05 Nisan 2020 00:30

Roman kadınların koronavirüs günleri: "Çocuğuma yedirmek için ebegümeci topluyorum"

Koronavirüs salgını dolayısıyla milyonlarca kişi evlerine kapanmak zorunda kalırken, bu süreçten özellikle etkilenen bir kesim de kazançlarını günlük çalışma ile sağlayan Romanlar oldu.

Fotoğraf: Elmas Arus

Paylaş

Hilal TOK
İstanbul

Çoğunlukla çi­çekçilik, hurdacılık, seyyar satıcılık ya­pan Romanlar, koronavirüs salgınıyla birlikte neredeyse açlığa mahkum ha­le geldi.

Uzun yıllardır Romanlar üzerine çalışmalar yapan Gazeteci Hacer Fog­go ile korona günlerinde Roman ka­dın ve çocukların yaşadıkları zorlukla­rı konuştuk. Kadınların çocuklarına mama alamadıklarını, yedirecek bir şey bulamadıklarını aktaran Foggo “Hayal edemeyeceğiniz kadar kötü durumdalar. İnanılmaz ruhsal bir çöküş var ve bu çıkmazlık hali öfke­ye dönüşüyor” diyor.

BU KADAR KÖTÜ BİR SÜREÇ GÖRMEDİM”

Hacer Foggo, meselenin sadece Türkiye’deki değil Avrupa’daki Ro­manlar için de çok zorlayıcı olduğu­nu söylüyor: “Yurt dışından arkadaş­larla da konuştum; Bulgaristan, Ma­kedonya, Belçika, İtalya’da da durum gerçekten korkunç, Romanlar açısın­dan çok daha korkunç. Çünkü çoğu bütün dünyada güvencesiz işlerde çalışıyorlar. Ama inanın ben şimdiye kadar şu son iki üç haftadaki kadar kötü bir süreç görmedim Romanlar açısından.”

Yüz yüze temas edemese de he­men her gün neredeyse on aile ile telefonla görüşen Foggo, anlatılan­ları şöyle aktarıyor: “Roman kadın ve çocukların çoğu kağıt toplayıcılı­ğı, çiçekçilik yapıyor ama şu an çalı­şamıyorlar. Sokağa çıkma yasağı yok ama çıkanlar da, bir şeyler kazanmaya çalışanlar da satamıyor elindeki­ni. Çünkü insanlar birbirlerine do­kunmak istemiyorlar. Konuştuğum bir kadın diyor ki ‘Abla kimse çiçek satın almadı’, işte simitçiyse ‘Simit satın alınmadı’... Ya da kağıt topla­yamıyor artık, mümkün değil çünkü kağıt satacağı yerlerin çoğu kapalı. Bunun dışında müzisyen olduğu hal­de şu anda kağıt toplayan insanlar var, ya da çiçekçiyse alternatif başka bir şey yapmaya çalışıyor ama sonuç olarak aslında ‘Sokağa çıkmamam gerekiyor’ diyor. Ama sokağa çık­madığı zaman da eve on lira dahi getirecek durumda olmuyor.”

KADINLAR VE ÇOCUKLAR GIDAYA ULAŞAMIYOR

Özellikle kadınlar ve ço­cukların gıdaya erişiminde ciddi sıkıntılar yaşandığını belirten Foggo, şöyle devam ediyor: “Ben bunları söyle­mekten utanıyorum ama gerçekten ağlayarak arıyor insanlar, diyorlar ki ‘Çocu­ğuma mama alamıyorum, altını değiştiremiyorum bezi yok. Bunlar normalde de pahalı olan şeyler ama hiç değilse günlük kazanç ile bir şekilde alıyorduk’ diyor bir an­ne. Ama bir bebeğe mama bulama­mak ne demek yani! Geçen hafta bir anne ‘Ne yapıyorsun’ soruma ‘Ebegü­meci topluyorum, onu götürüp oğlu­ma yedirece­ğim, evde bir şey yok’ dedi. Gerçekten du­rum bu kadar vahim. Çiçek satamıyorlar, kağıt toplaya­mıyorlar, mü­zisyenler işleri­ni yapamıyor ki gerçekten hepi­mizin zaten ev­de olması gere­kiyor ama aynı zamanda gıdaya eriş­memiz de, o bebeğin mama alması da gerekiyor. Bu annelerin bu duru­mu yaşamaması gerekiyor ve gıdaya erişememek, sokağa çalışmaya çıka­mayıp eve ekmek getirememek... O çocukların halini düşünün.”

RUHSAL ÇÖKÜŞ YAŞANIYOR

Roman kadınların bu süreçte psiko­lojik olarak da iyi olmadığını, çok kay­gı ve tedirginlik yaşadığını söylüyor Foggo: “Roman kadınları en fazla üzen şey bebeğine mama alamayacak duruma gelmek... Eskiden bir şekilde çocuğunun önüne yemek koyabilmek, onu okula gönderebilmek mutlu edi­yordu bu kadınları… Çünkü bir şekilde de olsa hayat dönüyordu. Kendi ka­zançları dolayısıyla bir gelirleri vardı. Ama şu anda gelir yok. Bir sosyal gü­vencesi de yok. Bir anne olarak beni de en çok üzen şey çocuğuma bir şey yedirememek ya da onun istediği bir şeyi ekonomik koşullar nedeniyle yeri­ne getirememek olur. Hayal edemeye­ceğiniz kadar kötü durumda kadınlar. İnanılmaz ruhsal bir çöküş var. Bir de bu çıkmazlık hali öfkeye dönüşüyor.

