"Kutuplaşmanın ve bireyselleşmenin panzehri kültür sanat etkinlikleridir"

Ege KARACAN

Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde bir grup yurttaş, “Kinin, nefretin, ayrımcılığın ve kutuplaşmanın panzehri kültür sanat etkinlikleridir” diyerek harekete geçti. Kısa sürede İnebolu Kültür ve Sanat Derneğini kurdular. Tiyatro oyunları, müzik dinletileri, söyleşiler ve imza günleri birbirini takip etti. Derneğin hayata geçirdiği projeler ilçe halkı tarafından ilgiyle karşılandı.

İnebolu Kültür ve Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan İlyasoğlu ile derneğin kültür sanat faaliyetlerini, amaçlarını ve hedeflerini konuştuk. İktidarın ve yerel yönetimlerin kendilerine destek olmadığını söyleyen İlyasoğlu, "Toplumda sevginin, saygının, barış ve kardeşliğin, hoşgörünün, birlik ve dayanışmanın etkin olmasını istiyoruz" dedi.

Dernek kurma fikri nasıl ortaya çıktı?
Son yıllarda toplumda bireyselleşme kutuplaşma meydana geldi. İnsanlar birbirine selam vermiyor. Bunda iktidarların, tarikatların ve cemaatların etkisi çok büyük. İktidar toplumu kutuplaştırdı. Bu kutuplaşmayı bireyselleşmeyi kültür sanat etkinlikleri ile bertaraf edebileceğimizi düşündük. Birlikte amatörce tiyatro ve müzik yaparsak, şiir okursak kutuplaşmanın önüne geçebileceğimizi düşündük. Bunun içinde bir dernek kuralım dedik. Bu düşünceyle yola çıktık.

Dernek olarak amaçlarınız ve hedefleriniz neler?
Kinin, nefretin, ayrımcılığın ve kutuplaşmanın panzehri kültür sanat etkinlikleridir diye düşünüyoruz. Toplumda sevginin, saygının, barış ve kardeşliğin, hoşgörünün, birlik ve dayanışmanın etkin olmasını istiyoruz. Şiddet olmasın, insanlar ölmesin. Tüm insanlar ayrımsız yaşamaktan haz alsın, gülsün, eğlensin. Yazar ve şairlerle yaptığımız söyleşi ve imza günlerinde hem kitap okumayı hem de yazmayı hedefliyoruz. Bu çalışmalarımıza iktidar ve yerel yönetimler destek olmuyor. Bu etkinlikleri yapabileceğimiz kültür merkezine ihtiyacımız var.

Dernek olarak ne gibi faaliyetler yürütüyorsunuz?
Amatörce tiyatro yapıyoruz. Oyuncularımız halktan kişiler, esnaflar, bakkal, balıkçı, memurlar, işçiler, emekliler, öğrenciler; kadın, erkek herkes. Her yıl bir ya da iki oyun sahneye koyuyoruz. Şiir dinletileri yapıyoruz, yine şiir okuyanlar halktan kişiler. Müzik aleti çalanlarla birlikte koro çalışmalarımız var. Yazarlarla, şairlerle söyleşi ve imza günleri yapıyoruz. İnebolu doğumlu Oğuz Atay ve Orhan Şaik Gökyay ile İnebolu’dan Kurtuluş Savaşı’na katılmış Nâzım Hikmet için anma etkinlikleri düzenliyoruz.

Önümüzdeki dönem yapmayı planladığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Çalışmaları bitmiş Yılmaz Erdoğan’ın Bana Bi Şeyhler Oluyor adlı oyununu sahneleyeceğiz. Pandemi nedeniyle seyirci önüne çıkamadık. Öncelikle eylül ayında bu oyunumuzu seyirciye sunacağız. Ardından yeni bir oyun çalışmaları başlayacak. Şiir dinletimiz olacak. Müzik kursları ve koro çalışmamız olacak. Ekim ayında Oğuz Atay, aralık ayında Orhan Şaik Gökyay, ocak ayında Nâzım Hikmet anması, 29 Ekim’de Cumhuriyet Balosu, 8 Mart’ta Dünya Emekçi Kadınlar Günü çalışmalarımız olacak. Doğa yürüyüşlerimiz devam edecek.

Derneğin çalışmaları hakkında çevreden ne tür tepkiler alıyorsunuz?
Çalışmalarımız halktan büyük destek görüyor. Oyunlarımızda salonlar dolu oluyor.  Salonlarımız yetersiz kalıyor. Oyuncularımız çalışmalardan haz aldıkları gibi gönüllü olarak katılıyorlar. Birlikte olmaktan, birlikte çalışmaktan çok memnunlar. Şiir dinletileri ve anma etkinliklerinde izleyiciler salonlarımızı dolduruyor. Hem etkinliklerimize katılanlar hem de seyirci çok memnun. Etkinliklerimiz için yeni katılımcılar başvuruyor. Her etkinlikten sonra bir değerlendirme yapıp sonraki etkinliğimizi kararlaştırıyoruz.