02 Nisan 2020 00:25

Enerji işçisi: Enerji iş kolunda çalışma süreleri düşürülmeli

Denizli'de çalışan enerji işçisi Özcan Göçer: Enerji işçilerinin günde 4 saat çalışması sağlanmalı ve işçi sayısı en az 2 katına çıkarılmalı.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Özcan GÖÇER
Enerji İşçisi / Denizli

Sizlere kendi iş kolum olan elektrik dağıtım işlerinden bahsetmek istiyorum. Kovid-19’a karşı ülkece verilen mücadelede kepenk kapatıp bir kenarda bekleme şansımız maalesef yok. İSG kuralları yeterince uygulanamıyorken bir de koronavirüs tehlikesi eklendi. Çok tehlikeli iş kollarında en başlarda hep biz enerji işçileri varız. Elektrik enerjisi gözle görülmeyen ama hissedilen bir tehlike. Koronavirüs de gözle görülmeyen bir tehlike olarak ortak özellik gösteriyor. Daha az personel ile daha çok iş, daha fazla çalışma saatiyle daha az kazançlara maruz kalırız. Hayatın içinde olarak her eve, her fabrikaya müdahale etmek zorundayız.

Kovid-19’la mücadele için önerilen esnek çalışma, aslında çok uzun zamandır biz enerji işçilerini ölümle burun buruna yaşamaya alıştırdı. Bu yüzden enerji işçilerinin günde 4 saat çalışması sağlanmalı ve işçi sayısı en az 2 katına çıkarılmalıdır ve enerji iletim, dağıtım, nakil, arıza, bakım, onarım ve sayaç okuma işlerinde.

Devletin işverenlere açıklamış olduğu acil ekonomik önlem paketinden biz işçilere bir parça iyi haber bekliyorduk. Çalışma koşullarının zorlaştığı bu ortamda ortalama asgari ücret alan enerji işçilerine asgari ücretten alınan gelir vergisi sıfırlanabilir ya da makul seviyeye getirilebilirdi. Koronavirüs salgınının azalması sürecinde çalışma saatlerinin kısıtlanmasına gidilebilirdi. Koruyucu iş güvenliği malzemeleri konusunda daha takipçi olunabilirdi. Salgını fırsat bilen işverenlerin zorlayıcı senelik izin, ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği gibi çalışma barışını bozan uygulamalara gidilmesinin önüne geçilebilirdi. Kazanımların beraberce paylaşılması için böyle zamanlar fırsattır. Hani her fırsatta deniyor ya “Aynı gemideyiz”, evet salgın makine dairesine de lüks kamaraya da sızıyor ama işte bu kötü olayları bile kamaralardaki için fırsata çevirmeye çalışıyorlar. “Bir musibet bin nasihatten iyidir” denir ya biz işçiler ya örgütlü mücadele ya da ölümle dans etmeye devam.

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan'dan bağış açıklaması: Devlet içinde devlet olmanın anlamı yok

SONRAKİ HABER

Gıda işçileri: Eğer birimizde koronavirüs varsa herkese geçer

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa