12 Nisan 2020 00:19

Madenci çapraz ateş altında

Maden işçileri iş cinayetinde hayatını kaybetmeye devam ediyor. Cinayetin sebebi yine kâr hırsı nedeniyle alınmayan önlemler. İşçiler, “Bile bile ölüme sürüklüyorlar" diyor.

ARŞİV | Fotoğraf: DHA

Reklam

Dilek OMAKLILAR
Manisa

Manisa’nın Soma ilçesinde bulunan İmbat Madeni’nde önceki gün 3 işçinin can vermesine neden olan iş cinayetinin altından yine alınmayan önlemler çıktı. Madende sabah saatlerinde bir şlam (Kömür tozuyla suyun karışımından oluşan çamur, bulamaç) patlaması olduğu ve buna rağmen aynı bölgede çalışma yapıldığını söyleyen işçiler, “Belirti verdiği halde o işçiler oraya sokulmamalıydı. Şlamda boğularak ölüyor insan” dedi.

Görüştüğümüz İmbat Madencilik işçilerinden biri, önce kurtarma çalışmalarını aktarıyor. Sahaya gelen AFAD ekiplerinin yer altına kadar inemediğini dile getiren işçi, “Onlar bizim indiğimiz yere kadar zaten inemez ki. Yer altında çalışan birinden bilgi alınmalı kurtarma çalışması için. Yani madenciyi madenci kurtarır” dedi.

ŞLAMDA BOĞULARAK ÖLÜYOR İNSAN

Ölümlerin arkasında kesinlikle ihmal olduğunu söyleyen işçi, “Sabah saatlerinde bir şlam patlaması daha olmuş. Önlem alınabilirdi. Birinci seferde uyarı olmuş, belirti vermiş. Belirti verdiği halde o işçiler oraya sokulmamalıydı. Üretimi durdur, işçiyi sokma. Hafif patlamalar önceden de oldu. Şlamda boğularak ölüyor insan, biz bazen şlamın içine batarız çizmemizi çıkarmak bile zor. Çok kötü” diye konuştu.

Koronavirüs salgını dolayısıyla madende üretimin durduğunu ve bakım için işçi sayısının düşürüldüğünü aktaran bir başka madenci de şunları söyledi: “Madeni tamamen kapatmak sakıncalı. Ama kontrolleri düzenli yapılmalı. İçerideki suyu çektirmek için işçi var, ama bu yetmedi. Yer altındaki baskıyı önlemek için sürekli tahkimat yapıyor işçiler, suyu çektiriyorlar. İşçi sayısı için önlem alınmış olabilir ama çalışma bölgesinde sorun var. Bunun da önlemi alınabilirdi. Patlamadan sonra insanlar neredeyse birbirini çiğniyor dışarı çıkmak için.”

"BİR DAHA PATLAYACAK BİLİYORUZ"

Bir başka madenciyle iş cinayeti sonrası Soma Devlet Hastanesi önünde yaşananları konuştuk. Hastane önünde bekleyenlerin virüsü bile konuşmadığını dile getiren madenci, Soma’da yaşanan ve 301 madencinin can verdiği katliamı hatırladığını aktardı: “Bugün resmen virüs ikinci planda kaldı. Bir daha olacak, bir daha patlayacak biliyoruz.” Kimsenin de önlem için bir adım atmadığını söyleyen madenci, “Çıksın biri, bir muhalefet, sendikacılar... Hani? Açıklama yapsınlar. Öyle takım elbise giyip el cepte dolaşmakla olmuyor bu işler. Konuşacaksın!” diye konuştu.

BİLE BİLE ÖLÜME SÜRÜKLÜYORLAR

301 madencinin can verdiği katliamda eşini kaybeden Naciye Kaya da, “O günü tekrar yaşadım” dedi.  “Adalet zaten hiç yok, bunu bir kez daha infaz yasasıyla gördük. O yasayla sadece bizimkilerin katili değil, Aladağ, Ermenek ve daha niceleri… İçim acıyor” diye konuştu. İmbat’ta yaşanan patlamayı iliklerine kadar hissettiğini dile getiren Kaya, “İki kardeşim de İmbat’ta çalışıyor. Biri virüsten dolayı izinliydi çalışsaydı aynı vardiyada olacaktı. Çok ağır, kimsenin hiçbir yetkilinin de umurunda değil” dedi.

“Önlem zaten yok, olan garibanlara oluyor. Ya aç kalacaksın ya da öleceksin, madende bu iki seçenek var” diyen Kaya, şöyle devam etti: “Bile bile ölüme sürüklüyorlar işte… Benim eşime de ‘Beğenmiyorsan gidin’ demişlerdi madende. Böyle olduğu sürece, bu yasalar çıktığı sürece kimse akıllanmaz. Patron ne ders alır ne önlem alır.”

MADENLERDE ÖLÜM RİSKİ KATLANDI

Gazetemize konuşan Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel, “Başta yer altı olmak üzere madenlerde zorunlu faaliyetler dışında üretim durdurulmalı, özel önlemler alınmalı” açıklamalarının dikkate alınmadığını, Zonguldak TTK’de üretimin durdurulduğunu, özel sektörde ise sadece bazı özel ocaklarda üretimin durduğu bilgisini verdi. Soma’da özel madenlerde sadece İmbat’ın zorunlu faaliyetler dışında üretimi durduğunu hatırlatan Yüksel, “Ocaklarda tahkimat, su birikintisi, gaz birikintisi vs ocakta sürekli gözetim altında olmalı, zorunlu faaliyetler dediğimiz bunlar. Ancak ne yazık ki ölümler zorunlu faaliyet sırasında meydana geldi” dedi.

Göçük hakkında bilgi veren Yüksel, şunları söyledi: “Ocağın hava giriş yolunda bir tahkimat daralması nedeniyle tarama yapma kararı alınıyor. Bu tarama için 4 kişilik ekip görevlendiriliyor, bu ekip bu çalışmaları yaparken baskı fazla ve tahkimat bozulmuş. Bu arada iç denetim sırasında gözden kaçan bir şey ya da operasyon yapılırken bir hata nedeniyle bir göçük meydana geliyor. Şlam patlaması deniyor ama o bölgede iki katlı çalışma yapılıyor, üst kattaki yangına karşı ocağa kül basma işi var, o baskı sırasında şlamın da üstüne gelmesi sonucu 3 kişi göçük altında kalıyor. Zaten 2 saati geçtikten sonra ümit yoktu, şlam olduğu için. Bazen umut doğuyor içimizde, direk ya da kaya geliyorsa hava geldiği için kurtarma şansı oluyor ancak burada şlam olduğu için o da olmadı.”

Virüs salgınında madenlerin riskli alan olduğuna dikkat çeken Yüksel, “Maden ocağının herhangi bir aşamasına geçtiği an bulaş riski vardır. Madenlerde iş gereği sosyal mesafe mümkün değil, ayrıca ülkemiz koşullarında hijyen, gerekli önlemler alınmıyor. Ayrıca Zonguldak örneğinden de yola çıkarsak; madende uzun yıllar çalışan emekçilerin ciğerleri risk grubuna girmelerine nedendir. Çoğunda kronik rahatsızlık var, bulaştığında ölüm riski fazla” diye konuştu.

Yüksel, “Aslında bu salgın bize şunu gösterdi, ülkenin bir politikası yok. Bakarsanız her gün değişik bir karar alınıyor. Ülkedeki genel durum bu olunca madencilikteki yapı da bu oluyor” dedi.

Reklam