07 Şubat 2020 23:38

Geçim zorluğu birlikte yaşamayı zorluyor: Tüp, fırın, çamaşır makinası ortak

Maddi zorluklar, birbirlerine yakın evlerde oturan üç aileyi, ortaklaşmaya zorlamış. Ortaklaşa yaşamda en çok paylaşılanlar ise tüp, fırın, çamaşır makinesi.

Fotoğraf: Adem Kaya

Paylaş

Adem KARA
Meryem KAYA
Kocaeli

Kocaeli’nin Körfez ilçesinin Esentepe Mahallesi’nde asgari ücretle geçinmeye çalışan Antepli bir ailenin evindeyiz. Normalde 5 kişinin yaşadığı bu ev oldukça kalabalık. Çünkü maddi zorluklar, birbirlerine yakın evlerde oturan üç aileyi, ortaklaşmaya zorlamış. Ortaklaşa yaşam, geçim sıkıntısını az da olsa azaltmak için buldukları bir çözüm. Ortak yaşamda en çok paylaşılanlar ise tüp, fırın, çamaşır makinesi.

Evine konuk olduğumuz Kadir ve Serap’ın iki çocuğu var. Serap’ın kardeşi Savaş da burada yaşıyor. Antep’ten Kocaeli’ye iş için gelmiş. Kazandığı parayı Antep’te yaşayan ailesine yolluyor. Onun da tek çocuğu var. Çelik işçisi Savaş kendini tanıttığı sırada farklı bir meseleye değiniyor. Çalıştığı fabrikada Hacettepe Üniversitesi sosyoloji mezunu olan ve taşlama bölümünde çalışan bir gençten bahsederek üniversite mezunu olup da alanında iş bulamayan gençliğin somut gerçeğini yeniden anımsatıyor. Ve Serap’ın eniştesi Abdullah; görece daha genç ve sessiz. O da çelik işçisi. Onun da 2 çocuğu var. Bu sırada oda kapısının girişinde oturan çocuklar bir yandan televizyon izliyor bir yandan oynuyor.   

"İLAÇ ALMAK İÇİN BİLE AYIN 10’UNU BEKLİYORUM"

Sobayla ısınan evde sadece oturduğumuz oda sıcak. Evin küçük oğlu Berat bu yüzden hastalanmış. Serap “İlaç almak için bile ayın onunun gelmesini bekliyorum, hadi bunu geçtim mandalina iyi gelir diyorum onun da kilosu en az 4-5 lira olduğu için alamıyorum” diyor.

Doğal gazın olmadığı evde, elektrik ve su faturası toplamda 200 lira kadar geliyor. Asgari ücretle geçinemeyen aile derneklerden yardım alıyor. Ancak Kadir’in ve eşi Serap’ın kiradan, faturadan, gelen zamlardan, borçtan yakındığını görünce yapılan yardımın da yetersiz olduğunu anlıyoruz. Üç yıl önce Antep’ten geldiklerini ve çok zorluk çektiklerini söyleyen Kadir, “Bırak Kocaeli’ni memleket çok çektiriyor” diyor.

41 kart (belediyenin verdiği gıda kartı) ile alışveriş yaptıklarını söyleyen Kadir “Sadece kahvaltılık ürünleri alabiliyoruz” diyor. Asgari ücrete yapılan zammın maaşlarında bir fark yaratmadığını belirten Kadir “Çocuk parası ile beraber zaten 2 bin 300 lira alıyorduk, devletin yaptığı zam 20 liraya denk düşüyor, bir önceki maaşım da bu kadardı” diyor. Çok çalıştığını ancak ailesini geçindirecek kadar bile kazanamadığını belirten Kadir, çalıştığı fabrikada 1500 işçinin çalıştığını, bir işçinin günlük patrona bin lira kazandırdığını söylüyor. Kadir “Bu da bir hak, hukuk meselesi aslında. Kepçeyle alıp kaşıkla veriyorlar” diyor.

YEMEK YAPMAK İÇİN YENİLEBİLİR OTLARI TOPLUYORLAR

Antep’te kapıcılık yaptıklarını söyleyen Serap Kocaeli’ne geliş süreçlerini şöyle anlatıyor: “Görümcemin vasıtasıyla buraya yerleştik. Aç kaldığımızı bilirim, biz bu süreci aile içinde yardımlaşarak; eltimle, görümcemle, kardeşlerimle birbirimize destek olarak atlatmaya çalışıyoruz. Eltimle beraber sadece çorba kaynatıp ekmeğimizi bandırdığımız günler var. Mesela kardeşimin evinde de çamaşır makinesi yok, çamaşırlarını yıkamak için buraya getiriyor. Ama bazen deterjan olmuyor. Ya da benim tüpümün bittiği, sobamda kömürümün olmadığı zamanlar oluyor yemeğimi onlarda yapıyorum.”

Bu sırada üst katta oturan akrabası kapıyı çalıyor. Elinde davul fırınla mutfağa geçerken Serap devam ediyor: “Bizim fırınımız... Yemeği pişirmek için yukarı götürmüştü. Bizim dediğime de bakma bu ayın sonunda 375 lira ödemesi var.”

En son Kurban Bayramı’nda kırmızı et yediklerini dile getiren Serap, köy yaşantısından elde ettikleri deneyimle eltisi ve kardeşiyle birlikte çevredeki bahçelerden yenilebilir otları toplayarak yemek pişiriyor. Gülerek, “Yokluktan bir şey çıkarmaya çalışıyoruz” diyor. Daha önce birkaç defa bayram temizliğine gittiğini belirten Serap, civardaki insanların temizlikçiye para verecek durumları olmadığı için sürekli temizliğe gidemediğini söylüyor.

Eltisinin sosyal hizmetlerden bin lira aldığını ifade eden Serap şunları söylüyor: “Bin lira yardım alıyor ama eşi şu an yanında değil. 300 lira kirası var. Kalan 700 lirayla 5 kişi geçinmeye çalışıyorlar. Bunun içinde faturalar, okul masrafı, yemesi içmesi var. Çocuklarının yaşları da küçük olduğu için bir yerde de çalışamaz. Bu parayla geçinemediğini söylediği zaman devlet ona iş bulup çalışacaksın, çocukların kendi başının çaresine bakar diyor.”

ÜÇ YILDIR AKP’YE OY VERMİYOR

Kadir fabrikada çalışma koşullarını bedenen kaldıramadığını en azından bir gün tatil yapmak istediğini söylüyor. Pazar günü çalışmadığını söyleyen Kadir “100 lira cebine girsin diye bir gün tatil yapmayan, her gün işe giden işçiler de var” diyor. Fazla mesaiye kaldıklarında ise yemek, çay molası içine katılarak bir buçuk saatlik bir kesinti yapıldığını söyleyen Kadir, “Ama bu haksızlık, beni işyerinde tutan da sensin” diyor. Fabrikadaki çalışma koşulları, hayatın zorluğu ve ekonomik kriz işçilerin AKP’ye karşı tepkilerine de neden oluyor. Kadir 3 yıldır AKP’ye oy vermediğini ve işçilerin bu durumu çay, yemek molalarında ya da serviste konuştuğunu belirterek, “Savunan işçiler çok nadir” diyor.

ÖNCEKİ HABER

Antep'te bir tekstil işçisi: Hayalimiz yok, günü kurtarmanın hesabını yapıyoruz

SONRAKİ HABER

Dikili’de istismar davası: Sanığın tutuklanma talebi reddedildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...