24 Ocak 2020 11:36
Son Güncellenme Tarihi: 25 Ocak 2020 08:52

Basın kartlarının iptaline tepki: Bu hukuksuzluğa son verin

Gazetecilerin basın kartlarının iptal edilmesine basın meslek örgütleri, milletvekilleri ve sosyal medyada pek çok kişi tepki gösterdi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Gözde TÜZER
İstanbul

Evrensel gazetesi çalışanlarının hepsinin basın kartlarının iptal edilmesi sonrası pek çok gazetecinin de kartlarının iptal edildiği öğrenildi. İlk bilgilere göre Türkiye Gazeteciler Sendikası Diyarbakır Temsilcisi ve sürekli sarı basın kartı sahibi Mahmut Oral, 1990 yılından beri basın kartı sahibi Faruk Balıkçı, Çanakkale Olay Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Seçkin Sağlam gibi isimlerin basın kartları iptal edildi.

TGS: YÜZLERCE GAZETECİNİN BASIN KARTI NEDEN İPTAL EDİLDİ?

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) “Yüzlerce gazetecinin basın kartı neden iptal edildi?​” diyerek bir açıklama yayınladı.

TGS yüzlerce gazetecinin basın kartının iptal edildiğini ve bunların arasında sürekli basın kartı taşıyanlardan meslek örgütü temsilcilerine, yerel medya çalışanlarına kadar yüzlerce gazeteci olduğu bilgisini vererek “Özellikle Ankara’da basın kartı iptal edilenler Meclise, Bakanlıklara giremez, siyasi parti temsilcilerini takip edemez hale geldi” dedi.

Sendika Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığının bir an önce bu konuya açıklık getirmek zorunda olduğunu söyleyerek “Yıllardır bu kartı taşıyan gazetecilere kartlarının neden yenilenmediğini, iptal edilme gerekçelerini kamuoyuna açıklamak zorundadır” dedi.      

TGC: BU HUKUKSUZLUKTAN VAZGEÇİLMESİNİ İSTİYORUZ

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Sibel Güneş “Gazeteci olmak - gazeteci kalmak” toplantısında gazetemiz çalışanlarının basın kartlarının iptal edilmesine dikkat çekti. Güneş, "Evrensel gazetesi çalışanlarının tamamının sarı basın kartları iptal edildi. Biz cemiyet olarak bu kartların iptalinin gerekçesinin en kısa sürede açıklanmasını istiyoruz. Kapalı kapılar ardında yapılan komisyon toplantılarında hangi gerekçeyle bu kararın alındığını bilemiyoruz. Bunların da şeffaf bir şekilde medyayla paylaşılmasını istiyoruz. Bu olumsuz gelişmelerden geri adım atılmasını ve ayrıntılarının paylaşılmasını, meslektaşlarımızın kartlarının iade edilmesini istiyoruz. Bu hukuksuzluktan vazgeçilmesini istiyoruz" diye konuştu.

DİSK BASIN-İŞ: KİMİN GAZETECİLİK YAPACAĞINA KARAR VERMEK İSTİYORLAR

DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, basın kartlarının uzun bir süredir iktidar tarafından gazetecilere baskı aracı olarak kullanıldığını belirterek “İktidar kimin, nasıl gazetecilik yapması gerektiğine karar vermek istiyor. Aslında bütün sıkıntıları gerçeklerin kamuoyu tarafından bilinmesinin istenmemesi. Büyük yalanlarla sürdürüyorlar iktidarlarını. Bunun için gazetecilere baskı yapıyorlar. Bunun son örneklerinden biri de iptal edilen basın kartları” dedi.

Basın kartları olmayan gazetecilerin sahada zorlandığını hatırlatan Eren “Şimdi iptal edilen kartların sahibi olan meslektaşlarımız için de aynı sorun yaşanacak. Biz yıllardır iktidarların verdiği basın kartlarının bir gazetecilik ruhsatı olmadığını söylüyoruz” dedi.

“KARTLARI GAZETECİ ÖRGÜTLERİ VERMELİ”

Basın kartlarının hükümetlerden bağımsız gazeteci örgütleri tarafından verilmesi gerektiğini dile getiren Eren “Gazetecilik örgütlerinin verdiği kartlar da iktidar tarafından kabul edilmeyecektir ilk başta, ama bunu kabul ettirmek de hakikat mücadelesinin bir parçası.” diye konuştu.

