10 Kasım 2012 08:37

Bir Mezopotamya motifi: Şah-ı Maran

İsmail AFACAN

Nasra Şimmes Hindi, Mehmet Ali Katrancı, Ebu Burak, Aynur Ocak, Hüsamettin Koçan, Balkan Naci İslimyeli, Serpil Akyıl, Ozan Oganer Şahmaran’ı yorumlayan isimler arasında yer alıyor. Sergide, Sennur Sezer, Tomris Uyar, Murathan Mungan, Hilmi Yavuz, Erhan Bener, İsmail Büyüktaş Luigi Malerba, Muhsine Helimoğlu ve Yücel Feyzioğlu gibi yazarlarımız tarafından incelenen Şahmaran kitaplarından örnekleri de bulmak mümkün.  Ayrıca film ve belgesel gösterimleri, Şehir Tiyatroları’nın Şahmaran oyunu, edebiyat ve halk hikayeleri paralelinde çeşitli panel ve söyleşiler sergi kapsamında düzenlenecek. Erkan Dağanay’ın küratörlüğünü üstlendiği Şahmaran Sergisi 10 Aralıka kadar izlenebilir.


KÖTÜLÜKLERDEN KORUDUĞUNA İNANILIR

ANADOLU Halk Sanatının başlıca figürlerinden olan Şahmaran, camaltı boyama örnekleri, kumaş boyamaları, ahşap üzerine çeşitli gündelik ya da çeyizlik ev eşyaları üzerine oldukça sık işlenmiştir. Anadolu’da yatak odalarına, salonlara asılan Şahmaran resimleri bolluk, bereket sembolü olarak baş tacı edilmiş… Çünkü Anadolu’da Şahmaran’ın kıyamet gününe kadar koruyuculuğuna, insanları kötülüklerden koruyacağına inanılır. Şahmaran duaları edilir ve şifacı yönüne dikkat çekilir.


CAMASBNAME ÖYKÜSÜ

ŞAHMARAN’ın Camasbname diye de adlandırılan yaygın öykülerinden biri şöyledir:
“İsrail zamanında, Danyal adında bilgin bir insan, hasta olup öleceğini anladığında, hamile karısına, doğacak çocuğun ilimde çok üstün olacağını söyler ve büyüyünce ona verilmesi için bir kitap emanet eder. Annesi geçinebilmek için, Camasb’a, dağdan getireceği odunları satmasını söyler. Oduncularla ormana giden Camasb, bir gün rastlantıyla, ağzına kadar bal dolu bir kuyu keşfeder. Arkadaşları oradaki balı tulumlara doldurup kente satarlar. Kuyunun dibinde kalan balı almak için kuyuya inen Camasb’ı ise bal parasının yarısını istemesinden korkarak orada bırakıp üstünü taş ve toprakla kapatırlar. Kuyuda bir akrebin çıktığı deliği bıçağı ile oyarak tünel kazan Camasb, cennete benzeyen, çeşitli çiçeklerle dolu bir yere ulaşır. Burada mücevherlerle dolu süslü bir taht üzerinde duran, insan başlı, diğer adı Yemliha olan Yılanların Şahı, Şahmaran ile karşılaşır. Şahmaran’dan hekimlik konusunda önemli bilgiler öğrenen ve yeryüzüne dönen Camasb, daha sonra başına gelen olaylarda üstün hekimliğini gösterir.”


DOĞUDA ŞAHMARAN BATIDA MEDUSA

DOĞU ve batı kaynaklı birçok efsane, edebi eser, halk sanatı ve günümüz çağdaş sanat eserlerinde “Şahmaran” imgesi sıkça kullanır. Binbir Gece Masalları’nda “Yılanların Kraliçesi Yemliha’nın Hikayesi” olarak bilinen ve Anadolu’nun farklı bölgelerinde değişik anlatım biçimleri olan Şahmaran hikayesi, Mezopotamya kültürlerinin ortak bir motifi olarak karşımıza çıkar. Hint coğrafyasından İran’a Anadolu’dan  Kafkasya’ya kadar aktarılmış, çeşitli varyantları olan evrensel bir hikayedir. Doğu’da yılan kadın, Batı’da göz göze geldiklerini taşa çeviren saçları yılan adam Medusa’dır.

Evrensel'i Takip Et