24 Ocak 2020 07:03

Mültezimlerden varlık yönetim firmalarına: Bunlar yasal tefeci

Borçları bankalar tarafından varlık yönetim şirketlerine satılan yurttaşlar, bu şirketlerin cenderesinde zor durumda.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Selman GÜLERYÜZ
Emrullah ACAR

Ekonomik krizin yansımalarını her alanda hisseden yurttaşlar, bir yandan geçinemediklerinden yakınırken, diğer yandan da “yasal tefeci” olarak tanımladıkları varlık yönetim şirketlerinin baskılarından mağdur olduklarını söylüyor.

Türkiye ekonomisinde geçtiğimiz yıl yaşanan çift haneli enflasyon, yüksek işsizlik, alım gücündeki düşüş ve büyüyerek süreklileşen yoksulluk, 2020 yılında da devam ediyor. Söz konusu sorunların yanı sıra, Türkiye ekonomisinde yaşanan en belirgin bir diğer sorun ise, yurttaşların katlanan borcu. Bankalara borçlarını ödeyemeyen yurttaşlar, borç-faiz sarmalında sıkışmış durumda. Yurttaşlar aynı zamanda bankaların borçlarını peşin para karşılığında sattığı varlık yönetim firmalarının baskıcı tutumlarıyla karşı karşıya.

KREDİ KARTI BORÇLARI ARTIYOR

Yurttaşların bankalara ve finansman şirketlerine olan tüketici kredisi ve kredi kartı borçları büyük bir hızla arttı. Açıklanan son verilere göre tüketici ve kredi kartı borçlarının 1 Ocak-22 Kasım 2019 tarihleri arasında toplam 51,3 milyar TL artarak 569,5 milyar TL’ye ulaştı.  2019 yılında 1 milyon 316 bin vatandaş bankalara olan tüketici kredisi ve kredi kartı borcunu veya her ikisini birlikte ödeyemediği için bankalar tarafından icra takibine alındı. Böylece 2019 yılında bankaların takibe aldığı 1 milyon 316 bin vatandaşla birlikte, “kara listede” bulunan ve borcu hâlâ devam edenlerin sayısı Ekim 2019 sonu itibarıyla 3 milyon 763 bine çıktı.

2020’DE ARTMAYA DEVAM EDECEK

Uluslararası Derecelendirme Kuruluşu olan Fitch'in geçtiğimiz haftalarda açıkladığı Türk bankalarındaki batık kredi oranının 2020’de yüzde 7-8'e yükseleceği şeklindeki öngörüsü ise, yurttaşların kredi kartı borçlarının bu yılda artacağı sinyalini veriyor.

BANKALARIN ÇÖZÜMÜ

2019 yılında Akbank, Garanti, İş Bankası ve Yapı Kredi gibi bankalar, 3 milyar 60 milyon TL değerindeki kredi alacaklarını 150 milyon TL’ye varlık yönetim firmalarına sattı. Söz konusu varlık yönetim şirketleri de daha sonra söz konusu alacakları yurttaşlardan tahsil etmek için haciz işlemleri gibi yöntemlere başvurdu.

BENZER YÖNTEM OSMANLI DÖNEMİNDE

“Borç tahsildarları” olarak da adlandırılan söz konusu varlık yönetim firmaları, Osmanlı Devleti’nin çöküş sürecinde uygulamaya koyduğu “iltizam sistemi” ile benzerlik gösteriyor. Osmanlı Devleti’nde duraklama ve gerileme döneminde sıkça kullanılan bir vergi toplama sistemi olan iltizam sistemine göre, devlet toplayamadığı vergileri peşin para karşılığında mültezimlere satarak, halkı mültezimlerle karşı karşıya getiriyordu. İhaleyi kazanan mültezim vergi toplamak için çok sayıda kişi ile birlikte bölgelere dağılır ve her türlü baskı yöntemi ile halktan vergi toplama yoluna başvuruyordu.

