26 Nisan 2020 20:35
Son Güncellenme Tarihi: 27 Nisan 2020 04:38

Liman işçisi test sonucunu beklerken bile çalıştırıldı!

Sendikaların ve bilim insanlarının zorunlu olmayan alanlarda üretimin durdurulmasına işaret etmesi neden önemli? Bu soruya liman işçilerinin yaşadıkları yanıt veriyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

İstanbul’da liman işçilerinin yaşadıkları koronavirüsün yayılma hızında, faaliyetini sürdüren işyerlerinin önemli bir etken olduğunu ortaya koyuyor. Belirti gösteren işçi bunu işyeri yönetimine iletmesine rağmen işyerine servisle getirilip çalıştırılıyor. İşyerinde tekrar yönetimle konuşup hastaneye gitmek için izin alıyor. Test sonucunu beklerken de işyerinde çalıştırılmaya devam ediyor. Bu süre içerisinde onlarca işçiyle temasta bulunuyor. Testi pozitif çıkmasına rağmen diğer işçilere test yapılmıyor. İşçi virüsü diğer işçilere ve ailesine de bulaştırıyor. İşçilerin yaşadıkları yaygın testin ve zorunlu olmayan alanlarda üretimin durdurularak işçilere ücretli izin verilmesinin ne kadar hayati olduğunu gözler önüne seriyor.

Çeşitli firmalarda 5 bin işçinin çalıştığı Ambarlı Limanında, beş yıllık bir liman işçisi yaşadığı süreci şu şekilde anlattı: “Boğaz ve sırt ağrılarım başladığında amirimi aradım, şikayetlerim olduğunu söyledim ancak işe gelmemi söyledi ve servisle işe gittim. İşyerinde tekrar amirimle konuştum. Bunun üzerine beni hastaneye yolladılar. Hastaneye gittim ve test yaptırdım. Test sonucumun 2-3 gün içerisinde çıkacağını söylediler. Hastaneden çıkıp sonuçların 2-3 gün içinde çıkacağını işyerime bildirdim ve işe gelmemi söylediler. İşe döndüm ve 45 dakika kadar işyerinde kaldım, o sırada da çalışma arkadaşlarımla temasımız oldu, daha sonra işyeri doktoru eve gitmemi söyledi. Daha sonra testimin pozitif çıktığını öğrendim, ilk iş olarak temas ettiğim tüm arkadaşlarımı aradım, mesaj attım, testimin pozitif çıktığını bildirip kendilerine dikkat etmeleri gerektiğini söyledim. İşyerine de testimin pozitif çıktığını bildirdim, ‘14 gün kendini karantinaya al’ dediler. Beni, kendimi kötü hissettiğim tarihte izne çıkarmış olsalardı birçok arkadaşla temas etmemiş olurdum.”

Kısa bir süre önce kendisiyle temasta bulunan bir işçinin testinin de pozitif çıktığını öğrendiğini belirten işçi, “Benim testimin pozitif çıkmasından 3 gün sonra eşimin de test sonuçları pozitif çıktı. Sonra kendimizi evde karantinaya aldık. İşyerindeki arkadaşlarla görüştüm, test yapmaları gerektiğini söyledim, bazı arkadaşlarım kendi imkanlarıyla hastaneye başvurup test yaptırdılar. Ancak sonuç alana kadar çalışmaya devam ettiler” dedi.

Bu hastalıkta en çok bel ağrısı yaşadığını, eşinin hâlâ ağrılarının devam ettiğini ifade eden işçi, “Kendi imkanlarımızla korunmaya çalışıyoruz, kimseyle temas etmiyoruz. İlk gün testim pozitif çıktığında işyeri doktoru aradı, ondan sonra hiç kimse arayıp sormadı. Benim karantina sürem bitti ancak eşimin süresi bitmediği için ben de tekrar rapor almayı düşünüyorum. Kafamız karışık, televizyonlarda duyduğumuz kadarıyla kendimizi korumaya çalışıyoruz. Bugüne kadar işyerinden herhangi bir bilgilendirme ya da telefon almadım. İlk hastalandığımda her şeyimle eşim ilgileniyordu daha sonra eşim hastalandı şimdi ben onunla ilgileniyorum, hayat müşterektir sonuçta. 2 çocuğumuz var onlara bulaşmasından korkuyoruz, çocuklarım ufak, onları tuvalete götürürken altını temizlerken bile çok tedirgin oluyoruz” diye konuştu.