RSF: YARGI KANALLARI ZORLANMALI

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu şöyle konuştu: “RSF yönünden demokratik süreç işletilerek basın kartı sağlamanın yolu mesleği en geniş ölçüde sürece dahil etmekten geçer. Bugünkü uygulama ise, iktidarın politik tezlerini desteklemeyenlerin gazeteci olarak tescillenmediği antidemokratik, şeffaf olmayan bir pratiğe işaret ediyor. Bu ayırımcılığı ortadan kaldırmak için yargı kanalları zorlanmalıdır.”

ÇGD: İLETİŞİM BAŞKANLIĞI ‘BASIN MEMURLARI’ YARATMAK İSTİYOR

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Yönetim Kurulu bir açıklama yayınlayarak “Basın kartları üzerinden planlanan kirli oyunlara derhal son verilmeli!” dedi.

İletişim Başkanlığı yetkililerinin, Anayasa ve yasalara aykırı şekilde, hiçbir gerekçe sunmaksızın çok sayıda meslektaşımızın basın kartını iptal ederek açıkça suç işlediğini belirten ÇGD Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, “gazetecilik” adı altında iktidarın “basın memurlarını” yaratmak için ilk adımı attığını söyledi.

SETA’DAN YAPILAN ATAMALAR

“Basın kartlarını veren Basın Kartı Komisyonu’na gazetecileri fişleyen raporu ile bilinen SETA’dan yapılan ‘atamalar’, iktidara yakın medya yöneticilerinden seçilen üyeler, gazetecilik meslek örgütlerinin komisyondan uzaklaştırılmasıyla yeni dönemin taşları tek tek döşenmeye başlamıştı” diyen ÇGD açıklamasında basın kartları yenilenmesi işleminin kapalı kapılar ardından, hangi kritere dayalı olduğu belirsiz, gazeteci ayrımı yapılarak yapıldığını hatırlattı.

IPI: KARAR DERHAL KALDIRILMALI

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), gazetemiz çalışanlarının basın kartlarının iptalini şiddetle kınadı.

IPI, bu gelişmeyi hükümetin Evrensel’e karşı yürüttüğü baskı ve bilinçli hedef alma politikasının bir parçası olarak gördüğünü belirterek; kararın derhal kaldırılmasını, aynı zamanda yetkililerden karar hakkında bir açıklama yapılmasını talep etti.

IPI Türkiye Program Yöneticisi Oliver Money-Kyrle, basın kartı iptallerini “bağımsız ve eleştirel basına karşı yapılmış bir diğer utanmaz saldırı” olarak değerlendirdi. Money-Kyrle, “Evrensel, bağımsız gazeteciliğe kendini adamış kalan son birkaç gazeteden biri olduğu için hedefte. Yetkililere bu kararın derhal kaldırılması çağrısında bulunuyoruz,” dedi.

IPI açıklamasına şöyle devam etti:

“Hükümetin uzun süredir hedefinde olan Evrensel, son dönemdir çeşitli devlet kurumlarının da mali baskısı altında. Evrensel’in Genel Yayın Yönetmeni Polat ve diğer bir çok çalışanı da çeşitli soruşturma ve davalarla yargısal tacize uğruyor. Bunlara en son örnek, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Basın İlan Kurumu’nun (BİK) Eylül 2019’dan bu yana Evrensel’e uyguladığı “ilan durdurma” cezası. Bir sonraki ihtara kadar Evrensel’in kamu ilanı girmesini durduran bu uygulama beşinci ayına girerken, BİK düzenlemesine göre altı ay boyunca ilan durdurma cezası bulunan gazeteler ilan alma hakkını kaybediyor.”

İHD: GAZETECİLERİN SARI BASIN KARTLARINI GERİ VERİN!

İnsan Hakları Derneği (İHD) yaptığı yazılı açıklamayla "Demokrasinin olmazsa olmazı, halkın gerçekleri bilme hakkının en önemli aracı durumundaki basın özgürlüğüne ve gazetecilere yönelik bu saldırının derhal durdurulması ve iptal kararları kaldırılarak sarı basın kartlarının gazetecilere zaman geçirmeksizin verilmesi için yetkilileri göreve çağırıyoruz" dedi.

Başkanlık sistemine geçişle birlikte Cumhurbaşkanlığına bağlanan Basın Kartları Komisyonu'nun muhalif gazetecilerin basın kartlarını iptal ederek ya da sürelerini uzatmayarak çalışma alanlarını kısıtlamaya devam ettiği belitilen açıklamada "İnsan hakları savunucuları olarak Evrensel gazetesi çalışanı gazeteciler de dâhil, baskıya maruz bırakılan gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz" denildi.

Açıklamanın devamında şu çağrıya yer verildi:

"Üzerlerinde kurulan ağır baskı nedeniyle medya ve basın organlarının büyük bölümü iktidara bağımlı hale getirtilmiş olmasına rağmen, hâlâ, bağımsızlığını, özgürlüğünü koruyan basın organları ve gazetecilerin olmasını hazmedemeyen bu tutuma derhal son verilmeli, Basın Kartları Komisyonu, Cumhurbaşkanı ve iktidar medyasının kontrolünden çıkartılmalı, bağımsız hale getirilmelidir. Sarı Basın Kartlarını gazetecilere geri verin!"

EMO: SARI BASIN KARTLARINI İPTAL EDEREK ÖZGÜR BASINI SUSTURAMAZSINIZ!

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) basın kartı iptallerine tepki göstererek "Özgür basını sarı basın kartlarını iptal ederek engelleyemezsiniz" açıklaması yaptı.

Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfının (Umag) düzenlediği 27. Adalet ve Demokrasi Haftası etkinliklikleri kapsamında "Susmak bilmeden direnmek" panelinde, gazetecilere yönelik baskılar ve Evrensel çalışanları başta olmak üzere basın kartları iptal edilen gazeteciler hakkında açıklama yapıldı.

EMO Ankara Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ömürhan Soysal, iktidara göbekten bağlı medya organları maddi kaynaklarla beslenip desteklenirken muhalif seslere yaşama hakkı tanınmadığına dikkat çekti. Soysal, "İktidarın bu çabası ne ilk ne de son bir uygulamadır" dedi.

Evrensel muhabiri Metin Göktepe’ye gittiği bir haberi izlemesine “sarı basın kartı” olmadığı için izin verilmediğini ve Göktepe'nin gazetecilik görevini yerine getirmek amacıyla direnerek haberi izlemek isteyince polisler tarafından dövülerek öldürüldüğünü hatırlatan Soysal, şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz günlerde de Basın İlân Kurumu, okurların birden fazla gazete aldığını gerekçe göstererek Evrensel Gazetesi’ne ilân kesme cezası vermişti. Yine aynı kurum BirGün gazetesine 'Bazı haberlerde yayın kaynağının kullanılmaması' nedeniyle, Evrensel Gazetesi’ne ise 'haber başlıkları' gerekçesiyle ilân ve reklam akışını durdurma cezası vermişti. Benzer şekilde Cumhuriyet Gazetesi’ne de 19 günlük ilân kesme cezası verilmesi 'iktidarın sesi' olmayan basın kuruluşlarının cezalandırılması anlamına gelmektedir."

Gazetecilerin TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Bakanlıklar gibi yerlere sarı basın kartı ile akredite olarak girebildikleri anımsatan Soysal, "İptal kararı ile sarı basın kartları ellerinden alınan, muhalif basın organlarında çalışan gazetecilerin halka bilgi vermesinin önüne geçilmeye çalışılmaktadır" görüşünü ifade etti.

İiktidara yakın, iktidarın borazanlığını yapan medya kuruluşlarının halk nezdinde itibar görmediğinin altını çizen Soysal, "İktidara yakın gazeteler satılmayıp, televizyon kanalları izlenmemekte. Halkın özgürce haber aldığı gazeteler, televizyonlar ve sosyal medya ağları bilinçli olarak cezalandırılmak istenmektedir. Halkın ve kamunun yararına gazetecilik yapanların sarı basın kartlarını iptal ederek yaşanan gerçekleri halkın öğrenmesinin önüne geçemezsiniz. Muhalif basın üzerindeki yasaklayıcı uygulamalardan bir an önce vazgeçin. Özgür basını sarı basın kartlarını iptal ederek engelleyemezsiniz" dedi.

