21 Mart 2020 21:39

İşyeri Hekimi Erkan Dikmen: Virütik zamanlar

Dr. Erkan Dikmen, pandemiyle mücadele kapsamında işyerlerinde neler yapılabileceğini yazdı.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Erkan DİKMEN
İşyeri Hekimi

“Bir musibet bin nasihattan evladır” atalar sözü bilinen bir sözdür. Şimdilerde önümüzde bir koronavirüs “musibeti” var. Umulurdu ki bu musibet, birilerini, iş sağlığı ve güvenliği alanında yıllardır söyleyegeldiğimiz nasihatleri dikkate almaya yönlendirsin. Ama görüyoruz ki, henüz böyle bir eğilim yok.

Öncelikle, durumu bir tanımlayalım. ILO ve WHO İş Sağlığı Uzmanlar Ortak Komitesi daha 1950 yılında “iş sağlığı” tanımını belirledi ve 1995 yılında “iş ve işçi sağlığı” tanımı revize edildi. Tanım şu şekilde: Her türlü işte çalışanların fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam iyilik durumlarının korunması ve geliştirilmesi, çalışma şartlarından ötürü çalışanların sağlıklarının yitirilmesinin önlenmesi, çalışma sırasında sağlıklarını olumsuz yönde etkileyecek faktörlerden korunmaları, onların fizyolojik ve psikolojik yapılarına uygun bir işe yerleştirilmesi ve bunun sürdürülmesini amaçlar.

Tanım ve kapsam bu şekilde olunca, şimdi var olan duruma bir bakabiliriz. İş sağlığı ve güvenliği alanı, bu topraklarda, 100 yıldan fazladır mücadele edilen bir alan. İşçi sınıfının mücadelesi ile genişleyen, mücadelenin gerilediği zamanda ve alanlarda daralan bir hak mücadelesi. Bugün geldiğimiz durumda; mevzuat olarak oldukça ayrıntılı ve olumlu yanları barındıran bir yerdeyiz, ama uygulamaya baktığımızda çok daha farklı bir görüntü çıkıyor ortaya. Hemen hiçbir yetkisi olmadan önemli sorumluluklar yüklenen, iş güvencesi olmadan iş güvenliği ve iş sağlığı hizmeti vermeye çalışan iş sağlığı ve güvenliği elemanları...

Bu hizmeti bir masraf kapısı olarak görüp elinden geldiğince sorumluluktan kaçmaya çalışan işverenler...

Örgütsüz, sendikasız, güvencesiz ve dolayısıyla bilinçsiz çalışanlar...

Dolayısıyla; “Böyle bir arazide gül bahçesi olmuyor.”

İşte, “Korona musibetine” bu koşullarda yakalandık.

“Alıp evlerine götürüyorlar” denilerek sıvı sabun ve kağıt havlu konulmayan tuvaletler; üst üste yığılmış dolaplar ile soyunma odaları; isteyenin elini kolunu sallayarak dolaştığı mutfaklar; yeterli kalori değerlerini içermeyen, kalitesiz malzemelerle hazırlanan yemekler; yetersiz ve kalitesiz ve hatta çoğunlukla hiç verilmeyen kişisel koruyucu donanımlar… İşte, pandemiyle mücadele edeceğimiz, iş hijyeni sağlamak durumunda olduğumuz alan bu.

Yine de bir şeyler yapılabilir.

  1. Çok riskli sektörlerde iş durdurulmalıdır. İnşaat ve bayındırlık işlerinde orta boy işletmelerin hemen tümü ile büyük projelerin birçoğu, uygun sterilizasyon ve güvenli sosyal mesafe sağlanamayacak durumdadır. Bu projeler; hızlı eleman sirkülasyonu, kötü hijyen koşulları ve ağır çalışma şartları ile malüldür. Buralarda, bırakın virüsle mücadeleyi, bite karşı mücadele bile yapılamamaktadır. Pek çok maden işletmesi, taş ve kum ocakları da bu durumdadır. Bunlar ve benzeri işletmelerde iş durdurulmalı, çalışanlar hızlı test kitleri ile virüs kontrolünden geçirilmeli, virüs negatif çıkanlar evlerine gönderilirken, virüs pozitif çıkanlar tedaviye alınmalıdır. Tüm çalışanların iş güvencesi teminat altında olmalı, ücret ve hakları önlemler süresince işsizlik sigortası ve/veya genel bütçeden karşılanmalıdır.
  2. Küçük ve orta boy işletmelerde virüsle mücadele önlemleri, İş Sağlığı Ve Güvenliği Kurullarının yetkisine terk edilmelidir. Sendikal örgütlenmenin hemen hiç olmadığı bu tür işletmelerde, yönetime işçinin katılımının sağlanabileceği tek ve yasal yapı nisan 2004 de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı Ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik ile oluşturulan İSG kurullarıdır. Mevcut halleri ile “göstermelik” durumda olan bu kurullar, yeniden tanımlanmalı, çalışan katılımı arttırılmalı ve yetkilendirilmelidir. İSG Kurulu, işi durdurma dahil, virüsle mücadele uygun sterilizasyon ve güvenli sosyal mesafenin sağlanması için, o işletmenin özgün koşullarına uygun önlemleri alabilmelidir. Çalışanların iş güvencesi sağlanmalı, ücret ve haklar devlet garantisinde olmalıdır.
  3. Her tür işletmenin kişisel koruyucu ve hijyen malzemeleri ile sarf malzemeleri (maske, eldiven, dezenfektan solüsyonları, kağıt havlu, tuvalet kağıdı vs temizlik malzemeleri) bedeli bilahare işveren tarafından ödenmek üzere Çalışma İl Müdürlükleri tarafından karşılanmalıdır.

İş sağlığı alanında deneyimler ve var olan durumdan çıkarılan ve acil olarak uygulanması gereken bu önlemler hızlıca birkaç yasa değişikliği ile gerçekleştirilebilir. Bu hengameyi atlattıktan sonra da iş sağlığı ve güvenliği alanındaki mücadeleyi daha ileri bir yerden yeniden örgütlemeye girişmemiz gerekli ve görüldüğü üzere zorunludur.

ÖNCEKİ HABER

HDP'den Newroz mesajı: Bugünleri dayanışma ile aşacağız

SONRAKİ HABER

Tutuklu DBB Eş Başkanı Selçuk Mızraklı’dan Newroz mesajı: Direniş mutlaka kazanacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...