Müfredatımız ne gösteriyor?

Elif Berra İNAN

Eylül ERDEM

Ankara/Mobil Anadolu Lisesi

İnternette eğitim kavramı, “Belli bir bilim dalında, belli bir konuda bilgi ve beceri kazandırma yetiştirme geliştirme işine eğitim denir” diye çıkıyor karşımıza. Bu tanımın aksine her geçen gün gerici, cinsiyetçi ve piyasacı olduğuna şahit olduğumuz eğitim sisteminde yaşadığımız sorunlar bitmek bilmiyor. Sık sık değişen Milli Eğitim Bakanları ve yeni gelen her bakanın yanında getirdiği farklı uygulamalar, eğitimde belirsizliği arttırıp kaliteyi düşürürken, değişmeyen tek hedefin sorgulamayan bir neslin yetiştirilmesi olduğu açıkça görülmektedir. Okul yöneticilerinin ve öğretmenlerin bile tam hakim olmadığı müfredatlarıyla ülke için tam bir muammadır.  AKP hükûmetiyle pekişen ve gelişemeyen, aksine sürekli gerileyen bu sistem ile ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerinin, en büyük sorunlarından biri eğitimin dinselleştirilmesidir.

NEDİR EĞİTİMİN DİNSELLEŞTİRİLMESİ?

Her düşünceden insan bulunan ülkemizde din dersini zorunlu hale getirilmesi, kindar bir nesil yetiştirmeye odaklıdır. Kullanılan eğitim politikası yeni bir politika değildir. 12 Eylül dikta rejiminin tohumlarını attığı eğitim sistemi, her yeni gelen hükümet, yaptığı icraatlarıyla tek tip dindar kimliği yaratmayı amaçlayan bir politikanın tamamlayıcısı olmuştur.

AKP iktidarı 12 Eylül’ü durmadan eleştiriyor gibi görünse de o gün yürürlüğe koyduğu tüm uygulamalarına dört elle sarılmaktadır. Eğitimin dinselleştirilmesi de göze çarpan en büyük örneğidir.

Geçtiğimiz günlerde BirGün’den Mustafa Mert Bildircin’in haberine göre; MEB’in hizmet içi eğitim kapsamında psikolojik danışmanlara dağıttığı kılavuzda, açık kadınların çocuklara şiddet ve istismar uyguladığı, başörtülü kadınların şefkat gösterdiği fotoğraflar yayımlaması dikkat çekmişti. Evrensel Gazetesi’nde yer alan bir diğer haber ise Yalova’da “Dinimi seviyorum, öğreniyorum” başlığıyla Bakanlık’ın 2023 eğitim planları arasında dini eğitim sınıfı yer aldı. 4-6 yaşlarındaki çocuklar, haftada 6 saat din dersi görecek. Bu iki haber, hükümetin eğitim politikasının aslında ne yöne doğru gittiğini bariz göstermektedir.

Türbanlı-türbansız ayrımı yapan, türbansız kadınların cinsel istismar ve şiddet gösterebileceğini sembolize eden, evrimi müfredattan kaldıran, din dersini zorunlu kılan, bilimsel eğitimi kaldırıp dindar bir nesil yaratmak isteyen bu hükümetin karşısındayız. Bütün bu yapılanlara karşı, “Parasız, demokratik, bilimsel eğitim” sloganıyla mücadele etmemiz çok önemli.

PARASIZ, BİLİMSEL, DEMOKRATİK EĞİTİM NEDİR?

1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nde “Her insanın eğitim hakkı olduğu” ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde ise “Her çocuğun parasız, temel eğitim hakkı bulunduğu” ilan edilmiştir. 

Ama maalesef eğitimin özelleştirilmesiyle birlikte ulaşım, barınma, beslenme ve birçok temel ihtiyacımızı kapsamamaktır. Parasız eğitim derken aslında tüm temel ihtiyaçlarımızın karşılandığı eğitim talep etmekteyiz.

Öğrencilere dayatılan ezberci sistemle birlikte, evrim konusunun kaldırılması bilimsel eğitimden ne kadar uzaklaştığımızı göstermektedir. Bilimsel eğitim talebimiz tamamen ezberci ve bilimsellikten uzak müfredatı ortadan kaldırılıp yerine deney ve gözleme, bilimsel birikime bağlı bir müfredat gelmesidir.

MEB’in öğrenci temsilciliği sistemini kaldırmasıyla aldığı antidemokratik kararla birlikte eğitim giderek demokrasiden uzaklaşmaktadır. Mobil Lisesi öğrencileri olarak bu konuda aklımıza takılanları sözlüklere ve gençlik hareketinin tarihine bakarak netleştirmek istedik.  Liseliler olarak önümüze mücadeleden başka bir seçenek koyamadığımız ortaya çıkıyor. Taleplerimiz etrafında birleşmeli ve mücadele etmeliyiz.

https://www.evrensel.net/haber/377822/anaokullarinda-dinimi-seviyorum-ogreniyorum-projesine-tepki {{377822}}

https://www.evrensel.net/haber/395910/meb-kitabinda-basi-acik-kadinlar-kotu-basortulu-kadinlar-ise-iyi-gosterildi {{395910}}