evrensel.net
PAYLAŞ

Adana

DETAYLAR
Fotoğraf: Mustafa Tor / (Wikimedia Commons (CC-BY-SA 2.5)
AŞAĞI KAYDIR

Akdeniz bölgesinde yer alan Adana nüfus açısından Türkiye'nin en büyük altıncı şehridir.

Adana, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık altıncı şehridir. 2019 yılı verilerine göre 2.237.940 nüfusa sahiptir. İlin yüzölçümü 13.844 km2'dir. İlde km2'ye 160 kişi düşmektedir. (Bu sayı en çok Seyhan ilçesinde 1787 kişidir.)

01.02.2018 TÜİK verilerine göre 4'ü anakent ilçesi (Seyhan, Yüreğir, Çukurova, Sarıçam) olmak üzere toplam 15 İlçesi ve belediyesi vardır. Bu ilçelerde 831 mahalle bulunmaktadır.

Türkiye'deki altıncı büyük metropolitan alan olup ülkenin önde gelen bir tarım, ticaret ve kültür merkezidir. Türkiye'deki maden zengini 4. bölge olan Adana; krom, demir, manganez, kurşun ve çinko yatakları açısından önem taşımaktadır.

Adana'nın merkezi; Mersin, Adana, Osmaniye ve Hatay illerini kapsayan coğrafi, ekonomik ve kültürel bir bölge olan Çukurova'nın merkezinde bulunur. Yaklaşık 5,62 milyon insana ev sahipliği yapan bölgenin büyük bir bölümü, tarıma oldukça elverişli, geniş ve düz bir arazidir.

ETİMOLOJİ

Birçok kaynağa göre Adana ismi Hitit İmparatorluğu egemenliğindeki Kizzuvatna krallığının Adanya URU adlı şehrinin isminden türemiştir. Başka iddialar ise ismin; Mısır'dan gelip Yunan şehri Argos'a yerleşen mitolojik Yunan kabilesi Danaoi ya da efsanevi karakter Danaus'la ilgili olduğu şeklindedir. Danaja adındaki bir ülkeyle bağlantılı olan erken Mısır metinleri Thutmosis II (MÖ 1437) ve Amenophis III (MÖ 1390-1352)'dan kalan yazıtlardır. Miken Uygarlığı'nın çöküşünden (MÖ 1200) sonra Ege'deki bazı mülteciler Kilikya sahillerine gitmişlerdir. Dananayim ya da Danuna sakinleri; Ramesses III hükümdarlığı sırasında MÖ 1191 yılında Mısır'a saldıran bir grup denizci olarak tanımlanır. Denyen ise Adana şehrinin sakinleri olarak bilinir. Ayrıca söz konusu ismin PIE dilinde da-nu (nehir) Dana-na-vo (nehir kenarında yaşayan insanlar) (İskitli göçmenler) ve Rigveda (Danavas)'da yaşayan iblisler ile bir bağlantısı olması mümkündür.

Homeros'un İlyada'sında şehir Adana olarak anılır. Helenistik dönemde Kilikya'daki Antiohya (Modern Yunanca: Ἀντιόχεια τῆς Κιλικίας) ya da Antiochia ad Sarum (Yunanca: Ἀντιόχεια ἡ πρὸς Σάρον; "Sarus üzerindeki Antiohya") olarak da bilinirdi. The Helsinki Atlas editörleri Adana'yı geçici olarak Quwê olarak tanımlamışlardır (çünkü çivi yazısı kitabelerinde o şekilde belirtilmiştir). İsim bazı kaynaklarda aynı zamanda Coa olarak da gösterilir ve Kitab-ı Mukaddes'te belirtilen Kral Süleyman'ın atlarını temin ettiği yer olduğu yönünde yaklaşımlar bulunmaktadır. Şehrin Ermenice ismi Ատանա Atana ya da Ադանա Adana 'dır.

Bir antik Grek-Roman efsanesi'ne göre Adana ismi kökenini; Seyhan Nehri (Sarus) yakınlarında bir yere gelip Adana'yı kuran Uranus'un iki oğlu Adanus ve Sarus'tan almaktadır. Şehrin ismine ilişkin daha eski bir efsaneye göre ise Akad, Sümer, Babil, Asur ve Hitit mitolojileri tarafından ormanın yakınlarında yaşadığına inanılan ve Tesup veya Ishkur olarak da bilinen gök gürültüsü tanrısı Adad'ın ismi bu bölgeye verilmiştir. Bu savı kanıtlayan Hititlilerin isimleri ve el yazmaları o bölgede bulunmuştur. Bu teori Gökgürültüsü Tanrısı'nın çok fazla yağmur getirmesi ve bu yağmurun bölgeye büyük bir bolluk sağlamasından beridir devam eder. Bu tanrı yörenin sakinleri tarafından sevilir ve saygı duyulurdu. Onun şerefine, söz konusu bölge "Uru Adaniyya;" diğer bir deyişle "Adana Bölgesi" olarak anılmaya başlanmıştır.

Ali Cevad'ın 'Memalik-i Osmaniye Coğrafya Lügatı'na göre ise Adana'da yaşayan İslamlar, Adana ismini, Harun Reşid'in vali nasb ettiği Ebu Süleym Ezene'ye nisbet etmektedir. Aynı kitaptaki bilgilere göre yerleşik Rumlar, Adanus Sarus adlı iki kardeşin adını öne çıkarırlar.

TARİHÇE

Adana'nın tarihçesi 3.000 yıl kadar öncesine dayanmaktadır; bölgedeki arkeolojik bulgular Paleolitik Çağ'a değin uzanan insan yerleşkelerini gün yüzüne çıkarmıştır. Arkeologların taş bir duvar ve bir şehir merkezi buldukları Tepebağ Höyüğü Neolitik Çağ'da inşa edilmiştir ve Çukurova bölgesindeki en eski şehir olarak düşünülmektedir. Adana isminde bir yer Sümer destanlarından biri olan Gılgamış Destanı'nda söz edilmektedir; ancak bu çalışmanın coğrafyası sözü geçen yerin konumunu belirlemek için çok muğlaktır.

Hattuşaş (Boğazkale)'de bulunan Hitit Kava yazıtlarına göre Kizzuwatna, MÖ 1335 dolaylarında Hititlilerin koruması altında Adana'yı yöneten ilk krallıktı. Aynı zamanda şehir Uru Adaniya ve sakinleri ise Danuna olarak anılırdı. MÖ 1191-1189'a rastlayan yıllarda Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüyle başlayan batı kaynaklı akınlar ovanın denetiminin çok sayıda küçük çaplı krallıklara geçmesine neden olmuştur, akabininde de Asurlular, MÖ 9. yüzyıl; Persler, MÖ 6. yüzyılda MÖ 333'te Büyük İskender; Selevkoslar; Kilikya korsanları; Romalı devletadamı Pompey; ve Kilikya Ermeni Krallığı (Kilikya Krallığı) bölgenin denetiminde söz sahibi olmuşlardır.

Adana'nın tarihçesi özü itibarıyla Tarsus'un tarihçesiyle bir bağlantısı vardır; Seyhan Nehri'ne komşu olan bu iki şehrin konumu nehir tarafından değiştirildiğinden bu şehirler sıklıkla aynı kent olarak anılır ve ismi de asırların seyrine göre değişmiştir. Romalılar döneminde Adana'nın göreceli olarak az bir önem arz etmekteydi ve bu sıralarda bölgenin metropolü konumunda Tarsus bulunmaktaydı. Gnaeus Pompeius Magnus devrinde ise şehir Kilikya korsanları için bir hapishane olarak kullanılmıştır. Birkaç yüzyıl sonra şehirde doğuya giden Roma askeri yolu üzerinde yerel bir istasyon kurulmuştur. MS 395'te Roma İmparatorluğu'nun kesin çöküşünün ardından bölge Bizans İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiş ve muhtemelen Julianus'un hükümdarlığı zamanında gelişmişti. Büyük köprülerin, yolların, hükûmet binalarının, sulama ve fidanlıkların inşasıyla beraber Adana ve Kilikya bölgenin en önemli ve gelişkin ticaret merkezi haline gelmiştir. Özellikle Kilikyalılar devrinde Ayas (bugünkü adıyla Yumurtalık) ve Kozan (eski adıyla Sis) bölgedeki diğer büyük şehir ve yönetim merkezleriydi.

Adana tarih boyunca sırasıyla Luvi Krallığı (MÖ 1900), Arzava Krallığı (MÖ 1500-1333), Hitit İmparatorluğu (MÖ 1900-1200), Asurlular (713-663 BC), Pers İmparatorluğu (MÖ 550-333), Helen Antik Yunan Uygarlığı (MÖ 333-323), Selevkos İmparatorluğu (MÖ 312-133), Kilikya Prensliği (178-112), Romalılar (MÖ 112 -395), Bizans İmparatorluğu (395-638; 964-1071), Abbasiler, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Memlükler, Ramazanoğlu Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye'nin egemenliği altına girmiştir.

COĞRAFYA

Adana, Anadolu yarımadasının güneyinde ve Akdeniz kıyısında yer alan 36°30-38°25 kuzey enlemleri ile 34°48-36°41 doğu boylamları arasında ve Akdeniz Bölgesi’nde yer almaktadır. Adana, tarihte Batılılar tarafından daha çok Kilikya olarak bilinen Çukurova'ya bir giriş kapısı olarak hizmet eden Akdeniz'in kuzeydoğu kenarında bulunmaktadır. Bu geniş düzlük Toros Dağları'nın güneydoğusu boyunca uzanır.

Adana'dan Çukurova'nın batısındaki Tarsus'a giden yol Toros Dağları eteklerindeki tepelerden geçer. Sıcaklık, her yükseltiyle beraber düşer, çünkü yol yaklaşık olarak 4000 m'lik bir rakıma ulaşır ve kayalıklı bir geçit olan Gülek Boğazı'ndan geçer ve İç Anadolu Bölgesi düzlüklerine doğru devam eder.

Şehrin kuzeyini hidroelektrik santrali ve 1956 yılında yapımı tamamlanan Seyhan haznesi kuşatır. Baraj hidroelektrik kuvveti için yapılmış olup alçak Çukurova düzlüğünü sulamak amaçlıdır. Ovaya dökülen şehrin iki sulama kanalı, şehir merkezi boyunca doğudan batıya doğru geçer. Yüreğir Ovasını sulama amaçlı yapılan başka bir kanal da bulunmaktadır.

Adana kuzeyinde Kayseri, doğusunda Osmaniye, kuzeydoğusunda Kahramanmaraş güneydoğusunda Hatay, kuzeybatısında Niğde ve batısında Mersin illeri ve güneyinde Akdeniz ile çevrilidir. Güneyi 160 km'yi bulan Akdeniz kıyılarıyla sınırlanan ilin yüzölçümü 14.125 km2’dir. Şehir merkezinin denizden yüksekliği 23 metredir.

Adana, Orta Toroslar’ın bir bölümü ile Amanos Dağları tarafından çevrilidir. Toroslar -batıdan doğuya- Uzunyayla’ya kadar uzanır. Bu dağlarda 3000 metreyi geçen yüksekliklerin yanı sıra sert yamaçlara ve derin vadilere rastlanır. Toroslar’ın bu bölümünde İç Anadolu Bölgesi’ni güneye bağlayan en önemli geçit olan Gülek Boğazı bulunur.

Toros ve Amanoslar ile Akdeniz arasında kalan alana ise Çukurova denir. Misis Dağları pek yüksek olmayan görünümleri ile Çukurova’yı ikiye böler. Güneyde kalan bölüme "Aşağı Ova" kuzeyde kalan bölüme ise "Yukarı Ova" denir.

İl sınırları dahilinde irili ufaklı birçok akarsu bulunmasına rağmen Seyhan ve Ceyhan nehirleri Adana’nın en önemli akarsularıdır.

NÜFUS

Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1893 yılında yapılan nüfus sayımı sonucuna göre Adana merkezin nüfusu 70.702 kişidir. Bunun %82'sini Türkler, %14'ünü Ermeniler, %2'sini Rumlar ve %2'sini Katolik oluşturmaktaydı.

