Hep birlikte daha nice yıllara...

İstanbul’un dört bir yanından gelen 800’ü aşkın emekçi kadın Çağlayan’da Salon Figaro’da buluştu; hep bir ağızdan türküler söyledi, halaya durdu. Dayanışma ve mücadele çağrılarının yapıldığı şenlikte, kadınlar eğitim ve sağlık hakkı, insanca yaşam, şiddetin son bulması ve barış taleplerini dile getirdiler.

MÜCADELENİN BİR PARÇASI

Ekmek ve Gül’ün sunucusu Sevda Karaca, “Kadınların yüzlerce yıldır yürüttükleri mücadelenin bir parçası olmak için emek veriyoruz. Ne güzel ki bu emek, ortaklaşa bir emek. Her gün sesimize daha çok kadının sesini ekleyebildiğimiz, daha çok kadına ulaşabildiğimiz, daha çok kadınla buluşabildiğimiz için gururluyuz” dedi. Kadınların yalnızca kürsüsü değil, aynı zamanda sorunlarını çözmek üzere bir buluşma noktası olmayı hedeflediklerini söyleyen Karaca, “Ekmek ve Gül izleyicileri, Ekmek ve Gül dergisi okurları artık her yerde bir arada elele yeni bir hayatı kurma mücadelesinin bir parçası” diye konuştu.

12 HAZİRANDA SANDIK BAŞINA

Bütün ülkenin olduğu gibi Ekmek ve Gül şenliğine katılan kadınların da gündeminde haziran seçimleri vardı. Kadınlar, kendilerini seçimden seçime hatırlayanlara tepki gösterdiler. Emekçi kadınların gerçek temsilcileri için sokak sokak çalışması ve oy vermesi çağrısı yapılan şenliğe Emek, Demokrasi ve Özgürlük Blokunun İstanbul 3. Bölge’den Milletvekili Adayı olan Emek Partisi Genel Başkanı Abdullah Levent Tüzel de mesaj gönderdi. Mesajında 8 yıllık AKP iktidarında kadınların hak ve özgürlüklerinin daha da gerilediğini belirten Tüzel, “Neyse ki kadınları aşağılayan yaklaşımların sahiplerinden hesap soracak günlerdeyiz. 1 Mayıs ve genel seçimler yaklaşıyor. Emekçi kadınlar talepleri için önce 1 Mayıs alanlarına oradan da AKP hükümetinden ve burjuva düzenden hesap sormak için 12 Haziranda seçim sandıklarına yürümelidirler” dedi.

EKMEK VE GÜL’DEN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK

KESK Genel Başkanı Döndü Taka Çınar da Ekmek ve Gül izleyicileri arasındaydı. Çınar, Ekmek ve Gül’de kadın emeğinin fabrikalarda ve iş yerlerinde nasıl sömürüldüğünü, evde dört duvar arasında nasıl değersizleştirildiğini, kadınların insanca ve güvenceli yaşam, parasız eğitim ve sağlık isteklerine, kadına yönelik bin bir türlü şiddete tanık olduklarını belirtti. Çınar, “Kadınların tüm bu taleplerinin nasıl bir ikiyüzlülükle görmezden gelindiğini, aslında onları bir çocuk ve ev işi makinesi haline getirmeye çalıştıklarını, ekmeğimizi nasıl gasbettiklerini, her gün yeniden yeniden yapılan bu baskıyı, ayrımcılığı Ekmek ve Gül programı gözlerimizin önüne seriyor” dedi. Herkesi sağlık emekçilerinin 19-20 Nisanda yapacakları greve ve 1 Mayıs meydanlarına çağıran Çınar, emekçi kadınların kendi çıkarları için genel seçimlerde düzen partilerine oy vermemeleri, emek ve demokrasi mücadelesinin adaylarını desteklemesi gerektiğini söyledi.

DANS, MÜZİK, ŞİİR

Şenliğe katılan kadınlar Ümmüşen, Rojda, Ayla Yılmaz, Refika Kadıoğlu ve Grup Emeğin Türküsü’nün yanısıra Güngören Emek Kadın Korosu’nun şarkılarıyla halaylar çektiler, Mısırlı Ahmet’in öğrencilerinden oluşan Galata Ritimhanesi eşliğinde dans eden Bahar Sarah’la eğlendiler. Eyüp’ten gelen kadınların her yıl yaptıkları “defile”nin bu yılki teması, kadına yönelik şiddet ve seçimlerdi.

Gülsüm Cengiz’in şiirleriyle katıldığı şenliğe Emek Partisi, ÖDP, EHP ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Elele Kadın Derneğinden konuklar katıldı. Ayrıca Oyuncu Bennu Yıldırımlar, Yazar Hidayet Şefkatli Tuksal, Filmmor, Amargi, Ka-Der, Bursa Günyüzü Kadın Dayanışma Derneği, Kadın Yazarlar Derneği, Tüm Bel-Sen 4 No’lu Şube Başkanı Saadet Özsoy, DİSK Genel İş Konut İşçileri Şubesi Başkanı Nebile Irmak Çetin, Dengê Zarokan/ Çocuk Sesi Gazetesi, ÖDP’li Kadınlar, Mamaklı Kadınlar mesaj gönderdi. (İstanbul/EVRENSEL)

Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe de her yıl olduğu gibi bu yıl da Ekmek ve Gül şenliğindeydi ve kadınlara seslendi. Sözlerine o günün Metin Göktepe’nin doğum günü olduğunu hatırlatarak başlayan Fadime Ana, şöyle devam etti: “Bugün iyi bir gündür. Niçin? Çünkü emekçi kadınlar hep bir araya gelmiş. Her zaman böyle istiyorum. Şimdi biz mücadele etmezsek, kim bize ne yapar ki? Gidip Tayyip’e yalvaralım mı, çcuklarımızı öldürmeyin, cezaevine koymayın diye... Onda adalet var mı ki? Hep böyle beraber olursak, birlik olursak, toplanırsak elbet bir gün bize bir ışık açılır.”