CHP'Lİ ÇAKIRÖZER: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE BÜYÜK DARBE

CHP’nin gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer, yenilenen basın kartı başvuruları 1 yıldır bekletilen gazetecilerin ellerindeki mevcut basın kartlarının gerekçesiz bir şekilde iptal edilmesine tepki gösterdi. Çakırözer, basın kartı başvurularının bekletilmesinin cezalandırma pratiğinin kendisi haline geldiğini belirterek şöyle dedi: “Başvurusu bekletilen gazetecilerin ellerindeki mevcut basın kartları da gerekçesiz bir kararla iptal edildi. Gazeteciler fiilen kartsız bırakılıyor. Evrensel Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat dahil neredeyse tüm kadrosunun, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş’un, Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral’ın basın kartlarının iptal edilmesinin gerekçesi ne? Gazeteciler; mesleklerini yapmak, halka gerçekleri aktarmak için mecbur bırakıldıkları basın kartından fiilen mahkum bırakıldı. Turkuvaz Kart için daha ne kadar bekletileceklerini bilmeyen gazeteciler ellerindeki Sarı Basın Kartı’ndan da oldu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı sorularına yanıt vermiyor. Yeni kart için yaptıkları başvurunun ne zaman sonuçlanacağı bilinmiyor. Bu sürede mesleklerinin gereklerini nasıl yerine getireceklerini bilmiyorlar. Meclis’e giremiyorlar. Pek çok davayı, sokaktaki etkinlikleri izleyebilmeleri basın kartı taşımalarına bağlı. Bu, basın özgürlüğüne büyük darbe” dedi.

“GAZETECİLERİN KARTLARINI GAZETECİLER VERSİN”

Çakırözer daha önce bazı gazete ve gazetecilere basın kartı verilmemesi yönünde bir liste oluşturulduğu iddiasını hatırlatarak “Bugün kartları iptal edilen yüzlerce gazeteci derhal kart sahibi olamazsa söz konusu ambargo iddiaları da doğrulanmış olacak” diye konuştu. Basın kartlarının basın meslek örgütlerinden oluşan bağımsız bir kurul tarafından verilmesi yönünde talebin yıllardır dile getirildiğini belirten Çakırözer, “Son yaşananlar gösterdi ki gazetecilerin kartlarını artık gazeteciler hazırlamalı. Kart taşımanın koşulları yine gazeteciler tarafından belirlenmeli” dedi. 

CHP'Lİ ÖZEL: BU DÜŞMANCA TUTUMDAN GERİ DÖNÜLMELİDİR

CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel sosyal medya hesabından şöyle dedi: “Geçen hafta medyayı ayırmadıklarını söyleyen Fahrettin Altun'un İletişim Başkanlığı, başta Evrensel gazetesi olmak üzere ‘iktidar yanlısı’ olmayan kurumlarda çalışan çok sayıda gazetecinin basın kartını gerekçe dahi bildirmeden iptal etti. Bu düşmanca tutumdan geri dönülmelidir!”

CHP'Lİ YÜCEER: BU YANLIŞTAN DERHAL VAZGEÇİLMELİDİR

CHP Milletvekili Candan Yüceer de sosyal medya hesabından basın kartlarının iptal edilmesine tepki gösterdi. Yüceer “Gazeteciliğe, basın özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına bir darbe daha... Evrensel'in tüm çalışanlarının, TGS Genel Başkanının ve daha yüzlerce gazetecinin basın kartı gerekçesiz şekilde iptal edildi! Bu yanlıştan derhal vazgeçilmelidir” dedi.

CHP'Lİ YILMAZKAYA: İLETİŞİM BAŞKANLIĞININ ADI "FİŞLEME BAŞKANLIĞI" OLARAK DEĞİŞTİRİLSİN

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının BirGün ve Evrensel çalışanlarının basın kartlarını iptal etmesini eleştiren CHP Milletvekili Bayram Yılmazkaya, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının adının “Cumhurbaşkanlığı Fişleme Başkanlığı” olarak değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

"AKP, özgür basının sesi olan Evrensel ve BirGün gazetelerini, emekçi basın mensuplarının kartlarına el koyarak susturmayı hedeflemektedir” diyen Yılmazkaya, şöyle devam etti.

“AKP İktidarı son 18 yılda basın yayın organlarını ve basın emekçilerini baskı altına alarak açık hedef haline getirmiş, onlarca gazeteciyi kovdurmuş, yüzlerce çalışanı her şeyden korkar hale getirmiş ve medya tekelleri kurdurmuş bir politika izledi. En son sarayın istemediği haberleri yapan gazetecilerin fişlenerek basın kartlarına el konulması basın özgürlüğünün idam fermanı olarak görülmelidir.”

