29 Mayıs 2020 03:00
Son Güncellenme Tarihi: 29 Mayıs 2020 10:08

Doç. Dr. Hakan Güneş: İktidara kutuplaşma dili yetmedi yanına sopa ekledi

Doç. Dr. Hakan Güneş: “Bu kutuplaştırma yaklaşımı da tek başına son zamanlarda pek işe yaramadığı için yanına sopayı da eklemeyi ihmal etmiyorlar”

Doç. Dr. Hakan Güneş | Fotoğraf: MA

Paylaş

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, baskın seçim halinde Ali Babacan’ın kurduğu DEVA Partisi ve Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisine milletvekili verebilecekleri yönündeki açıklamasının ardından, milletvekili transferini önlemek için yasa değişikliği önerisine, AKP’den olumlu yanıt geldi.Cumhur İttifakının sır gibi sakladığı taslak için hummalı bir çalışma söz konusu.

Erken seçim tartışmalarının olduğu bir dönemde Cumhur İttifakı temsilcileri “Ezan, bayrak ve camii” söylemini arttırdı. Bu kullanılan dil ve erken seçim tartışmalarını İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş ile konuştuk. Güneş iktidarın özellikle işsizlik ve ekonomiyi bekleyen yeni şoklar karşısında daha da fazla güç kaybetmemek ve iktidar blokundan Deva ve Gelecek Partilerine kayışı engellemek için ancak seçim havasında kullanılacak bir kutuplaştırma dili kullandığına dikkat çekti. Güneş, İktidarın korona sonrası dış politikada muhtemel bir başarı elde ettiği takdirde “B planı” olarak seçimi gündeme getirebileceğini söyledi.

DIŞ POLİTİKADAKİ BAZI BAŞARILAR BASKIN BİR SEÇİM GETİREBİLİR

Hakan Güneş şöyle anlattı: “MHP Genel Başkanı’nın açıklamaları siyasal platformlarda belirli bir seçim havası yaratmış durumda ama bu sürecin bir seçim kararı ile sonuçlanacağı konusunda derin şüpheler var. Zira yerel seçimlerden beridir güç kaybeden iktidar blokunun korona günlerinde daha da ağırlaşan ekonomik koşullarda yeniden güç kazandığı iddiasını ciddiye almayacaksak eğer bu adımları ve seçim havasını nasıl yorumlamalıyız. Özelikle işsizlik ve ekonomiyi bekleyen yeni şoklar karşısında daha da fazla güç kaybetmemek ve iktidar blokundan Deva ve Gelecek Partilerine kayışı engellemek için ancak seçim havasında kullanılacak bir kutuplaştırma dili kullanılıyor ve üstüne de Meclisteki yasama gücünü kullanarak, yani siyasi manevralarla muhtemel rakiplerinin oluşmasını engellemek istiyorlar. Korona sonrası muhtemelen dış politikada elde edilmesi umulan bazı başarılar gerçekleşir ise baskın bir seçim ihtimali de elbette bir “B planı” olarak devreye girecektir. Ancak o noktaya gelinene kadar sokağın, sendikaların, odaların, baroların ve rakip siyasi partilerin ağır otoriter yöntemlerle bastırılması söz konusudur.

Hakan Güneş, AKP hükümeti son 10 yıldır tüm ekonomik ve sosyal göstergeler açısından Türkiye’ye irtifa kaybettirdiği tespitini yaparak “Uluslararası endekslere bakan herhangi birisi Türkiye’nin ekonomik büyüklük sıralaması, kişi başına gayrisafi milli hasıla, sosyal gelişmişlik sıralaması, askeri güç endeksleri sıralaması, gelir dağılımı, işsizlik rakamları vb. açısından tartışmaya yer bırakmayacak bir irtifa kaybı, bir gerileme yaşandığını görür. AKP’nin Türkiye’yi hemen her başlıkta geriye götürdüğünün tartışılacak hiçbir yanı yok. Bu objektif bir gerçektir. Ancak özellikle son 2 yılda ve özellikle işsizlik ve ekonomi başlıklarında kriz denebilecek bir sürece sürüklendi. Korona süreci başlamasından hemen önceki aylarda ise bu kriz trendi daha da yükseldi. Aslında korona salgını geçici olarak ekonomik konuların konuşulmasını erteletti. Ekonomik krizin üstüne ince bir tabaka kar gibi yağdı salgın. Şimdi karlar erirken krizin daha da derinleştiği görülüyor. Bu bir algı değil. Bunu herkes görüyor, bizatihi yaşıyor.”

GÜNDEM DEĞİŞTİRME OPERASYONU

HDP’li belediyelere kayyum atamaları, CHP’li belediyelere yetki kısıtlamalar, barolara yönelik söylemler, yeniden cami ve bayrak üzerinden keskinleştirilen siyasi dilin ekonomik krizin siyasi bir krize dönüşmesini engellemek için gündem değiştirme, gündem yönetme operasyonu olduğuna vurgu yapan Güneş devamla şu ifadeleri kullandı: “Üstelik bu kutuplaştırma yaklaşımı da tek başına son zamanlarda pek işe yaramadığı için yanına sopayı da eklemeyi ihmal etmiyorlar. Bekçiler, polisler ve mahkemeler vasıtasıyla toplumun tüm kesimleri üzerinde estirilen baskı dalgası korona-karantina günlerinden “yeni-normal günlere” geçirilirken bir kat daha arttırılmış görünüyor. Tüm bunlar ekonomi başta olmak üzere iktidar blokunun ülkeyi yönetemediği gerçeğini kapatmak üzere devreye sokulan birbirini destekleyen ama Türkiye toplumundan da büyük tepki görerek geri tepecek politikalardır. Ancak iktidarın adımları hukuku hiçe saymakta eskisinden daha da pervasız davranacağına işaret ediyor. Gözlerini karartmış kutuplaştırma ve sopayla sonuç almaya çalışıyorlar.” (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

20 yaş altı sokağa çıkma kısıtlaması 18'e çekildi

SONRAKİ HABER

YKS ve MSÜ’ye girecek öğrenciler “sınav yeri değişikliği” talebinde bulunabilecek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...