işçiler aşağı doğru uçtu

SONRAKİ HABER

"İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz" diyen kadınlar hafta boyu sokaklarda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...