17 Mart 2020 05:22 Güncelleme: 17 Mart 2020 10:00

Türkiye'nin en büyük şehirlerinden İzmir'de hâlâ koronaviüs referans merkezi yok

Türkiyenin en kalabalık şehirlerinden biri olan İzmir'de hâlâ koronavirüs referans merkezi yok. İzmir Tabip Odası ve SES İzmir Şubesi ile kentteki hastanelerin durumunu konuştuk.

GÜNCELLENDİ

Fotoğraf: AA

Reklam

Dilek OMAKLILAR
Eda AKTAŞ
İzmir

Türkiye'de görülen koronavirüs vakaları artarken tanı merkezlerinin sınırlı sayıda kalması sağlık örgütlerinin tepkisine neden oluyor. Referans merkezi bulunmayan illerden biri ise Türkiye’nin en büyük şehirlerinden olan İzmir. İzmir'de yapılan testler, incelenmek üzere Ankara’ya gönderiliyor. Testlerin Ankara’ya gönderilmesi ise test süresinin uzamasına neden oluyor. İzmir'deki hastanelerin durumlarını İzmir Tabip Odası ve SES İzmir Şubesi ile konuştuk. Sağlık emekçileri, bir an önce kentte referans merkezi oluşturulması gerektiğini söyledi.

İzmir Tabip Odası Başkanı Funda Barlık Obuz, acil olmayan ve ertelenebilecek vakaların hastanelere gelmemesi gerektiğini, bu konuda İzmir İl Sağlık Müdürlüğü ile görüşmeler yaptıklarını anlatarak, "Biz polikliniklere gidilmemesini duyurmaya çalışsak da halkımız merkezi bir karar olmadıkça polikliniğe gelmeye devam edecektir" dedi. Sağlık çalışanlarının maske, koruyucu kıyafet ve el dezenfektanı olmadan korunmasız ortamda çalışmaya devam ettiğini belirten Obuz, öncelikli önlemlerin sağlık çalışanları için alınması gerektiğini vurgulardı.

"EN SIKI ÖNEMLERİN SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ALINMASI GEREK"

Obuz, "Bizim esas problemimiz sağlık çalışanlarının sağlığını koruyabilmemiz. Bunun için çok net önlemler alınmalı. Bir de şüpheli vakayla temas eden kişilerin çok sıkı bir şekilde 14 gün süre ile karantinada olması gerekiyor. Yine bu hastalara bakan sağlık çalışanları da aynı risk altında olduğu için 14 günlük karantina işleminin onlara da uygulanması gerekir. Ama bu konuda henüz bir açıklama yapılmadı. Eğer sağlık çalışanları bu hastalığa yakalanırsa hem diğer hastalara, hem de ailelerine ve çevrelerine daha kolay yayacaklardır. O nedenle en sıkı önlemlerin sağlık kuruluşlarında çalışanlara yönelik alınması gerekiyor" dedi.

"İZMİR HALA REFERANS MERKEZİ DEĞİL"

İzmir'de Tepecik Eğitim ve Araştırma ile Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları Hastanelerinin karantina hastaneleri olarak belirlendiğini, İzmir’de alınan örneklerin Ankara'ya gönderildiğini aktaran Obuz, "İzmir test için hala referans merkezi değil. Türkiye genelinde 5 merkez var ve İzmir bunların içerisinde bulunmuyor. Büyükşehir olmasına rağmen İzmir'de bulunmaması testlerin sonuçlarının uzun sürede çıkmasına neden oluyor. En azından İzmir'de yapılırsa daha hızlı çözümler olabilir" diye konuştu.

"BAKANLIK SAĞLIK MESLEK ÖRGÜTLERİ İLE İLETİŞİM HALİNDE OLMALI" 

"Tüm hastalara test yapılmıyor, bu da var olan gerçek vakaların çok daha fazla olabileceği endişesi oluşturuyor. Diğer ülkelerde gördüğümüz, hasta sayısının logaritmik artışı. Yani baştan 10'lu rakamlar sonra bunlar katlanarak gidiyor. Bunların yaşanmaması için en başta yetkililer tarafından radikal önlemler alınması gerekir." diyen Obuz, Bakanlığın sağlık meslek örgütleri ile daha fazla iletişim halinde olması gerektiğini söyledi. Toplumda bilgi kirliliği olmaması için hem Sağlık Bakanlığı’nın hem de Türk Tabipleri Birliği’nin kurmuş olduğu Covid-19 bilim kurulunun görüşlerine itibar etmenin önemli olduğunu söyleyen Obuz, bu açıklamaların bilimsel verilere göre hazırlandığının altını çizdi.  

"KARŞILAŞTIĞIMIZ SORUN BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU"

SES İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Hülya Baran Ulaşoğlu, “Cumhurbaşkanlığı genelgesi ile kronik hastalar, gebeler, küçük çocuğu olanlar 65 yaş üstü ise gelmiyor ama sağlıkta izinler iptal ve gerçekten korkutucu. Aslında şu an karşılaştığımız sorun bir halk sağlığı sorunu ve sağlığın piyasalaşmasının getirdiği sıkıntılar. Dezenfektan, temizlik malzemeleri, maske kliniklerde yok çünkü depolar kaldırıldı. Şimdi sağlıkta uygulanan tasarruf politikaları tosladı aslında” dedi. 

"24 SAATLİK NÖBETLER KALDIRILMALI"

“Öte yandan kronik diyabet hastası sağlık personeli, burun estetiği ameliyatı yapıyor. Kabul edilir değil. Hastanelerin acil dışında ameliyat yapmaması gerek. Poliklinik sayılarının düşmesi gerek tam olarak azaldı diyemeyiz” diye konuşan Ulaşoğlu, nöbetlerin tekrar düzenlenmesinin ve sağlıkçıların direnci açısından 24 saatlik nöbetlerin kaldırılması gerektiğinin altını çizdi.

Riskli ortamda alınacak ücretler artırılması gerektiğini de belirten Ulaşoğlu, “Koruyucu ekipman tam olmalı, formaların dahi hastane dışına çıkarılmaması, hastanede yıkanması gerekir” dedi. Ayrıca hastanelerde kreşlerin açıldığını da söyleyen Ulaşoğlu, “Sağlık çalışanlarının çocuklarına yazık değil mi? Çaresiz olanlar var. Bu daha da katmerliyor, kreşlerin açık olması kabul edilemez” diye konuştu.

Reklam