İkinci Dünya Savaşı'nın ardından gelen yardımlar ve başlayan endüstriyel yatırımlar ile büyüme sürecine giren Adana'nın merkez nüfusu, 2016 yılı TÜİK verilerine göre 2.201.670 kişiye ulaşmıştır.

Güncel Nüfus Değerleri (TÜİK 4 Şubat 2020 verileri)

Adana İl Nüfusu: 2.237.940'tır (2019 sonu). İlin yüzölçümü 13.844 km2'dir. İlde  km2'ye 162 kişi düşmektedir. (Yoğunluğun en fazla olduğu ilçe: 1793 kişi ile Seyhan’dır)

İlde yıllık nüfus artış oranı % 0,80 olmuştur. Nüfusu en çok artan ilçe: Sarıçam (%4,88) Nüfusu en çok azalan ilçe: Saimbeyli (-%3,74)

4 Şubat 2020 TÜİK verilerine göre 15 İlçe ve belediye, bu belediyelerde toplam 831 mahalle bulunmaktadır.

EKONOMİ

Adana, ilk sanayileşen şehirlerden biri olmuştur. Seyhan Barajı'nın inşasıyla ve tarım tekniklerindeki gelişimlerle beraber 1950'li yıllarda tarımsal verimde büyük gelişmeler yaşanmıştır.

Adana; pamuk, buğday, soya fasulyesi, arpa, üzüm ve narenciyenin büyük miktarlarda üretildiği Çukurova tarım bölgesinin pazarlama ve dağıtım merkezidir. Türkiye yetilen mısır ve soya fasulyesinin yarısını Adana'da üretilmektedir. Türkiye'deki yerfıstığının %34'ü ve portakalın %29'u Adana'da yetiştirilmektedir. Bölgedeki çiftçilik ve tarım kaynaklı şirketlerin çoğu genel müdürlüklerini Adana'da açmıştır.

Tekstil ve deri sanayi Adana'nın üretiminin %29'unu oluşturan büyük sanayi kollarıdır ve bitkisel yağ ile işlenmiş yiyecek üreten tesisler de sayıca fazladır. 2008 itibarıyla Adana'da Türkiye'de en üst sıralarda yer alan 500 sanayi firmasının 11'ine ev sahipliği yapar. Otomotiv sanayide Adana'nın en büyük firması olan Temsa'nın 2.500'den fazla çalışana sahip olup yıllık 4.000 otobüs üretmektedir. Marsan-Adana, Türkiye'deki en büyük margarin ve bitkisel yağ fabrikasıdır. Advansa Sasa, 2.650 kişiye istihdam sağlamakta olup Avrupa'nın en büyük polyester üreticisidir. Adana Organize Sanayi Bölgesi'nin 1,225 hektar alan üzerine kuruludur ve küçük-orta ölçekli 300 civarı tesise ev sahipliği yapmaktadır.

SANAT

Adana'daki ilk şehir tiyatrosu Osmanlı yıllarında, 1880 yılında, Ziya Paşa tarafından kurulan Adana Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Adana Şehir Tiyatroları'dır. Devlet Tiyatroları Adana Sahnesi ise 1981 yılından beri sanatseverlere çeşitli temsiller sunmaktadır. Klasik müzikseverler için kentteki en önemli kurum 1992'de kurulan Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası'dır. Orkestra her cuma akşamı ve her cumartesi sabahı Büyükşehir Belediyesi Konser Salonunda klasik müzik konserleri düzenlemektedir.

Çukurova’nın ürünü pamuğu simgeleyen “Altın Koza Film Festivali” ilk kez 1969 yılında ‘Altın Koza Film Şenliği’ adıyla Adana Belediyesi ve Adana Sinema Kulübü öncülüğünde gerçekleştirildi.Türk Film Arşivi’nin katkılarını da yanına alan Altın Koza Film Festivali, o tarihten bu yana her yıl zenginleşen içeriği ile sadece Çukurova Bölgesi’nin değil, Türkiye'nin en önemli kültür-sanat etkinliklerinden biri oldu.

