27 Mart 2020 07:25

Koronavirüs salgını, Urla Karantina Adası'nı hatırlattı

İzmir’in Urla ilçesinde bulunan 'Karantina Adası' dönemin koşullarında oluşturulmuş olmasına rağmen ileri düzey sistemiyle günümüz karantina sistemlerine örnek oluyor.

Fotoğraf: DHA

Reklam

İzmir’in Urla ilçesinde bulunan ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde bulaşıcı hastalıklarla mücadelede kullanılan 'Urla Karantina Adası', dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle ilgi çekiyor. Restorasyon çalışmalarıyla müzeleştirilecek olan ada, dönemin koşullarında oluşturulmuş olmasına rağmen ileri düzey sistemiyle günümüz karantina sistemlerine örnek oluyor.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Fransızlara yaptırılan ve dönemin kolera, veba gibi bulaşıcı hastalıklarıyla mücadelesinde kullanılan Urla Karantina Adası, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle ilgi çekiyor. Türkiye Hudut ve Sahilleri Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılacak restorasyon kapsamında, 16 tarihi yapısı yenilenecek olan ada, dönemin koşullarında oluşturulmuş olmasına rağmen ileri düzey sistemiyle günümüz karantina sistemlerine örnek oluyor. Urla Karantina Adası'nın 1865-1869 yılları arasında faaliyete geçirildiğini söyleyen Urla Karantina Adası Müdürü Turgut Yılmaz, "İzmir'de karantina ilk kez 1840 yılında 'Karantina Semti' olarak isimlendirilen semtte uygulanıyor. İzmir şehri hızla büyüdüğünden demiryolu ve ticarette hacmi arttığından, şehir içinde kalan bu izolasyon merkezi, Urla'ya taşınıyor. 1866 yılına kadar karantina süresi ve uygulamalarında dünyada belirlenmiş bir standart ve bilimsellik yok. Bu standardın olmaması seyahatleri kısıtlıyor ve bunun sonucunda İstanbul Konferansı'nda kolera bakterisini baz alarak bilimsel uygulamalar başlatılıyor. Burası da bilimsel karantina kapsamında yapılmış ilk yerdir. Bu adanın günümüz karantina merkezlerinden hiçbir farkı yok. Çalışma sistemi tamamen aynıdır" dedi.

"KIYAFETLER 360 DERECE DÖNEN DOLAPLARDA DEZENFEKTE EDİLİRDİ"

Kullanıldığı dönemde, adaya yanaşan gemilerden indirilen yolcuların filikalarla ana binaya alındığını söyleyen Yılmaz, adadaki uygulamaları şöyle anlattı:

"Yolcular kişisel kıyafetlerini dönen dolaplardaki özel filelerin içine koyarlardı. Görevliler ise bu kıyafetleri 360 derece dönen ve sıcak hava üfleyen dolaplara yerleştirip buharla dezenfeksiyon işlemine başlardı. Yolcular ise bu esnada üzerlerinde yalnızca peştamal ve takunyalarla özel duş salonlarına alınır, daha sonra doktor muayenesinden geçirilirdi. Burada sağlıklı olduğu düşünülen yolcular konaklama bölümünde ortalama 8 ila 10 gün boyunca karantinaya alınırdı. Hasta olanlar ise tedavi edilmek amacıyla özel bölmelerde kontrol altında tutulur, vefat ederler ise kireç dökülmüş mezarlara derine gömülerek izole edilirdi. Bu ada 323 dönüm üzerine kurulmuştur. Dönemden kalan 16 taşınmaz var. Kapasitesi ise ortalama 600 kişiliktir. Bugünkü salgın sebebiyle vatandaşların Karantina Adası'na merakını artırdı.’’

ADANIN RESTORASYON İHALE SÜRECİ BAŞLADI

Türkiye Hudut ve Sahilleri Genel Müdürlüğü tarafından 2018 Nisan ayında restorasyon sürecinin başlatıldığını söyleyen Yılmaz, "Bu kapsamda ana binanın müzeleştirilme süreci de başlatıldı. Geçen ekim ayında proje aşaması tamamlandı. Şu anda restorasyon ihale aşamasındayız" diye konuştu. (İzmir/DHA)

Reklam