02 Haziran 2020 19:27

Kanıtlar, şahitler ve ipuçları: Unbelievable

Mevlüde Karataş, hikayesinin odağına kadına yönelik cinsel şiddeti alan "Unbelievable" dizisini yazdı.

Unbelievable dizisi tanıtım görseli

Paylaş

Mevlüde KARATAŞ

Unbelievable 2019’da Netflix’te yayımlanan, 8 bölümlük bir mini dizi. Hikayenin odağında yakıcı ve keskin bir konu olan kadına yönelik cinsel şiddet yer alıyor. Birden çok vakanın işlendiği dizide ilk mağdur olan Marie’nin 2008 yılında yaşadığı talihsiz olayla dahil oluyoruz hikayeye. Marie 19 yaşında, tek başına yaşamaya yeni başlamış bir genç kadın. Suçlunun olay mahallini terk etmesinin ardından eve gelen koruyucu anne ve polisle başlıyor Marie’nin yalnızlığı. İlk kurban olan Marie, yaşadığı bu korkunç olayı, aynı gün içerisinde dört kez sözlü bir kez de yazılı olmak üzere toplam beş kez hiç tanımadığı insanlara, hem de en ince ayrıntısına kadar anlatmak zorunda kalıyor.

GERİYE DOĞRU İZ SÜRÜYORUZ

Olayın aydınlatılması, failin yakalanması için atılması gereken bu adımı anlamak elbette ki zor değil. Ama karşımızda, mağduru birinci önceliği yapmayan bir sistem buluyoruz. Unbelievable sistemin bu ağır zafiyetini bize ustalıkla resmetmiş. Üstelik sadece bu aksak yapıyı resmetmekle kalmamış, cinsiyet temelli bir farkı ortaya çıkarmak için de kendine zemin olarak kullanmış. Bunu, erkek ve kadın dedektiflerin olayları ele alışlarındaki farkta görmek mümkün. Marie’nin dosyasına bakan Dedektif Parker olaya mağdur üzerinden bakmıyor. Marie onun için tamamlanması gereken bir dosya, yeni bir vaka yani bitirilmesi gereken bir iş. Zaten bu yüzden defalarca alınan ifadedeki sakıncanın farkında varamıyor. Nitekim Mr. Parker çok kısa bir sürede dosyayı kapatıyor. Hatta polisi boşuna meşgul ettiği için Marie’ye dava açıyor.

Koca bir toplum, takvimler 2011 yılını gösterene kadar saldırganın kim olduğu bilinmeden, yaşanan başka vakalarla birlikte devam ediyor hayatına. 2011 yılında yeni bir olayla izlek kendini seyirciye enikonu açıyor. Bu vakayla birlikte hikayede, eş zamanlı ve geriye doğru iz sürmeye başlıyoruz. Kurban yine genç bir kadın. Amber Stevenson. Olay yerine gelen Dedektif Karen, saatlerce şiddete maruz kalmış mağdurun ifadesini almak için onu yalnız kalabilecekleri bir alana götürüyor. Mağdurun yağmalanan mahremiyetini tekrar tesis eden bu tavır, dedektifi sonuca götürecek kararlılığının önemli bir göstergesi olarak çıkıyor karşımıza. Dedektif Karen bu ilk tavrından, olayın çözüldüğü son ana dek kendini kurbanın yerine koyuyor. Bu yaklaşımda konunun hassasiyeti, onun mesleğine duyduğu sorumluluk bilinci, duyarlılığı vs. tüm bunların yeri var elbette ama bunların yanı sıra, kurbanın hemcinsi olmasının etkisi de yadsınamaz.

ÖNERMENİN KARŞILIĞINI GÖRME ŞANSI TANIYOR

Bu olayla eş zamanlı yaşanan başka bir cinsel şiddet vakasından sorumlu olan diğer kadın Dedektifimiz Grace, bir erkek şüpheliye sorgusunda “Kız kardeşin ya da karın var mı?​” diye soruyor.  Grace adama bu soruları sorarak onu yaşanılan acıyı anlamaya davet ediyor, o acının büyüklüğünü adama hissettirmeye çalışıyor. Oysa iki kadının birbirini anlaması için böyle bir davete ihtiyacı yoktur. Çünkü kadınların aynı mekana doğmak gibi bir ortaklıkları var. Nedir bu mekan? Bedenleri. Bu durum erkek ve kadın dedektiflerin motivasyonlarında, duyulan acıyı kavramalarında, dolayısıyla yaklaşımlarında temel bir fark yaratıyor. Aynı mekanı (bedeni) paylaşmanın getirdiği başka şeyler de var. Karen ve Grace’de kurbandaki “kayıp” üzerine düşünme çeşitliliği de görüyoruz. Bunlardan biri olarak güven duygusuna odaklanmaları örnek gösterilebilir. Mağdurun zarar görmüş güven duygusu üzerine davranış geliştiriyorlar. Başka bir örnekse, mağdurlardaki suçluluk duygusuna verdikleri tepki, “Bana açıklamak zorunda değilsin”, “Kimseye açıklamak zorunda değilsin” diye telkin etmeleri.

Bu noktada Unbelievable’ın alametifarikalarından biri, kadına dair kadının ürettiği sözün önemi diyebiliriz. Hem de dogmatik bir üslup hatasına düşmeden. Hikaye bizlere bu doğru önermenin karşılığını hep birlikte görme şansı tanıyor.

ZAHMETLİ BİR YIĞIN ÇABA VE KARARLILIK GEREKİYOR

Marie’nin hikayesi özelinde, şiddete uğramış kadınlar için geliştirilen sosyal politikaların önemini de görmüş oluyoruz. Suç mağdurları mali destek fonu, maaşından kaybolan miktarı, hastane masraflarını, terapist masraflarını karşılayan bir fon. Unbelievable bizlere bu desteğin varlığına ve yokluğuna dair söz söyleyecek alan yaratmış diye düşünüyorum.

Unbelievable’ın asıl alametifarikası ise hikayenin sonunda bizi bekliyor. Dedektif Karen mağdurlardan Amber’a, her tecavüz vakasında üç suç mahalli olduğunu söylüyor. Saldırının gerçekleştiği yer, saldırganın vücudu ve kurbanın vücudu. Aslında dördüncü bir suç mahalli daha olduğunu düşünüyorum. Bu yer henüz olmayan ancak oluşturulması gereken bir yer. Suçlunun cezasını çekeceği yer olan hapishane!.. Saldırganın özgürlük halini elinden aldığımızda, kurbana özgürlüğünü yeniden temin etmiş oluyoruz. Başta mağdurlar olmak üzere hikayedeki herkes bunu yaratmak için uğraşıyor. Çünkü işin bu kısmı olay esnasında olduğu gibi ardışık olarak birbirini doğurmuyor. Bunun için kanıtlar, şahitler, ipuçları... Her biri birbirinden zahmetli bir yığın çaba ve kararlılık gerekiyor.

Bu çabanın mağdurların hayatındaki önemini görmek için Unbelievable’ı izlemeye değer.

 

ÖNCEKİ HABER

Türkiye'de koronavirüsten yaşamını yitirenlerin sayısı 4 bin 585'e yükseldi

SONRAKİ HABER

Ali İsmail Korkmaz, saldırıya uğradığı sokakta anıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa