25 Mart 2020 12:41 Güncelleme: 25 Mart 2020 13:01

Uğur Soğutma’da işçiler yemeğe tepki gösterdi: Böyle mi sağlıklı besleneceğiz?

Koronavirüs ile mücadelede uzmanlar sağlıklı beslenmenin öneminden bahsederken Aydın Nazilli'de bulunan Uğur Derin Dondurucu fabrikasında işçilere verilen yemek fabrikada tepkiye neden oldu.

GÜNCELLENDİ

Fotoğraf: Uğur Soğutma işçisi

Reklam

Uğur Soğutma fabrikasından bir işçi
Aydın

Ben Uğur Soğutma Fabrikasında 14 yıldır çalışıyorum. Fabrikamızda düzen, adalet ve eşitlik diye bir şey hiç olmadı. Dün öğle yemeğinde verilen öğünün fotoğrafını sizlere gönderiyorum yayınlanması için. Çünkü bu fotoğraf Uğur Soğutmanın 11 saat çalıştırdığı işçilere verdiği önemi gösteriyor. Doktorlar ve uzmanlar televizyonda bu koronavirüse karşı beslenmenin ne kadar önemli olduğunu belirtiyorlar dengeli ve sağlıklı beslenmek bu dönem hiç olmadığı kadar önemli hele de 11 saat bir metal fabrikasında çalışıyorsanız. Fakat dün verilen bu yemek işçilerin öfkelenmesine neden oldu ve fabrika yönetimi tekrardan yemek çıkarmaya başladı.

KORONA İLE MÜCADELE DİYEREK VAR OLAN HAKLARI ALMAK İSTİYORLAR

Korona ile mücadele diyerek var olan hakların bütünü almak istiyorlar. Bu salgın ortamında fabrika üretime devam ediyor. Kronik rahatsızlığı olan 300 işçi arkadaşı ücretsiz izne çıkardılar. Halen 1650 işçi üretime devam ediyor. Peki bu işçiler insan değil mi? İlla birine bulaşıp yayılmasını mı bekliyorsunuz? Dün hijyen denilerek kumanya verdiler. Hepimiz aç kaldık ve Alo 170 hattını arayarak şikayet ettik. Bugün kumanya kaldırıldı ve tekrar yemek verdiler.

SENDİKASIZ SENDİKALI HİÇBİR İŞÇİNİN HUZURU YOK

Her sabah işe giderken ayaklarım geri geri gidiyor. Kayyumdan sonra patronlar bir korku imparatorluğu yarattılar. Sendikasız sendikalı hiçbir işçinin huzuru yok. Sendikalı oldukları için hemen her işçiye tutanak tutuluyor. İşçi arkadaşlar içinde sayısının 50 kadar olanı icralık durumda. Yani maaşların 4’te biri icraya kesiliyordu. İşçiler neden icralık olur sormak lazım. Asgari ücrete mahkum olan bizler ya kredi çekiyoruz ya da kredi kartına yükleniyoruz. Hayatımız ne kadar daha böyle devam edebilir sizlere sormak istiyorum. Patron fabrikada sendikalı sendikasız işçileri birbirine düşürüp düşmanlaştırıyor.

Burada şu an çalışan 1650 işçiye soruyorum; bizlerin çıkarları ortak, üretiyorsak bizimde büyümemiz lazım. Babalarımız küçük bir atölyeyi 146 ülkeye ihracat yapan bir fabrikaya getirdiyse burada ki büyümenin asıl büyük payı biz emekçilerindir. Patronun dolduruluşuna gelmeyelim sende bende aynı kumanyayı yiyoruz onlar lüks restoranlarda kebap yiyor. Buna karşı birliğimizi güçlendirelim.

Reklam