Şenlik, ilk kez düzenlendiği 1969 yılından itibaren Türk sinemasına verdiği ödüllerle destek olmaya başladı. İlk yıl, Metin Erksan, Kuyu filmi ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film dallarında Altın Koza'yı evine götürürken, Fatma Girik, Ezo Gelin ile En İyi Kadın Oyuncu, Yılmaz Güney, Seyyit Han ile En İyi Erkek Oyuncu ödüllerine sahip olan ilk Altın Koza'lı sanatçılar oldu.

1973 yılına kadar Şenlik beş kez sinemaseverlerle buluştu. Ancak Altın Koza, ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle onsekiz yıl sürecek bir suskunluğa gömüldü. 1992 yılında Adana Belediyesi, Adanalılar ve sanat dünyasından gelen "Altın Koza yeniden canlansın" talebini sonuçsuz bırakmayarak Şenliği, Türk sanat dünyasına yeniden armağan etti. Altın Koza, bu süreçte Adana kültür-sanat yaşamındaki boşluğu doldurması gerektiğini düşünerek sinema şenliğini bir kültür-sanat festivaline dönüştürdü.

Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali, 1992'de düzenlediği Ulusal Uzun Film Yarışması'nın yanı sıra Türk Sineması'nın geleceğine de sahip çıktı. Festival, Öğrenci Filmleri Yarışması'nı da programına ekledi ve Türkiye'de ilk kez bu alanda yarışma düzenleyen Festival oldu. Altın Koza Kültür ve Sanat Festivali ayrıca resim, tiyatro, müzik, fotoğraf ve düşünsel çalışmaları Adanalı sanatseverlerin beğenisine sundu.

1998'de Adana depremine duyarsız kalamayan Büyükşehir Belediyesi Yönetimi o yıl Altın Koza bütçesini depremzedeler için kullanarak Festivali düzenlememe kararı aldı. 1999'da ise Marmara depremi nedeniyle ülkede ulusal yas ilan edilmesi sonucu Festival gerçekleştirilemedi. Festival bütçesi o yıl da Marmara depreminden zarar gören depremzedelere aktarıldı.

1999 yılı itibarıyla Altın Koza yıla yayılan kültür sanat etkinlikleriyle devam etti. 7 yıllık aradan sonra 12. Altın Koza Film, Kültür ve Sanat Festivali 2005 yılında 31 Mayıs-05 Haziran tarihleri arasında yapıldı. 2005 yılından bu yana kesintisiz devam eden Festival, programına eklediği ‘Dünya Sineması’ ve ‘Akdeniz Filmleri Seçkisi’ ile uluslararası kimliğe bürünmüş ‘Akdeniz Ülkeleri Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ile de bu kimliğini pekiştirmiştir.

Altın Koza Film Festivali, Akdeniz Ülkeleri’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nden Japonya’ya kadar dünyanın pek çok ülkesinden filmi, sektörün her alanında görev yapan sinema profesyonelini konuk eden bir sinema platformu haline gelmiştir.

MUTFAK

Geleneksel Türk ve Akdeniz mutfağının birçok özelliğini içerisinde barındıran Adana mutfak kültüründe; acı, ekşi, narenciye, deniz ürünleri, zeytinyağı ve yeşillikler sıkça kullanılmaktadır. Adana mutfağında et oldukça önemli bir malzemedir ve mutfak ürünlerinin çoğunda et kullanılmaktadır. Adana mutfağının en ünlü yemeği Adana kebabıdır. Kebap, genellikle bol salata çeşidinin yanı sıra yanında şalgam ile tüketilir. Son yıllarda Adana Kebabı Adana Ticaret Odası tarafından tescillenmiş ve restoranlarda Adana Kebabı olarak kebap satılmasına çeşitli hijyen ve lezzet standartları getirilmiştir. Adana mutfağının diğer ünlü yemekleri ise şunlardır:

  •     Analı Kızlı
  •     Kabak çintme
  •     Şalgam suyu
  •     Karakuş
  •     Bici Bici (buz ve nişasta ile yapılan tatlı)
  •     Karsambaç (karlı tatlı)
  •     Yüksük Çorbası
  •     Kısır
  •     Mahluta çorbası
  •     Sıkma
  •     Batırık Köftesi
  •     Adana Kebap
  •     Şırdan
  •     Mansaf
  •     Hamis
  •     Fatuş
  •     Aşlama

