23 Şubat 2020 23:33

Dublin’in graffiti dünyası

Dublin’de güneşli bir öğleden sonra karşısına çıkan duvarın önündeki sanatçılarla tanışan Anıl Yurdakul, bizi 'graffiti'nin rengarenk yolculuğuna çıkarıyor.

Fotoğraf: Anıl Yurdakul/Evrensel

Paylaş

Anıl YURDAKUL
Dublin

Okyanus üzerindeki ada ülkesi İrlanda’nın başkenti Dublin’de güneşli bir öğleden sonra. Huzur ve güvence ortamını şehrin kaçak tren yolcuları bozuyor. Vagon içinde koşturmaca sürüyor arkadan öne doğru. Turnike sistemi olmayan şehirde trene kartınızı makinelere okutmadan kaçak bir şekilde binebilirsiniz ama farklı duraklarda denetim amaçlı trene binen görevliye yakalanmanız durumunda 45 avro ödemeniz gerekir. Görevli trene binerken ben trenle vedalaşıyordum koşturanlarla birlikte. Şehrin akıntısına kendimi bıraktığımda kendimi dar bir sokakta, iki graffiticinin karşısında buldum, tanıştım onlarla…

James Kirwan ve Kurb, Dublin sokaklarını yıllardır renkli hale getiriyorlar. Kurb bu işi kimliğini saklayarak yaparken James kimseden sakınmıyor. Kimi zaman tembel İrlanda polisinin “polisçilik oynama” saatlerinde taciz ettiği olsa da pek bir sorunları olmuyor. Günün son aydınlık saatlerine dek süren graffiti çalışmasının ardından yanlarından ayrıldım. Sonraki günlerdeyse James’in atolyesini ziyaret ettim.

Fırtına sona ermiş, yağmur durmuş ama güneş açmamıştı. Grinin hakim olduğu şehirde bir öğleden sonra James’in atölyesini ziyaret ettim. Sokak başında beni karşılıyor, “Klasik bir atölye işte” diyor. Ama o klasik atölyeleri farklı kılan, içlerinde var olan ruhlardır. “Kapı”ların ardında ne yaşandığı bilinmez. Onlarca kapısı olan iş hanının koridorunda tavandan damlayan yağmura önlem amaçlı çanak çömlek arasından geçiyoruz. Ve kapı açılıyor.

Spreyler, bilgisayar, tuvaller, boyalar, yan odadan gelen iş görüşmeleri ile İngiliz DJ Andrew Weatherall’in müziği, karışık ses dalgalarıyla dolu odada fotoğraf çekmeye başlıyorum. Fotoğrafın ardından kahve geliyor ve muhabbetle karışık röportaja geçiyorum.

GRAFFİTİ NE ANLAMA GELİYOR?

Graffiti ne anlama gelir? Aslında bu sorunun herkes için yanıtı farklıdır ama James için ayrıca soruyorum: “Sanat” mı, “Anarşi” mi, “Dekorasyon” mu ya da başka bir şey mi? Çocuk yaşlarda resimle ilgilenen, okul çağında sanat okuluna gitmek isteyen ve başka bir şey olmak istemeyen James, diğer sorularımla birlikte graffitinin kendisi için ne anlama geldiğini şöyle yanıtlıyor:

“Aslında, hepsi olduğunu söyleyebilirim. Hardcore graffiticiler bunu sanat olarak görmüyorlar ama gittiğim her yerdeki graffitilere bakmaya bayılıyorum. Dublin graffiti dünyasıyla ilgili şunu söylemeliyim ki son 10 yılda sahne inanılmaz bir şekilde büyüdü. Sokaklarda her türlü “tag” i, throwup’ı, duvar resmini, paste-up’ı ve bir çoğunu görebilirsin. Tabii yapılmış graffitilerin üzerlerinden geçerek yazılan isimler ise ‘graffitiler arasında dedikodu’ oluşturmuyor değil (gülüyoruz).”

