26 Ocak 2020 23:55

Mektup: Tayyip Baba zamlarla birlikte geldi

İstanbul ve Kocaeli'den işçiler asgari ücreti yazdı: “Biz de jestimizi yaparız” sözleri kimi arkadaşlarımızı umutlandırmış olsa da açıklanan ücret, esas jestin patronlara yapıldığını göstermiş oldu.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Ambalaj işçisi
İstanbul

Ben Esenyurt’ta bir ambalaj fabrikasında çalışıyorum. Asgari ücretin belirlenmesinin üzerinden neredeyse bir ay geçti. İlgili bakanın bizimle dalga geçercesine, “İşçilerimizi enflasyon altında ezdirmedik” sözleriyle birlikte yaptığı 2304 liralık açıklama, fabrikada kimseyi tatmin etmedi. Cumhurbaşkanının, “Biz de jestimizi yaparız” sözleri kimi arkadaşlarımızı umutlandırmış olsa da, açıklanan ücret esas jestin patronlara yapıldığını göstermiş oldu.

Asgari ücret zammının düşük olması, yeni gelen elektrik ve doğal gaz faturalarıyla birleşince arkadaşlar arasında; “Yeni yılda bize Noel Baba değil, Tayyip Baba zamlarla birlikte geldi” şakalaşmalarına sebep oldu. Aslında birçok arkadaşımızın asgari ücretin şu kadar ya da bu kadar arttırılmasından daha önceki beklentisi temel harcama kalemlerine zam yapılmamasıydı. Zira son 5 yılda asgari ücret 1000 liradan 2324 liraya çıkmasına rağmen alım gücümüzün düştüğü konusunda hemen herkes aynı fikirde. Birçok işçi, “elektriği, doğalgazı, gıdası eski fiyatlarına dönsün biz 2324 lirayla da bir şekilde geçiniriz” düşüncesinde.

TEK TESELLİ PAZAR MESAİLERİ

Hükümeti desteklemeyen işçiler yapılan zamdan dolayı hem hükümete hem de hükümeti destekleyen arkadaşlarına veryansın ediyor. Bu anlamda patronlara pek sıra gelmiyor. Hükümeti destekleyen işçiler ise öncelikle patronları hedefine koyuyor, asgari ücreti esas belirleyenin onlar olduğunu düşünüyor. Hükümete ve cumhurbaşkanına onlar da öfkeliler elbet. Bu seneki zammın geçen sene yapılandan düşük kalması ve cumhurbaşkanının jestinin işçiler nezdinde karşılıksız çıkması bu öfkenin esas sebepleri.

Çalıştığımız fabrikada bayramlarda elden verilen yarımşar ikramiye dışında bir sosyal hakkımız yok. Asgari ücretin de beklenenin altında kalması nedeniyle şimdi pek çoğumuz için tek teselli pazar mesaileri. Başka sosyal hakkımızın olmamasından olacak ki, fazla mesailer (bir sosyal hak tanımına girmemesine rağmen) artık hepimizin birincil sosyal hakkı konumuna gelmiş durumda.

ŞUBAT’IN 5’İNİ BEKLİYORUZ

Arkadaşlarımızın pek çoğu ya asgari ücret ya da ondan 150-200 lira fazla ücret alıyorlar. 5-6 senedir aynı yerde çalışan işçiler dahi bu ücretin üzerine çıkamıyor. Maaşlarımız ayın 5’inden 5’ine yatıyor. Şimdi hem asgari ücretin bir miktar da olsa üzerinde alan işçiler hem de düne kadar asgari ücret alıp bu yıl ücretinin arttırılmasını bekleyenler Şubat ayının 5’ini iple çekiyor. “Peki ayın 5’inde göreceğin ücret istediğin gibi olmazsa ne yapacaksın?​” sorusu genelde; “Ne yapayım paşa paşa razı olacağım, işsizlik almış başını gidiyor, bu koşullarda tek başına ne yapabilirim” şeklinde cevaplanıyor. Bir kısmı ise başka bir iş bakacağını söylüyor.

Aslında her yıl Şubat ayının 5’ini beklemememiz için ne yapmamız gerektiğini; grev kararı alan metal işçileri, 44 günlük direnişlerini kazanımla sonuçlandıran Trelleborg işçileri bize söylüyor. Tüm işçiler olarak bir de bu yolu denemeliyiz. Başka çaremiz yok…


ASGARİ ÜCRET ZAMMI AÇIĞI KAPATMADI

Bir kadın işçi
Kocaeli

Merhaba Evrensel okurları.

Taşerondan kadroya geçen bir işçi olarak önceki mektubumda vergi kesintisinin hayatımı ne kadar olumsuz etkilediğini yazmıştım. Asgari ücret belirlenirken bir umut bekledim ama bugün maaşımı aldığımda yine büyük hayal kırıklığı yaşadım. Cumhurbaşkanı'nın televizyonda “büyük jest” dediği meğer bizlere değil patronlaraymış. 70 lira destek dedikleri meğer bizlerin maaşına değil patronlara destek olarak maaşımızın 75 lirasının devlet tarafından ödenmesiymiş. Benim durumum ise asgari ücretten üç kuruş fazla aldığım için beş kuruş fazla kesinti olarak yansıdı. Yani jest bize değil patronlara yarıyor.

Böyle bakarsak aslında asgari geçim indirimi, çocuk parası (onu da ben değil eşim alıyor) ve bu destek ile patronlar gülerken bizleri kimse düşünmüyor. Desteğe ihtiyacı olan patronlar mı, asgari ücret ile geçinmeye çalışan bizler mi? Asgari ücrete zam geldi ama gelen zam yine hiçbir şeye yetmiyor. Çünkü gelenden çok giderim, masrafım var. Borçla borcu döndürüyoruz. Şu an maaşımı yeni almama rağmen bir hafta geçmeden elimde hiçbir şey kalmadı. Diğer maaşımı beklemeye başladım.

ÖNCEKİ HABER

Berna Laçin'den Elazığ depremi soruşturması açıklaması: Benim haberim yok

SONRAKİ HABER

İşçi mektubu: Sermaye siyasetinde emekçinin yeri yoktur

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...