10 Mayıs 2020 23:40

Belediye emekçisi yazdı: Sendikalar bundan sonraki süreci şimdiden okumalı

"Her birim kendi olduğu alanda işine, aşına ve dayanışmasına sahip çıkmalı ve ilmek ilmek örerek yaşamını güzelleştirmelidir."

İtfaiye emekçileri 1 Mayıs'ı kutladı. I Fotoğraf: Tüm Bel Sen İzmir 1 No'lu Şube

Reklam

Ali Ekber KONAK
Tüm Bel-Sen İşyeri Temsilcisi
İzmir

Tahminim yedi veya sekiz yaşlarındayım. Aylardan mayıs. Köyde hummalı bir telaş var. Bir türlü anlamlandıramadığım. O tarihlerde (1977-78 yılları) köyde çok da araç yok, bir iki tane traktör ve bir de minibüs var. Ağabeylerimiz hummalı bir şekilde araç lastiği arıyorlar. Ne yapacaklar acaba, bir anlam veremiyoruz akranlarımla. Neyse lastikler bulundu. Köy meydanında bir araya getirildi ve beklenmeye başlandı. Hâlâ bir şey yok. Güneş batmaya yüz tutunca tüm köylü meydana toplandı ve lastikler yakıldı. Önce bir sessizlik çöktü. Herkes olduğu yerde durdu sessizce (Şimdi biliyorum ki saygı duruşu). Sonra biri konuşmaya başladı. Çokta anlamadığımız bir sürü kelimeler. Sadece aklımda kalan çokça ‘izm’le biten kelimelerdi. Sonra halaylar çekildi ve köylüler dağıldı. Aklımda kalan ‘izm’li kelimeler haricinde işçi ve emekçi kelimeleriydi. Bizim işleri yapan ırgatlar vardı, bazen aklıma onlar geliyordu. Her neyse, ne olursa olsun o çocuk aklımla bana heyecan veren bir duyguydu ve şunu düşünüyordum, demek ki bizim tarlada çalışanların hakkını savunan birileri her daim var ve bu da çok güzel, güven verici. Ama mayıs ayında bizim köyde iki defa ateş yakılırdı. Diğerini köyün çok dışında yakarlardı ve biz onu göremezdik.

Seneler geçti ve o ateşin aslında taa nerelerden yakıldığını ve dalga dalga dünya yüzeyine yayıldığını öğrendim. Emek ve emekçinin kutsallığını da Albert Persons’un “Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım” sözlerini okuyunca anladım.

Evet, emek ve emekçi, sarmalı bütünleyen iki kelime. 1 Mayıs 2020 salgından dolayı bilindik şekli ve alanlarda kutlanmadı. Fakat o üretim ve hizmet çarkı dönmeye devam etti. Bundan dolayıdır ki eğer emekçi, bayramında alanlara çıkamıyorsa yaşadığı ve ürettiği her yer bir bayram ve dayanışma alanıydı ve öyle de oldu. Her iş kolu kendi alanında kutlamayı ve sahiplenmeyi yaptı. Bu kutlamaların çoğu 1 Mayıs’ı karşılama niteliğindeydi ve 1 Mayıs akşamı saatler 21.00’i gösterdiğinde balkonlarda binlerin haykırmasıydı. İşyerlerinde karşılanan 1 Mayıs ev balkonlarında taçlandırılarak son buldu.

Önümüzdeki yıl ve yıllar bize neyi gösterir, ne getirir şimdiden bilinmez fakat sendikalar bundan sonraki süreçleri şimdiden okumalı ve gerek işyeri örgütlenmelerini gerekse dayanışma ağını böyle olacakmış gibi devam ettirmeleri gerekiyor. Yani asıl iş yine sendika ve sivil toplum kuruluşlarına kalıyor. Her birim kendi olduğu alanda işine, aşına ve dayanışmasına sahip çıkmalı ve ilmek ilmek örerek yaşamını güzelleştirmelidir. Yaşasın 1 Mayıs İşçi, Emekçi Bayramı.

Reklam