Sansürsüz, hür basının demokrasilerin olmazsa olmazı olduğunu vurgulayan Yılmazkaya, "AKP tüm bu zor şartlara rağmen, iktidarın değil halkın kalemi olan doğru ve tarafsız bir medyayı fişlemekte, basın kartlarına el koymaktadır. BirGün ve Evrensel Gazetelerine yapılan bu fişlemeler, kalemini onuruyla kullanan basın emekçilerini yok etmek ten başka bir şey değildir” dedi.

ALMANYA'DAN TEPKİ: BASKILARA SON VERİLSİN

Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (DİDF) Yönetim Kurulu da yazılı açıklama yaparak, basın kartlarının iptaline tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, "Türkiye’de basın ve yayın kuruluşlarının önemli bölümünü ele geçiren AKP hükümeti, kendisine muhalif olan basını her yolu deneyerek susturmak istiyor" denildi.

"İptal haberinin yayımlandığı gün İstanbul’da olan Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Türkiye’de basına yönelik saldırılar, baskılar, insan hakları sorunlarına değinmemesi ise bizler açısından dikkat çekicidir" denilen açıklamada, "Erdoğan, Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini ‘normalleştirdikçe’ basına ve insan haklarına baskıyı daha da artırıyor. Avrupa ülkelerinin demokrasi, insan hakları söylemleri kendi çıkarları gündeme geldiği sürece dile getirilen, demagojik söylemlerden ibaret. Mülteci anlaşmasının bozulmaması, bölgedeki çıkarlarını genişletmek için, Erdoğan’ın her türlü antidemokratik uygulamalarına sessiz kalan, destekleyen Alman hükümeti de uygulamaların ortağıdır" denildi.

"İPTAL KARARINI GERİ ALMALI"

Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı:

"Halkın, emekçilerin bağımsız haber alma hakkının alabildiğince kısıtlandığı günümüzde var olan muhalif basının ayakta kalması demokrasi mücadelesi için büyük bir önem taşıyor. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, sarı basın kartlarını iptal kararını derhal geri almalı ve gazetecilerin güvenli ortamda çalışmalarına olanak sağlamalıdır. Gazeteciliğin suç sayılmasına son verilmelidir. Basın kartlarını hükümet ve cumhurbaşkanlığı değil, pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi basın meslek örgütleri dağıtmalıdır.

Basına yönelik her türlü baskıları protesto ediyor, dayanışma içinde olduğumuz bir kez daha ilan ediyoruz. Ayrıca Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki gazeteci örgütleri başta olmak üzere bütün herkesi Erdoğan rejiminin Evrensel gazetesine yönelik baskılarını protesto etmeye çağırıyoruz."

YEŞİLLER PARTİSİNDEN TEPKİ

Alman Birlik Yeşiller Partisi Milletvekili, partisinin parlamento fraksiyonu medya politikaları sözcüsü ve Feredal Parlamento Kültür ve Medya Komusyonu Üyesi Margit Stumpp, Evrensel çalışanlarının basın kartlarının iptal edilmesine tepki gösterdi.

Stumpp, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye Hükümeti'nin özgür ve bağımsız basına yönelik cadı avı devam ediyor. Şimdi de, herhangi bir neden göstermeksizin çok sayıda gazetecinin basın kartları iptal edildi. Basın kartları çoğu AKP'ye yakın kişilerden oluşan devlete bağlı bir kurum tarafından veriliyor. Günlük Evrensel Gazetesi bundan en sert şekilde etkilendi. İçinde Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat'ın da olduğu 17 gazetecinin basın kartları iptal edildi. Geçtiğimiz yıl İstanbul'daki gazete redaksiyonu ziyaretimde de gazete üzerinde sürekli bir takip ve baskı olduğu anlatılmıştı. Kamu kurumları ve özel şirketlere ilan verdirmeyerek, gazete maddi olarak baskı alınıyor. Halen Evrensel ve çalışanlarına yönelik açılan, Cumhurbaşkanı'na hakaret, 'teröre destek' gibi, 40'ın üzerinde dava devam ediyor. Davaları devlet adına savcılıklar açıyor. Erdoğan iktidarı, basın kartlarının iptali ile Evrensel'i işini tamamen yapamaz hale getirmeyi hedefliyor. Federal Başbakan'dan bugün Türkiye hükümetini ziyareti çerçevesinde bu kötü durumu dile getirmesini bekliyorum"

ÖNCEKİ HABER

İkinci limuzin satışa çıkarılıyor: Yine mi Erdoğan’ın?

SONRAKİ HABER

HDP konferansına Demirtaş ve Zeydan’dan mesaj: Adaylığımızı tartışmayın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...