Viyana’da kendilerine "Erdoğancı" diyen grup, eylem yapan kadınlara saldırdı

Zeynep ARSLAN
Viyana

Avusturya’nın başkenti Viyana’da üst üste yaşanan ırkçı saldırılar tartışılıyor. 

İlk olarak 24 Haziran’da, Avrupa Kadın Dayanışması tarafından kadınlar yönelik şiddete karşı eylem yapıldı. Bu eyleme kendisine “ülkücü”, “bozkurtçu” ve “Erdoğancı” diyen gruplar saldırdı. 

Kadınlar, saldırı nedeniyle resmi adı “Ernst Kirchweger” (EKH) binası olan ve kamuoyunda “İşgal binası” olara bilinen binaya sığındı ve burada saatlerce yardım bekledi. Saldırganlar ise bina önünde bekledi. Olay Avusturya kamuoyunda gündem yarattı.

İKİNCİ SALDIRIDA CAMLAR KIRILDI 

Saldırıyı protesto etmek için ertesi gün, yani 25 Haziran’da antifaşist örgütler, demokratik kitle kurumları, EKH’nin bulunduğu Favoriten bölgesinde ortak bir eylem gerçekleştirdi.

Eylemde, TSK’nin Rojava ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimine yönelik hava operasyonlarında yaşamını yitiren kadınlara da işaret edildi ve savaş ekonomisi eleştirildi. Bu eylem de bir grup ırkçının sataşmalarına sahne oldu. Kadınlar ise, “Favoriten hepimizin”, “Irkçı ve faşist kışkırtmalara geçit yok” diyerek provokatif sataşmalara rağmen basın açıklamalarını tamamladı. 

Eyleme katılan ve eylem sonrası EKH binasında bulunan derneklerine geri dönen göçmen örgütleri VTİD (Viyana Türkiyeli İşçiler Derneği) ve DİDF (Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu) üyeleri, ilerleyen saatlerde sosyal medya üzerinden örgütlenen yaklaşık bin kişilik grubun saldırısına uğradı.

Grup tekbir getirerek “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları atarak binaya girmeye çalıştı. Saldırganların Avusturya’da Nazi sembolüyle eş tutulan ve yasalarınca yasaklanmış ve “bozkurt” işaretini yapmaları da dikkat çekti. Saldırgan grup, içeridekileri ölümle ve binayı yakmakla tehdit etti.

Polislerin olay mahallinde bulunmasına rağmen DİDF derneğinin camlarını kıran ırkçı saldırganlar, içeridekilere saldırı girişiminde bulundular. Binanın içindekiler kendilerini bayrak değnekleri ve sandalyelerle korumaya çalıştılar.

Polislerin gözü önünde gerçekleşen saldırı gece yarısına kadar sürdü. 

ANTİFAŞİST PROTESTO

Üst üste gelen bu saldırılar 26 Haziran’da daha geniş katılımlı bir yürüyüşle protesto edildi. Gelişmeler Avusturya basınında ise iki grubun da Türkiye kökenli olması gerekçe gösterilerek “Türk-Kürt gruplarının Türkiye’den ithal ettikleri siyasi kimlik sorunları” olarak yansıtıldı. Ancak gençlerin akıcı biçimde Almanca konuşmaları ve polis kontrollerinde Avusturya vatandaşları olduğunun görülmesi Avusturya kamuoyunu şaşırttı.

POLİTİKANIN GÜNDEMİNE TAŞINDI

Bunun bir “entegrasyon sorunu” olduğunu savunan Yeşiller (Die Grünen) ve Hıristiyan Halk Partisi (ÖVP) Koalisyon Hükümeti Bakanı Susanne Raab, Sosyal Demokrat (SPÖ) muhalefet partisi tarafından yoğun eleştirilere maruz kaldı.

