19 Mart 2020 06:17 Güncelleme: 19 Mart 2020 12:09

Ücretsiz izinler ve işten atmalar artıyor

Denizli’den iş güvenliği uzmanı yazdı: Hizmet sektöründe ücretsiz izinler ve işten atmalar artıyor. İşçiler geçim kaygısı ile hayatları arasında seçim yapmak zorunda kalıyor.

GÜNCELLENDİ

Fotoğraf: AA

Reklam

İş güvenliği uzmanı
Denizli

Merhaba Evrensel okurları. Aylardır dünyanın, yaklaşık bir haftadır da Türkiye’nin ana gündem maddesi olan Covid-19 virüsü üzerine dün Cumhurbaşkanının açıklamalarından sonra bu mektubu yazmak artık bir ihtiyaçtan fazlası oldu.

Bir iş güvenliği uzmanı olarak pek çok sektörden işletmelerde çalışma yapmaktayım. Güzellik salonundan oto tamircisine, tekstilden balık çiftliklerine kadar hayli geniş yelpazede iş yerlerini dolaşıyorum.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki son bir haftadır hiç olmadığı kadar işverenle muhatap oluyorum! Neden mi? Koronavirüsünün etkisi bu kez işçi işveren ayırmıyor da ondan. Ancak her işletmede durum aynı değil. İhracat yapan firmalarda hassasiyet bir tık daha yüksek. Tabi ki üretimin sekteye uğramaması şartıyla. Türkiye’de ilk vakanın açıklanmasının hemen ardından işletmelerde alınan önlemlerden bahsedeyim. İlk akla gelen dezenfektan. Güvenlikten başlayarak işletmelerin pek çok yerine dezenfektan temin edildi. Haftalık dezenfekte anlaşmaları yapıldı. Servisler, yemekhane, üretim alanları haftalık dezenfekte edilecek. Ateş ölçer akla gelen diğer önlem. Servisten inen işçilerin ateşi ölçülüyor yüksek olan evine gönderiliyor. İş yeri hekimlerinden iş hijyeni konusunda eğitim verilmesi isteniyor. İşçileri bu durumda toplamak ne kadar mantıklı ise…

BIRAKTIM DEZENFEKTANI, KAYNAK YAPMAK İÇİN MASKE BİLE YOK

Risk grubunda olan kronik rahatsızlıkları olan, 60 yaş üstü personeller izne gönderiliyor. Yemekhaneye giriş sayısı azaltıldı. Daha kısa molalarda yemekhane kullanılacak. Masalar ayrıldı. İdari kadro için evden çalışma sistemine geçen nadir firmalar var. Mavi yaka için geliştirilen bir çözüm yok henüz. İlaçlama firmalarının yüksek fiyatlar vermesinden dolayı dezenfekte yapmayı erteleyen firmaların sayısı da hayli fazla. Hizmet sektöründe ise ücretsiz izinler ve işten atmalar artıyor. Şahit olduğum acı örneklerden biri, diyabet hastası olduğunu bildiğim bir kadın işçi işverenle birlikte yapılan virüs bilgilendirme toplantısında risk grubundaki işçilerin izne gönderileceği söylenince hastalığını gizleyerek ben iyiyim demesi idi. Küçük işletmelerde durum çok daha vahim. Sanayide oto tamircisi firmada her şey 3 ay önceki gibi. İşçiler hiçbir güvenlik önlemi olmadan çalışmaya devam ediyor. Bıraktım dezenfektanı kaynak yapmak için maske bile yok.

YEMEKHANE, YATAKHANE GİBİ ALANLARDA HİJYENDEN BAHSETMEK MÜMKÜN DEĞİL

Öte yandan okulların tatil edilmesiyle birlikte çocuklara kim bakacak sorusu da emekçilerin temel sorunlarından biri haline gelmiş durumda. Şantiyelerde ise hijyen koşullarını sağlamak daha zor. Elleri yıkamak için su bile sorun haline gelebilir. En çok ölümlü iş kazasının olduğu sektör olan inşaatta, salgın riskine karşı konuşulan pek çok önlem neredeyse yok. Yemekhane yatakhane gibi toplu alanlarda hijyenden bahsetmek mümkün değil. 3. Havalimanı inşaatında tahta kuruları ve çalışma koşullarından dolayı çıkan isyanları hatırlamakta fayda var. İşçiler devletin işyerlerini geçici süreyle kapatmasını beklediğini söylüyorlar. Kimse işe gitmek istemiyor.

Tabi İSG profesyonellerinin iş sağlığı ve güvenliği bambaşka bir boyut. Günde ondan fazla firma ziyareti gerçekleştiren bizler için eldiven, maske, dezenfektan bile temin etmeyen OSGB sahipleri var.

Cumhurbaşkanın açıklamalarına bakacak olursak işverene indirimler, ertelemeler, işçiye dua, yaşlıya kolonyadan başka seçenek yok gibi görünüyor. #EvdeKalTürkiye hashtag kampanyaları yapıladursun Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından işverene 100 milyar liralık teşvikler işçiye aynı koşullarda çalışmaya devam anlaşılıyor. Hemen hemen her işçinin kafasında işe gelmezsek kirayı, faturayı, kredi borçlarını nasıl ödeyeceğiz sorusu var. İşçiler geçim kaygısı ile hayatları arasında seçim yapmak zorunda kalıyor.

İNSAN HAYATI KARIN ÖNÜNE KONULMALIDIR

Velhasıl kişisel önlem tavsiyelerinin ötesine gitmeyen yaklaşımlar ancak işçilerin birlikte hareket etmesi aynı talep etrafında birleşmesi ile yıkılabilir. İş yerlerinde önlem almak işverenin, denetlemek devletin görevidir. İş yerlerinde sağlıklı ve besleyici yemekler verilmeli, çalışma saatleri ücret kesintisi olmadan kısaltılmalı, molalar arttırılmalıdır. Koruyucu malzemeler temin edilmelidir. İşçilere ücretli izin verilmelidir. İnsan hayatı karın önüne konulmalıdır.

Reklam