Bayhan: “Çoklu baro” sadece avukatların tepkisiyle püskürtülemez

Gazeteci İskender Bayhan, "çoklu baro" görüşmelerini ve Sakarya Hendek'te ikinci kez meydana gelen patlamayı Gündem Özel'de değerlendirdi.

09 Temmuz 2020 14:00
Paylaş

Gazeteci İskender Bayhan, "çoklu baro" görüşmelerini ve Sakarya Hendek'te ikinci kez meydana gelen patlamayı Zeliş Irmak'ın sunumuyla Gündem Özel'de değerlendirdi.

İskender Bayhan'ın değerlendirmelerinden satır başları şöyle:

Halk arasında bir söz vardır, deveye boynun eğri, demişler, nerem doğru ki demiş. Hendek’te patlamanın yaşandığı alan temizleniyor. O sırada patlama oluyor. O malzemenin kamyona yüklenmesi ve taşınması bile aslında insan canının ne kadar ucuza alındığını gösteriyor.

Bu işler nasıl düzelir ile ilgilenmiyor hükümet. Bunun cezası sorulacak diyor sadece, tamamen yürek soğutmak için söylenen sözler.

TÜRKİYE’DE KAPİTALİSTLER HUKUĞA ÇOK GÜVENİYOR

Fabrika sahibi Yaşar Coşkun’un ifadelerine bakınca çıkan tablo şu: Türkiye’de kapitalistler hukuğa çok güveniyorlar. Hukuğun esas vazifesinin kendilerini korumak olduğunu düşünüyorlar. Bunun için de epeyce avantajlı olduklarının farkındalar. Hükümetin barolar konusundaki tutumuyla, Yaşar Coşkun’un mahkeme ifadesinin aynı dünya görüşünün, aynı sistemin egemeninin kim olduğu duygusunun ve özgüveninin yansıdığı ortada. Kendisinin işine gelen ne varsa ona ait, ama ona itiraz eden ne varsa o da tamamen demokrasiye de özgürlüklere de çoğulculuğa da çok renkliliğe de her şeye aykırı. Bu yaklaşım tek adam tek parti sisteminin iktidar yaklaşımı.

Burjuva hukuk sistemlerinin en önemli marifeti, halkta en azından biçimsel olarak bir eşitlik duygusu yaratmasıdır. Halk kitlelerinde, mahkeme karşısında, hukuk karşısında toplumun egemenin de işçisinin emekçisinin de eşit olduğu duygusunu yaratmaktır, biçimsel olarak en azından. Şimdi yapılanlara bakınca görüyoruz ki o biçimsel duygu da ölüyor halk kitleleri nezdinde. Hükümet bunu çok önemsemiyor.

SİYASET BİR MESLEK DEĞİL

Hukukla siyaset ikiz kardeşler gibidir. Barolar siyaset yapmasın diyorlar. Ne yapsın o zaman? Baroların kuruluşu siyasi zaten. Meclis’te değişiklik yapıyorsun onun için. Bu söylem barolarda baskılanma da yaratıyor. Siyaset bir meslek değil. Siyaset birilerinin parayla profesyonelce yaptığı bir iş değil. Ama AKP öyle görüyor. Hatta AKP için siyaset sadece Mecliste partiler tarafından yapılır ve hatta sadece reisin, Cumhur İttifakının çizdiği sınırda yapılır. Avukatlara, baro başkanlarına bunu söylüyorlar, işçilere de. Tek siyaseti 5 yılda bir oy vermeye indirgiyorlar. Siyaseti sadece Erdoğan yapabilir bir de Erdoğan’ı alkışlayanlar yapabilir.

“ÇOKLU BARO” DÜZENLEMESİ SADECE AVUKATLARIN TEPKİSİYLE PÜSKÜRTÜLEMEZ

“Çoklu baro” düzenlemesi sadece avukatların tepkisiyle püskürtülemez. Ama şu yapılabilir: Giderek bütün halkın, işçilerin emekçilerin, hak, adalet diyenlerin tepkisini ve desteğini dile getirecekleri eylem biçimlerini ortaya koymak lazım. Halkın da güçlü biçimde tepkisini dile getirebileceği eylem biçimleri bulmak lazım. Siyaset yapma hakkını da savunacaklar, halkın siyaset yapma hakkını da savunacaklar. İşçiler emekçiler mücadele etmiyorsa, orada mücadele birikimi oluşturmuyorsa, örgütlülüğünü ilerletmiyorsa bu topyekun saldırıyı püskürtmek de çok mümkün olmaz. (WEB TV)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Maden Mühendisleri Odası: Patlayıcılar belediye kamyonuyla taşınamaz

SONRAKİ HABER

Kemalpaşa ve Karabağlar’ın kentsel dönüşüm sorunu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...