DAYANIŞMA KAMPANYASI BAŞLATTI

Roman ailelerin, özellikle de kadınla­rın ayakları üzerinde durabilmesi için sosyal devletin gereğinin yerine getiril­mesi gerektiğini vurgulayan Foggo, “Belki birkaç ay bu insanlara maaş verilmeli, hem kiralarını hem faturalarını ödeyebi­lecekleri bir sistemle özellikle yoksul ka­dınların sesinin duyulması gerekiyor. 1000 liralık bir sosyal yardımdan bahse­diliyor ama tek gelirin bu olduğu evlerde kira, gıda, diğer ihtiyaçlar nasıl karşılana­cak? Sadece bir oda, küçük bir mutfak, ev bile diyemeyeceğimiz yerler 500-600 lira. Nasıl ödeyecekler? 1000 lira ile ola­cak iş değil” diye konuşuyor.

İNSANLAR ÇARESİZLİĞE MAHKUM EDİLMEMELİ

Hacer Foggo çevresinde çoğunluğu kadın olan “Derin Yoksulluk Ağı” ile birlik­te bir kampanya başlattı. Acil ihtiyacı olanları tespit edip, onlarla dayanışmak isteyenleri online bilgilendiriyor ve yine destekçilerin zor durumda olan ailelere online alışverişle gıda göndermesine ara­cılık yapıyorlar. “Başlattığımız bu hare­kette yer alanların da birçoğu bu alanda çalışanlar ve çoğu da kadın. Sanal alan­dan bir dayanışma başlattık. Umarım sokağa çıktığımız günlerde de zaman da bu dayanışma sürecektir” diyen Foggo, bu dayanışma halinin toplum olarak yaşan­ması gerektiğini ifade ediyor: “Herkesin ‘Şu dönemi nasıl kazasız belasız atlatırız’ diye hiçbir parti ayırmadan birlikte dü­şünmesi ve çalışması gerekiyor. Yoksa bunun altında hepimiz kalacağız. İnanıl­maz bir belirsizlik var, bunun olası so­nuçları birlikte çözülmeli. Bu insanları ça­resizliğe mahkum edemeyiz.”

KİRASINI ÖDEYEMEYEN AİLELER VAR

“Günlük çalışma dışında çalışan Romanlar arasında da bu süreçte ücretsiz izne çıkarılanlar var. Ücret­siz izne çıkartılanlar, sosyal yardım bile alamıyor. Örneğin, tekstilciymiş artık çalışamıyor, ücretsiz izinde. Komi, sekreter, otel görevlisi… Bu insanlar aslında çalışıyor görün­dükleri için sosyal yardım dahi ala­mayacak olan insanlar... Bu insan­lar arasında kirasını ödeyemeyen bir sürü aile var. ”

AÇLIK VE BAKIMSIZLIKTAN ÖLÜMLER OLABİLİR

Hacer Foggo, bu süreçte sokağa çıkama­yan ve tek başına yaşadığı için açlığa mahkum olan çok sayıda yaşlı Roman olduğuna dikkat çe­kiyor: “Yaşlıların çok derin bir yoksulluk hali ya­şadığını biliyoruz şu süreçte. O yaşta kağıt topla­yan insanların içeride olduğunu düşünün. Geçen bir yaşlı kadın evde tek başına; ne para var, ne kimsesi... Sokağa da çıkamıyor yasak olduğu için. İki gün yemek yememişti. Ben gerçekten korku­yorum, Korona dışında da ölümler olacak diye. Yani gıdaya erişemediği için, sokağa çıkamadığı için. Açlık ve bakımsızlıktan ölümler olabilir...”

BİR ODA NASIL MESAFE OLSUN

“Mesafe, hijyen diyorlar ama Roman aile­lerin, gıdaya bile ulaşamazken, hijyen koşulla­rında ayrı ayrı yaşaması mümkün değil. Bir arada kalabalık halde yaşıyorlar. Zaten çok kötü koşullarda yaşıyorlar, bir oda, iki oda olan evlerde. Sosyal mesafe, sosyal mesafe de nasıl bir sosyal mesafe olacak o evlerde?​”

TELEVİZYONU, İNTERNETİ OLMAYAN ÇOCUKLAR EĞİTİMDEN MAHRUM

Normal koşullarda da eğitimden en çok mahrum kalanlar Roman çocuklar ne yazık ki. Bu süreçte de uzaktan eğitimden yaralanamıyorlar. Foggo, “İnternete ulaşamayan ya da televizyonu olmayan, elektrik kesiği olan aileler var. Bu nedenle uzaktan eğitim çocuklar için imkansız hale geliyor. Bundan sonraki süreçte görülecektir bir araştırma yapılırsa, bu mahallelerde birçok çocuk okula devam edemeyecek. Hem müfredattan geri kaldıkları için hem de bu daha da derinleşen yoksulluk yüzünden çalışmak zorunda kalacakları için. İşlerini kaybettikleri için yeni bir iş, toparlanma süreci.. Bu onlar için uzun bir süreç demek.”

ÖNCEKİ HABER

Odatv’de çalışan gazetecilerin davası avukatları olmadan görüldü

SONRAKİ HABER

Koronavirüs salgını nedeniyle inşaat işçileri için dayanışma kampanyası başlatıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...