Kısa bir kahve arası veriyoruz. Bilgisayarının arkasındaki duvarda James’in sağdan soldan topladığı veya çıktı aldığı fotoğraflara bakıyorum. Gözüme ilk çarpan bir Hobo oluyor. Hobo graffitilerinden konu açılıyor, saatlerce Hoboları konuşuyoruz…

YERALTI KÜLTÜRÜ VE BIM

Kentsel dönüşümün Türkiye’den çıktığı düşünülemez, tüm dünyada esen bir moda (bkz: BIM; Building Information Modeling). Hal böyle olunca, Dublin de nasibini almış bu durumdan. Şehir sakinleri her ne kadar tozdan kamyondan etkilenmiyor olsa da yeraltı dünyasının sakinleri için aynı şey söz konusu değil. Graffiti yapmanın legal olduğu yüzlerce bina yıkılmış durumda. Yeni inşa edilen binalar korunaklı olduğundan ve sokakla ilişkileri bulunmadığından graffiti yapmanın pek anlamı kalmıyor. Veya diğer illegal binalara dadanmak zorundalar.

38 yaşındaki James graffiti sanatçılarının vazgeçilmezi, “tag”i kullanmıyor, hiç kullanmamış. Kendini, geleneksel graffitinin dışında gördüğünden “tag”i, sadece “bir kafa resmi”. Banksy her ne kadar zekice ve akıllıca mesajlar içerse de “stencil” sanatının James için görsel olarak önemi bulunmuyor. Dublin yeraltı kültürü ve dünyasını James’e sorarak röportajı sonlandırıyorum:

“Gerçekten ‘Sub Cultures’ Dublin’de hakim olan bir dünya. Yaratıcılık için insanlara gerekli olan boşluk, mekan  -ev- bulunmasa da underground sahnelerin mensupları için atlatılabilecek bir problem. 38 yaşında olduğum için çok fazla dışarı çıkmıyorum ama gençken illegal parti ve mekanlara sıklıkla giderdim. Özlemiyor değilim ama ararsan bulursun, onlar orada…”

Beremi kafama geçirerek sokaklarda yürümeye başlıyorum. 2016’da 60’dan fazla evsizin hayatını kaybettiği şehirde geçen yıl 19 kişi hayatını kaybetmiş. Ana akım mutlu…

GRAFFİTİ SÖZLÜĞÜ

tag: Graffiticilerin imzası anlamına gelen “tag” (Türkiye’de de graffiticiler arasında ‘tag’ kelimesi kullanılır) kişiye özgü, stilize ve tek renkten oluşur.

throw-up: Kusma. Diğer graffitilerin üzerine kendi graffitinle kusma. Graffiti sahnesinin büyük olduğu bölgelerde –NY gibi- graffiti savaşları çıkabilir. Tabi bu savaşlar yine spreyle yapılan, sanatsal bir savaş…

piece: Genellikle karmaşık, iç içe geçmiş, 3 boyutlu graffitiler. Ustalık gerektirir. Aksi taktirde tırt durur, minibüsçü gelir “abii okunmuyor ne yazmışsınız?” der. Amatör olunca uzun zaman aldırır. Jandarma gelir. O gider gaspçılar gelir - 2012 yılında İstanbul Küçükçekmece’de böyle bir olay yaşandı.

run: Genellikle graffitilerin ömrü kısadır. Üzeri kapatılmadan ne kadar süre görünür kalırsa “… kadar koştum” denir. Türkiye’de pek rastlamadım bu söze. Ama 2012 yılında graffiti yapılan duvar uçtu…

gallery: Kimi zaman halktan uzak, legal, tüm graffiticilerin alana gelerek işlerini sergiledikleri saha.

ÖNCEKİ HABER

Zırhlı araçların neden olduğu ölümlerin belgeseli: Zırh’a Takılan Çığlıklar

SONRAKİ HABER

Manisa'da 4.8 büyüklüğünde deprem

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...