SPÖ’lü Milletvekili Nurten Yılmaz, saldırgan grubun arkasında siyasi bir ideoloji ve organizasyonların olduğunu söyleyerek hükümetin ÖVP’li İçişleri Bakanı Karl Nehammer’ın konuyu bir güvenlik sorunu olarak ele alması gerektiğini söyledi. Bu anlamda hükümetin radikal ve faşist ideoloji ve grupları mercek altına almakta eksik kaldığını vurguladı.

YETKİLİLER SADECE SOSYAL MEDYADA AÇIKLAMA YAPTI

Viyana Eyaleti Entegrasyon Bakanı Jürgen Czernohorszky sosyal medya hesabından “Viyana’da ırkçılığa ve faşizme yer yok” beyanında bulunurken, Viyana Belediye Başkanı ve Valisi Michael Ludwig, “iki tarafı” sakinleşmeye davet ederek yasalara uymayanların polis müdahalesinin sonuçlarına katlanmak zorunda olduklarını söyledi.

Yeşiller Partisinin milletvekilleri Ewa Ernst-Dziedzic, Faika El-Nagashi ve Veronika Spielmann basın beyanı ve sosyal medya hesaplarından ırkçılık ve faşizm karşıtı beyanlarda bulundu.

İslamcı çevrelere yakınlıklarıyla bilinen Omar Al-Rawi gibi siyasetçilerin velilere “Çocuklarınıza sahip çıkın” çağrıları da etkileyici bir sonuç vermedi.

Sosyal medya hesaplarından bazı veliler ise “Türk gençlerinin bir oyunun içine çekildiklerini” ifade ederek “Oyuna gelmeyin. Evinize dönün” dediler.

“SALDIRI ÖRGÜTLÜ”

Sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve antifaşist grupların ortak basın açıklamalarında meselenin “Ergen erkeklerden oluşan bir genç çetesiyle sınırlı olmadığı”, saldırının örgütlü olduğu, siyasi güdümlü olduğu ve ortak yaşam için verilen mücadeleyi baltaladığı ifade edildi.

DİDF’ten yapılan açıklamada bu ve benzer olaylarla işçilerin ve toplumun emek cephesinde yaşam mücadelesi verenlerin kültürel, inançsal ve etnik kıstaslarda ayrıştırılmasına ve kutuplaştırılmasına izin verilmemesi gerektiğini belirtti. Siyasetin, olaylar boyunca pasif bir tutum sergileyen polis eşliğinde durumdan, toplumu ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı biçimde faydalanmak üzere bir tavır sergilemesi eleştirildi.

1 MAYIS PROVOKASYONU

Viyana’da Favoriten bölgesinde benzer saldırılar, daha önce çeşitli demokratik kitle kuruluşu ve sendikaların ile birlikte düzenlediği 1 Mayıs’a yönelik de düzenlenmişti.

Kendisini İslamcılık ve Türkçülük adına Favoriten’in “Ahlak ve düzen bekçileri” olarak lanse eden “Favoritenli Türk gençleri”, Ramazan ayında denk gelen 1 Mayıs’ta “Kürtçe müzik çalınması” ve “Alkol içilmesi”nden rahatsızlık duymuş ve katılımcılara provokatif sataşmalarda bulunmuştu.

IRKÇI SALDIRI LONDRA'DA DA KINANDI

Viyana’daki ırkçı saldırı, İngiltere’nin başkenti Londra’da protesto edildi.

Demokratik Güç Birliği tarafından yapılan çağrı ile Kuzey Londra’daki Wood Green Kütüphanesi önünde toplanan kitle, saldırıların arkadasında Türkiye'nin olduğunu ifade ederek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı aleyhine sloganlar attı.

Basın açıklamasında da bu saldırılara seyirci kalınmayacağı ve ırkç saldırıların halkların ortak mücadelesi ile yok edeceği vurgulandı.

Avusturya seçimlerinin ardından: Irkçılık sağdan merkeze kaydı

Avusturya’da ırkçı partiye karşı yürüyüş düzenlendi

Avusturya’da ırkçılığa karşı büyük yürüyüş