21 Mart 2020 03:43

Koronavirüs günlerinde çalışmak zorunda kalan kağıt toplayıcısı: Mecburum

Oğluyla birlikte kağıt toplamak zorunda kalan Musa Tara, “Mecburen çalışıyorum, başka mesleğimiz yok. Ekmek paramız olmuyor. Çocuklarımız aç kalıyor” dedi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Koronavirüs günlerinde Ankara'da oğluyla birlikte kağıt toplamak zorunda kalan Musa Tara, “Mecburen çalışıyorum, başka mesleğimiz yok. Ekmek paramız olmuyor. Çocuklarımız aç kalıyor” dedi.

Birçok ülkede hızla yayılan ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından “pandemi” olarak nitelendirilen koronavirüs (Kovid-19), iş ve çalışma hayatını derinden etkiliyor. Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgeler kapsamında birçok işyeri faaliyetlerine ara verirken, diğer yandan evine ekmek götürmek zorunda olan birçok emekçi hâlâ çalışmak durumunda.

Başka ek geliri olmadığından koronavirüs tehlikesine rağmen sokaklarda ya da kapatılmayan iş yerlerinde çalışmak zorunda kalan emekçiler, Mezopotamya Ajansından (MA) Zemo Ağgöz'e konuştu.

"EV KİRASI, BORÇLAR YÜZÜNDEN KİMSE TATİL İSTEMİYOR"

Özel bir konfeksiyon firmasında çalışan ve işinden olmamak için adını saklı tutan M.A., çalıştığı iş yerinde salgına karşı hiçbir tedbirin alınmadığını söyledi. İşçilerin çalışma pozisyonları arasında sadece bireysel olarak mesafelerin konulduğunu aktaran M.A., “Çalışanların çoğu da ciddiyetin farkında değil. Berbat bir duygu, hiçbir yere rahatça dokunamaz olduk. Biri öksürse, huylanır olduk. Ama bütün bunlara rağmen iş yerinde bireysel olarak da kolonya kullanmak ve sürekli el yıkamak dışında bir tedbir alamadık” dedi.

Virüs tehlikesine rağmen eve kapanamayacaklarını dile getiren M.A., “Ev kirası, borçlar derken her an kapıya da konulabiliriz. Bu yüzden kimse tatil istemiyor. Mecburen her şeyi kadere bırakmış vaziyetteyiz, yapacak bir şey yok” diye belirtti.

İŞ BULAMAMAK KORKUTUYOR

İnşaat işçisi olan Abdullah Korkmaz, ülkede ilk koronavirüs vakasının tespit edilmesinin ardından iş verenlerin kendilerine, “kişisel temizliğe önem verin” uyarısında bulunduklarını söyledi. İnşaat sektöründe normal şartlarda bile sağlıklı koşulların olmadığına dikkati çeken Korkmaz, “Bu koşullarda ne kadar dikkat etsek de faydası olacağını düşünmüyorum” diye konuştu.

Vaka sayısında artışların yaşanmasıyla işe gitmemeyi düşünemeye başladığını ifade eden Korkmaz, yevmiye sistemiyle çalıştıklarını ve işe gitmedikleri günler için ücret talep etme hakkına sahip olmadığını dile getirdi. Derinleşen ekonomik krizden dolayı düzenli iş bulamadıklarını söyleyen Korkmaz, “Böyle bir süreçte çalışmak bizleri de korkutuyor. Ama iş bulamamak virüsten daha çok korkutuyor” şeklinde konuştu.

"OLAN GARİBANA OLDU"

Salgın sürecinin belirsizlik içerisinde devam ettiğini belirten Korkmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gelir düzeyleri iyi olan insanlar için bir sorun yok. Onlar gereken önlemleri aldılar. Yapılan önlem paketlerine bakınca, sadece zengini koruma amacıyla yapıldığı düşüncesi uyandırıyor. Yoksullar, emekçiler ya dışarıda hasta olmayı göze alarak iş bulursa çalışacak ya da evde aç susuz kalacak. Yani anlayacağınız olan yine garibana oldu” ifadelerini kullandı.

Özel bir şirkette büro emekçisi olarak çalışan E. A., her koşulda çalışmak durumunda kalan “düşük gelirli emekçiler” olarak, hayatlarının risk altında olduğuna söyledi. E.A., “Biz emekçiler, bu süreçte ay sonunu getirmek, ev geçimini sağlamak, varsa hasta ev bireylerinin ilaçlarını alabilmek için bu tehlikeli süreçte bile işlerimize gitmek zorunda kalıyoruz. Orta sınıf ve zengin insanların böyle bir durumu yok. Maddi imkanları çok daha iyi olduğundan, biz emekçileri, düşük gelirli insanları anlamaları mümkün görünmüyor” dedi.

"ÇALIŞMAK ZORUNDAYIM"

Seyyar tezgahında ayakkabı satarak geçimini sağlayan Bayram Kavakçı da “Kar, kış, virüs demeden” çalışmak zorunda olduğunu anlattı. Virüse karşı eldiven takarak önlem alan Kavakçı, şunları söyledi:

“Kendimi fazla güvende hissetmezsem de çalışmak zorundayım. Ekmek parası. Daha iyi bir işte çalışmak isterdim. Aylardır iş arıyorum. Bu soğukta akşama kadar tezgahın başında bekliyorum.”

"DEVLETİN BİZİ DE GÖRMESİ LAZIM"

Musa Tara, Keçiören sokaklarında 10 yaşındaki oğluyla birlikte kağıt ve plastik toplayarak geçimini sağlıyor. Virüsten korunmak için elini yüzünü yıkamak dışında bir tedbir alamayan Tara, “Mecburen çalışıyorum, başka mesleğimiz yok bizim. Bu işe çıkmadığımız zaman ekmek paramız olmuyor. Çocuklarımız aç kalıyor” diye belirti.

Kiralık bir evde 7 kişilik ailesiyle yaşayan Tara, “Hepsine ben bakıyorum. Kış, soğuk demeden çalışıyoruz. Virüs atlatılır inşallah, millet rahat nefes alır. Korkuyoruz, çekiniyoruz, çocuklarımız var” diye anlattı. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi durumunda da çalışmak zorunda olduğunu söyleyen Tara, “Başka ek gelirimiz yok. Mecburuz çalışmaya. Devletin bizim gibi garibanları da görmesi lazım” dedi. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Gazze, koronavirüsle mücadele için tıbbi yardım çağrısı yaptı

SONRAKİ HABER

MAN’da üretime 3 hafta ara verildi: İşçilerin ücretleri ve izinleri muamma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...