06 Nisan 2020 00:30

Bilim ve siyaset

4 milyon insanın yaşadığı kentte hiçbir şey net değil. Sayın İl Sağlık Müdürü iki hastanenin temiz hastane olduğunu belirttiğini yazmıştım hala bu durum devam ediyor mu? İzmir halkının haberi var mı?

Fotoğraf: Burak Akay/AA

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

Ülkemizde koronavirüs salgını tüm hızıyla devam ediyor. Dün akşam açıklanan sayılara göre hastalık tanısı konulan hasta sayısı 27 bin iken, bunların 1300`u yoğun bakım ünitelerinde tedavi görüyor. Kaybettiğimiz hasta sayısı maalesef ki 574 oldu. Bilim insanları bu yükselişin aynı şekilde 4-6 hafta daha süreceğini söylüyor. Bilim insanları bunu söylüyor ama ülkemizde ve ilimizde durum nasıl?

Yani bu salgını bilim mi yönetiyor yoksa siyaset mi?

Koronavirüsün ülkemize gelme ihtimali üzerine 10 Ocak 2020 de kurulan Bilim Kurulu bu konuda yetkin 31 bilim insanından oluşuyor. Çok doğal olarak da kurul başkanlığını Sağlık Bakanı yapmaktadır. Kurulun oluşumunda ilginç bir detay var; 85 bin üyesi ve kurulması ile ilgili 6023 sayılı yasanın giriş cümlesinde “halkın sağlığını korumak ile görevlendirilen” Türk Tabipleri Birliği (TTB) temsilcisi yok. Hükümet kanadındaki düşünce TTB bir kamu kuruluşu değil, salgında bile karşıt bir örgüt olduğu. Bu salgın toplumun her kesimini etkiliyorsa ona karşı mücadele de topyekun olmalı, tüm kurum ve kuruluşlar bu işin içinde olmalıydı. Oysa salgın, afet ve toplumu ilgilendiren tüm durumlarda toplanıp karar alan Hıfzıssıhha Kurullarında TTB ve tabip odaları var. Acaba bu olmayışın nedeni şeffaflık olabilir mi?

Bu duygumuz son günlerde daha da artmakta. Bu toplumun ve her bir bireyinin sağlığı için yemin etmiş kişiler olarak bu salgın dönemini en az hata ve kayıp ile geçirmek istiyoruz. Bilim kurulunun aldığı kararları saygıyla karşılamakla birlikte tüm tıp camiası ile paylaşmaya çağırıyorum. Yine siyasi iktidarın bilim kurulunun aldığı kararları ne derece uyguladığını bilmek istiyorum. Bu istek, bu ülkede yaşayan bir yurttaş ve bir hekim olarak hakkım. Sağlıklı yaşamak ya da bu virüse yakalanmamakla ilgili bilim insanlarının ya da hükümetin yaptığı doğruların/yanlışların bilinmesi ve tarihe not düşülmesi gerekiyor. Tarih kahramanlarla bir toplumu felakete götürenleri elbette yazacaktır. Ancak bizler felaket olmadan ortak akıl ile bu topluma karşı en doğru tedbirlerin alınmasını istiyoruz.

Yaşadığım kente yani İzmir’e bakarsak ülkedeki genel sıkıntıların aynen sürdüğünü görüyoruz. Ne resmî otoritenin oluşturduğu Pandemi Kurulu ne de yerel yönetim halkın sorun ve ihtiyaçlarını yeterince karşılayamıyor. Herkes bir yerden tutmaya çaba gösteriyor ama körün fili tarif etmesi gibi.

4 milyon insanın yaşadığı kentte hiçbir şey net değil. Sayın İl Sağlık Müdürünün iki hastanenin temiz hastane olduğunu belirttiğini yazmıştım, hâlâ bu durum devam ediyor mu? İzmir halkının bundan haberi var mı? Bilmiyorum. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı neredeyse 2 milyon insanı ilgilendiren sokağa çıkma yasağında bu yaş grubundaki insanların doğal ve zaruri hastalıklarında insanlar ne yapacak belli değil. İzmir’de hasta teması ya da Covid-19 testi + çıkan sağlık çalışanlarının barınması ve ailelerinden uzak tutulması ile ilgili elle tutulur hala bir şey yok. İzmir BB Başkanlığının ve Karşıyaka, Çiğli belediye başkanlarının desteği ile otel ve misafirhaneler tahsis edildi ama yetmiyor. Israrla üzerinde durduğumuz Balçova Termal otelin bu amaçla kullanılması konusunda İzmir Valiliği bir açıklama yaparak sağlık müdürlüğü çalışanlarına tahsis edildiğini duyurdu. Buradan iki sorum var;

  1. Sağlık müdürlüğü çalışanları hasta ile temas mı kuruyor ki karantinaya alınıyor?
  2. 204 oda ve 408 yataklı oteli dolduracak kadar görevli mi var?

Hastanede 24 saat aralıksız çalışan arkadaşlarımız artık kendilerine virüs bulaşır mı korkusunu bile duymuyor. Onların tek korkusu ailelerine bulaştırmamak. O nedenle bırakın da oralarda sağlık çalışanları kalsın. Son cümlem de bu savaşta yitirdiğimiz sağlık çalışanlarının geride kalan eş ve çocuklarına sahip çıkın. Tıpkı geçen gün yitirdiğimiz aile hekimi Dr. Muharrem İdiz’ in eş ve çocukları gibi. Tekrar ediyorum; Tarih bu salgını ve bu salgının aktörlerini yargılayacak. Şeffaflık hepimizin talebi ve hakkı.

Sağlıkla kalın...

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI