20 Mayıs 2020 23:52

İşçi mektubu: Sağlık işçisinin itibarı verilsin

"Taşeron işçi -eski devlet işçisi- memur ayrımı iyice zirveye ulaştı ve “idari izin”, “ek ödeme” gibi genelgelerin hiçbirinden yararlandırılmadım.”

Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Hastane çalışanı
İzmir

Ocak 2007 sonundan beri hastanede veri kayıt elemanı olarak çalışıyorum. Hastaneye 6 ay işsizlik sonrası girdiğimde (O zamanlar taşeron elemanı olarak işe girmiş olsam da) üst işverenim devlet olacağı için her şeyin çok güzel olacağını, üniversite mezunu bir birey olarak işe girişten sonraki zamanlarda işimde başarılı olursam yükselebileceğimi, terfi alabileceğimi maaşımın ilk işe girişte az da olsa sonradan yükselebileceğini ve çalıştığım yerde saygın bir işim olacağını hayal etmiştim.

Ancak işe başladıktan sonra çalıştığım acil servis, ayaktan hasta poliklinikleri, yatan hasta servislerinde, diğer taşeron arkadaşlarımla birlikte her zaman hasta ile hemşire ve doktorlar kadar iç içe çalışmakla birlikte her zaman hem maddi hem de manevi anlamda ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüm ve yaşadıklarımı ilk işe girişimdeki hayallerimle durumu karşılaştırdığımda bu durum tam bir hayal kırıklığı oldu.

Ardından, 2018 yılı başında devletimizin bize verdiği kadro müjdesi ile umutlarım yeniden yeşerdi. 11 yıldır yerine gelmeyen; eşit işe eşit ücret, terfi vb. haklarımı alabileceğimi, gerçekten bir şeylerin belki o tarihten sonra değişebileceğini, hele de devletimizin bize verdiği, 2020 kasım ayı sonrası yapılacak devlet işçileri toplu sözleşmesine dahil olduğumda yıllardır varolan ama hep askıda kalan hayallerimin belki bu kez gerçekleşebileceğini düşündüm.

Ancak 2020 mart ayı başında ülkemizin karşı karşıya kaldığı pandemi felaketi sonrası her şey iyice kötüye gider bir hal aldı.

Yukarıda da belirttiğim taşeron işçi -eski devlet işçisi- memur ayrımı iyice zirveye ulaştı ve devletimizden gelen “raporlu kronik hastalıkları olana pandemi sürecinde idari izin”, “pandemi sürecinde ek ödeme” gibi genelgelerin hiçbirinde, 2007 yılından beri raporlu olarak yüksek tansiyon ilacı kullanan bir tansiyon hastası ve bir bedensel engelli eşi olarak, çalıştığım yerde pandemi hastalarına ait vücut sıvıları vb. materyallerle birebir temas içinde olmama rağmen yararlandırılmadım. Üstelik buna ek olarak işi paylaştığım memur arkadaşlarımın pandemi durumu nedeniyle başka birimlerde görevlendirilmesi nedeniyle daha önce görevim olmayan işleri de üstlenmek zorunda kaldım.

Üstelik şu an yetkili işçi sendikası ile devletimizin ortak kararı sonrası, 2 yıldır dört gözle beklediğim toplu sözleşmenin de ertelenmesi ile maddi manevi hakkımızı alma hayallerimiz de aniden bir başka bahara ertelendi.

İş hayatına başladığım ilk günden beri de pandemi sürecinde de sağlıkta işçi memur ayrımı olmadan bir ekip halinde işlerimizi yürüttüğümüz, halka mutluluk ve gururla hizmet ettiğimiz sağlık sektöründe, devletimizden beklentim toplu sözleşmemizin bir an önce imzalanarak yıllardır alamadığımız, hak ettiğimiz maddi manevi haklarımızın, itibarımızın bir an önce verilmesidir.


SAĞLIĞIN EKİP İŞİ OLDUĞU UNUTULMASIN

Sağlık emekçisi
İzmir

Klinik destek personeliyim ve pandemi hastanesinde pandemi yoğun bakımda çalışıyorum. Yaklaşık beş yıldır bu işi yapıyorum. Maddi ve manevi olarak yeterince yıpratıldığımızı düşünürken karşımıza bir de pandemi ile mücadele gerçeği çıkınca ben ve arkadaşlarım bundan daha kötüsü olamaz deyip yaşadığımız bütün sorunları bir kenara bırakıp hastalarımız için mücadelenin tam ortasında Covid-19 yoğun bakımında işimize, kendimize ve insanlığa olan saygımızdan ötürü, daha önceki sorunlarımızı bir kenara bırakarak çalışmaya devam ettik. Kimsenin girmek istemediği yoğun bakımda hastaların bütün vücut bakımlarından tutun, altlarının temizliğine kadar verilen hiçbir işi hiç aksatmadan yerine getirmeye çalıştık ve aynı şekilde işimizi yapmaya da devam ediyoruz. Ancak pandeminin ülkemizde başlaması ile beraber doktor ve hemşire arkadaşlarımız ile aynı seviyede ve hatta bazen onların da önüne geçen risk durumlarında biz sağlık işçilerinin ayrı tutulması önce manevi sonra da maddi olarak bizleri çok üzdü.

AYRIMDAN BİR AN ÖNCE VAZGEÇİLSİN

Sağlık Bakanı’mızın sağlık çalışanlarına yapılacak ek ödemede sağlığın ekip işi olduğunu unutarak bizleri bu ödemenin dışında tutması emeklerimizin görünmediğinin bir anlamda kanıtı idi. Oysa bizlere, personel yetersiz denilip izinli çalışma sistemine dahil etmediklerinde bile insan canı daha önemli diyerek, her gün işe gitmiştik. Ben her zaman işimin ekmeğimin kıymetini bilerek yaşamaya çalışan bir insan olarak yapılan bu ayrımdan bir an önce vazgeçilmesini, sağlığın ekip işi olduğunun unutulmamasını istiyorum. Her şeyden önce emeğime değer verilmesini istiyorum ve bunun içinde mücadeleyse mücadele diyorum. Sağlık işçilerinin dayanışması sayesinde bu süreci atlatacağız ancak sonrasında bizler için de artık olumlu gelişmeler olmasını beklediğimizi hatırlatmaktan da yine geri durmayacağız.

Reklam