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

Adana Belediyesi, 1871 yılında kurulmasına rağmen şehir Muhtesip sistemi ile 1877'ye kadar Gözlüklü Süleyman Efendi tarafından yönetilmeye devam edilmiştir. İlk modern belediye yönetimi, ikinci kaymakam Kirkor Bezdikyan ve ardılı Sinyor Artin ile başlamıştır. Yollar genişletilmiş ve yollara park taşı döşenmiştir, kanalizasyon ve siper sistemi devreye sokulmuştur, daha da önemlisi ilk belediye düzenlemeleri yürürlüğe girmiştir. Cumhuriyetin kuruluşunun ardından büyük alt yapı projeleri tamamlanmış ve şehrin kuzeyine planlanmış ilk mahalleler inşa edilmiştir. Turhan Cemal Beriker bu dönemde 12 yıl boyunca kaymakam ve vali olarak hizmet vermiştir. 1956'da Seyhan Barajı'nın tamamlanmasıyla şehirde büyük gelişmeler meydana gelmiş hatta şehir, logar sistemlerini kurmak ve yerleşim alanlarını yol ve kamu alanlarına dönüştürmek gibi büyük ölçekli alt yapı projelerini başlatan dönemin başbakanı Adnan Menderes'in ilgisini çekmiştir. 1984'ten günümüze şehir manzarasında, büyük park ve bulvarların yapımı ve Seyhan Nehri'nin ıslahıyla önemli değişikler olmuştur.

Büyükşehir Belediyesi 1989'da kurulmuş ve belediye yönetimi, büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Daha sonra Adana Belediyesi, büyükşehir belediyesi sıfatına sahip olmuş ve yeni iki ilçe belediyesi kurulmuştur; Seyhan ve Yüreğir. Karaisalı 2006'da şehre dahil edilmişti, Çukurova ve Sarıçam ilçeleri sırasıyla Seyhan ve Yüreğir ilçelerinin katılımıyla 2008'de kurulmuştur. 3 Şubat 2012'de, Karataş Belediye Konseyi Adana Büyükşehir Belediyesi'ne bağlanma hareketi kabul edilmiştir, böylelikle geçiş işlemi tamamlandığında Karataş şehrin sekizinci ilçesi olacaktır.

Büyükşehir belediyesi üç organdan oluşmaktadır; Büyükşehir Meclisi, Belediye Başkanı ve Encümen. İlçelerin belediye meclisleri büyükşehir konseyinde ilçelerini temsil etmek için üyelerinin beşte birini seçer. Bu nedenle büyükşehir konseyi, 10'u Seyhan ilçesinden, 8'i Yüreğir'den, 8'i Çukurova'dan, 6'sı Sarıçam'dan ve 2'si Karaisalı'dan ve seçmenler tarafından doğrudan seçilen büyükşehir belediye başkanı olmak üzere 35 encümenden oluşmaktadır. İcra kurulu olan encümen, 5'i büyükşehir encümeni ve diğer 5'i de büyükşehir belediye başkanı tarafından büyükşehir salonuna seçilen yöneticilerden meydana gelmektedir.

Aytaç Durak, Adana eski büyükşehir belediyesi başkanıdır ve beş dönem hizmet verdiği için şu anda en uzun süre koltukta kalmış belediye başkanıdır. Büyükşehir belediyesi bağlı bir encümenin onun hakkında ettiği sözlü bir iddianın ardından Durak 28 Mart 2010'da İç İşleri Bakanlığı tarafından belediye hizmetine son verilmiştir. Encümen üyesi Zihni Aldırmaz, soruşturmalar tamamlanana dek başkan vekili olarak atanmıştır. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanlığına Hüseyin Sözlü seçilmiştir. 11 Nisan 2019 yerel seçimleri sonucunda dönemin Cumhuriyet Halk Partisi'nden Seyhan belediye başkanı olan Zeydan Karalar seçilmiştir. (HABER MERKEZİ)

* İçerik için Vikipedi’den yararlanılmıştır.

İLGİLİ HABERLER
DİĞER HABERLER