TEK DERDİM AİLEME BULAŞTIRMAMAK

Başka bir liman işçisi de yaşadıklarını şöyle aktardı: “Bir arkadaşımın testinin pozitif çıktığını öğrendikten sonra kendi imkanlarımla hastaneye gittim. Test yaptırdım, 2 gün sonra test sonucumun pozitif çıktığını öğrendim. Bu arada test çıkana kadar rapor aldım ve işe gitmedim. 4 gündür evde kendimi karantina altına aldım. Testim pozitif çıktıktan sonra işyeri doktoru aradı, raporu sordu, pozitif çıktığını söyledim. Raporu istedi ve gönderdim, onun dışında 4 gün oldu işyerinden herhangi biri aramadı. Annem babamla birlikte yaşıyorum kendimi bir odaya kapattım, sadece yemek ve suyumu kapıdan alıyorum onun dışında evin içinde dahi dolaşmıyorum. Şu anda yorgunluk, halsizlik ve eklem ağrılarım oluyor. Şu an odadan hiç çıkmıyorum ancak aynı evin içindeyiz tek derdim aileme bulaştırmadan 14 günlük karantina süremi bitirmek.”

Ambarlı’da 7 yıldır limanlarda çalışan bir işçi de “Ben serviste giderken kötü hissediyordum kendimi. Ateşim yüksekti, işyerine gittiğimde hastaneye yolladılar ve bizim liman benim servisteki bütün arkadaşları eve yolladı. Yaşımız genç olmasından sanırım, çabuk topladım. Bizim limanda benim bildiğim 12 arkadaş hastalandı. Allah’tan hayatını kaybeden olmadı ama olabilirdi de. Biz ücretli izin istiyoruz ve en azından limanda vardiyaları düşürebilirler yoksa her geçen gün sayı artıyor ve sonuçları daha da ağır olabilir.”

LİMAN-İŞ: ELİMİZDEKİ BİLGİLERİ BAKANLIKLA PAYLAŞMAYA HAZIRIZ

Limanlarda yaşanan durumun salgın sürecini özetlediğini belirten Liman-İş İstanbul Bölge Başkanı Sinan Ceviz, “Başından beri sendikaların da bilim insanlarının da üretimi zorunlu olmayan bütün alanlarda üretimin durmasına yönelik talebinin bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor. İşyerlerinde kimi önlemler alınıyor ama yeterli olmadığını limanlara bakarak görebiliyoruz. Kaldı ki taşeron sistemin olduğu birçok yerde gerekli önlemler de alınmıyor. Bir işçi virüse yakalandığında hızlıca diğer işçilere bulaştırıyor” dedi.

Ambarlı’da hemen hemen büyün limanlarda vakaya rastlandığını ifade eden Ceviz, “Günde 5 bin işçinin girip çıktığı bir alan burası. Yapılması gereken vakanın görüldüğü yerlerin karantinaya alınması, diğer işçilere de test yapılması. Sağlık gıda gibi taşınması zorunlu olan yükler var ancak bu limandaki işlerin az kısmını oluşturuyor. Bu alanlar dışındaki alanlarda üretim durdurulmalı ve çalışılan yerlerde vardiyalar, çalışma saatleri ve işçi sayısı düşürülmeli. İşçiler idari izinli sayılarak ücretli izin verilmeli. Ayrıca Bakanlığın harekete geçip test sonucunu bekleyen işçiyi zorlayan yetkililer hakkında, insanların canını tehlikeye attıkları için soruşturma açılmalı. Bu konuda elimizde bilgiler mevcut, harekete geçildiğinde sendikamız da elindeki gerekli bilgileri paylaşmaya hazırdır” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Finlandiya’da polis huzurevlerindeki ölümleri soruşturuyor

SONRAKİ HABER

İşçi mektubu: Bizi yalnızlaştırmaya çalışanlara karşı her yer 1 Mayıs olmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa