24 Şubat 2020 10:18 Güncelleme: 24 Şubat 2020 11:03

Kadın hekimlik ve sağlığı kongresinde örgütlü mücadeleye vurgu

İzmir Tabip Odasının düzenlediği 6. Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kongresine kadın sorunlarının temel sebebi olan kapitalist sisteme karşı örgütlü mücadele çağrısı damga vurdu.

GÜNCELLENDİ

Fotoğraf: İzmir Tabip Odası 

Reklam

Günseli UĞUR
İzmir

İzmir Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolunun, uzmanlık dernekleri, kadın örgütleri ve sivil toplum örgütleri iş birliğinde, 21-23 Şubat tarihlerinde İzmir Sanat Merkezinde düzenlediği 6. Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kongresi sona erdi. Ağırlıklı olarak kadın hekimlerin yer aldığı kongreye sendika, dernek ve emek örgütlerinden sağlık emekçileri de katıldı.

Kapitalizmin krizi ile derinleşen kadın emeği karşıtı politikaları “kapitalizm, ataerki ve sağlıkta kadın emeği” ekseninde multidisipliner bir yaklaşımla çok yönlü olarak ele alması ve sürdürülecek kadın mücadelesine katkı sağlaması amaçlanan kongrede farklı üniversitelerden kadın akademisyenlerin, tıp ve diş hekimlerinin, DİSK, KESK ve SES temsilcilerinin sunumları ve sözel bildirileri yer aldı. 

Kongre süresince gerçekleştirilen panellerde ana başlıklar; kadın emeğinin dünü bugünü, kapitalizmde kadının görünmeyen emeği, geçmişten günümüze sağlıkta kadın emeği, sağlıkta kadın emek mücadelesi, örgüt içi istismar ve ifşa süreçleri, krizde kadın sağlığı ve sağlık hizmetlerine erişim, ekonomik şiddet ve kadın ruh sağlığı, kadın sağlık çalışanlarının çalışma yaşamı, sağlık ve işsizlik, göçmen kadınların sorunları oldu. Kadın yaşamındaki güncel sorunlar, taciz, tecavüz, şiddet, kadın cinayetleri, nafaka tartışmaları ve İstanbul Sözleşmesi de bu kapsamda ele alındı.

Sunumlarda kadın sorunlarının temel sebebi olarak kapitalist sisteme ve çözüm yolu olarak örgütlü mücadele ve kadın dayanışmasına vurgu yapıldı. Ataerkil sistem, din ve toplumsal cinsiyet sistemlerinin kadın emeği ve yaşamına etkileri tartışılırken, özellikli olarak da sağlık alanında artan ticarileşmenin, performans sisteminin, esnek ve güvencesiz çalışmanın kadın sağlık emekçilerine etkileri aktarıldı.

“SAĞLIĞI TEHDİT EDEN SİYASAL TEHLİKELER”

Panelistler arasında KHK ile ihraç edilen barış akademisyenlerinin çok sayıda olması dikkat çekiciydi. Bu durumu açıklayacak şekilde, sağlık çalışanlarının sağlığını tehdit eden tehlikeler (fiziksel, kimyasal, biyolojik, psikolojik, psikososyal) ifade edilirken altıncı etmen olarak  “siyasal tehlikeler” adıyla yapılan yeni vurgu da kabul buldu. 

“Kadın emeğinin örgütlenmesinin olanak ve sınırlılıkları” başlıklı son bölüm olan forum katılımcıların katkı ve önerileri ile tamamlandı. TTB, KESK, DİSK ve TMMOB’un ortak mücadelelerinin kadın örgütleri ile birleşmesi gerektiği, bütüncül bir mücadele anlayışı olması gerektiği, iş yerleri temelli platformlar oluşturulması ile daha geniş kitlelere ulaşma olanakları aramak gerektiği; hastanelerde temizlik işçisi kadınlardan öğretim üyelerine kadar tüm meslek gruplarından kadınları kapsayan birliklerin oluşturulması yönünde çalışmalar yapılmasının somut planlar arasında olacağı ifade edildi. Her alanda mücadele veren kadın örgütleriyle ortak mücadele çağrısı yapıldı. 

Katılımcıların yaş ortalamasının yüksekliği dikkat çekiciydi; sendikalarda olduğu gibi TTB’de de üyelikten çekilmelerin arttığı, sendikalar ve TTB’nin siyaset yapıyor denilerek baskı ve sindirmenin sürdürüldüğü,  gençlere ulaşmakta ve örgütlemede yaşanan zorluklar dile getirilirken sonraki kongrelerde sağlık öğrencileri için ayrı bir bölüm düzenleneceği sözü verildi. Kongre, birlik, dayanışma ve mücadele çağrılarıyla sona erdi. Sonuç bildirgesi TTB resmi web sayfasında önümüzdeki günlerde yayınlanacak. 

Reklam