"YASAL MAFYA GİBİ DAVRANIYOR"

Söz konusu mağduriyeti yaşayan Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nden emekli İsmail Araç, 8 yıl önce Garanti Bankası’ndan 50 bin TL kredi çektiğini ve borcunun banka tarafından bir varlık yönetimi şirketine satıldığını söyledi. Araç, “Bu şirket bankaya olan borcumu devraldıktan sonra ilk olarak benim 76 bin tutarındaki emekli ikramiyeme el koydu. Yine her ay emekli maaşımdan bin 500 TL kesinti yapılıyor. Günde belki 30 defa beni arayarak, mafya gibi taciz ve tehdit ediyorlar. 22 yıl devlet memurluğu yaptım ama şuan evsizim. Bankalar vatandaşla anlaşma yapacağına gidip tefecilerle çalışıyor. Bu adi varlık şirketleri yüzünden kızıma bile nafaka ödeyemiyorum. Şikâyet ediyorum diyeceğim ama kimi kime şikâyet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

"CANINI İSTİYORUZ" DİYORLAR

Varlık şirketlerin kıskacına giren bir diğer yurttaş ise Tekin Yakar. Kızılay’da simit satarak geçimini sağlayan Yakar’ın kredi kartı borcu 6 bin TL’den, faiz uygulaması sonucu 26 bin TL’ye yükseltilmiş. Borcunun bir varlık şirketine devretmesiyle mağduriyetinin arttığını aktaran Yakar, söz konusu varlık şirketi tarafından her gün defalarca telefonla arandığını ve psikolojik baskıya maruz kaldığını anlattı.

Yakar, “İcra ya da başka yöntemlerle bizi korkutuyorlar. Uzlaşmaya gelelim diyorum, yanaşmıyorlar. Ben 750 TL kira ödüyorum 300 TL yol, elektrik, doğalgaz ve su ile birlikte bin TL zaten gidiyor. Geriye ne kalıyor ki ödeyeyim. Bu varlık şirketleri yasal tefecilerin önde gidenidir. Banka seni aramıyor, tefeciler seni arıyor ve resmen ‘canını istiyoruz’ diyorlar. Deniz Bank niye beni çağırmıyor? Devletin bankaları insanları neden çağırmıyorlar? Devlet iş adamlarının vergilerini af etmeyi biliyorlar ama vatandaşın borçlarını ödeme yerine üstüne faiz koyuyor.  Bize diyorlar ‘çok yemeseydiniz’, bu paranın nesini yiyeyim. Nasıl geçinelim taş mı yiyelim? Ocak da taş mı kaynatalım?​” diye sordu.

"BORCUNA BORÇ KATIYORLAR"

Aynur Ateş adlı yurttaş ise, varlık şirketlerinin kredi kartı borçlularıyla anlaşma yoluna gitmediklerini söylüyor.  Ateş, “Kredi alırken seninle ilgilenen bankalar, borçları almak konusunda seninle anlaşma yoluna gitmeyip varlık şirketlerine devrediyorlar. Şirketlerle anlaşıyorlar ve borçları onlara devrediyorlar. Bu sefer de avukat ücretleri borcun üstüne ekleniyor. Mesela 50 TL borcun varsa, 60 lira artıyor. Çok çirkin bir durum. Madem krediyi yurttaşa veriyorsun, o zaman yurttaşla da sen anlaş… Buna kalpazanlık denir. İnsanlara gözdağı veriyor ve korku salıyorlar. Ben çok yaşadım bu durumu ve lanet olsun dedim… Evindeki eşyaları almakla tehdit ediyorlar. Şirketlerle anlaşmak mümkün değil, adamlar senin borcuna borç katıyor” diye konuştu. (MA)

ÖNCEKİ HABER

Beraate rağmen ihraç edildi, karşı dava sürerken göreve iade edildi

SONRAKİ HABER

Doğal gaz faturasına öfke sürüyor: Her şeye zam yaparak devlet yönetilmez

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...